Uzun süre kulaklık ile müzik dinlemenin işitme kaybı nedenlerinden birisi olduğunu açıklayan Prof. Dr. Üçüncü, “Hayatımız boyunca maruz kaldığımız dış etkenleri algılayabilmek ve işleyip reaksiyon verebilmek için sağlıklı ve tam bir işitmeye ihtiyacımız vardır. Bununla birlikte insanoğlu sağlıklı konuşabilmek için de yeterli işitmeye sahip olmalıdır.
Zira beyindeki işitme ve konuşma merkezleri bağlantılıdır ve bebeklik/çocukluk çağında yaşanılan işitme kayıpları, gerekli önlemler alınmazsa veya tedaviler yapılmazsa aynı zamanda konuşma bozukluğuna da yol açacaktır. Dünya sağlık örgütünün verilerine göre günümüzdeki insan nüfusunun yüzde 5’i (430 milyon) işitme rehabilitasyonuna ihtiyaç duymaktadır. Tahminlere göre 2050 yılına gelindiğinde işitme rehabilitasyonuna ihtiyaç duyan insan sayısı 700 milyona çıkması beklenmektedir.
1 milyar genç erişkin güvenli olmayan dinleme alışkanlıkları nedeniyle kalıcı fakat önlenebilir işitme kaybı tehdidi altındadır. Araştırmalar her 500 bebeğin 1’inde doğuştan işitme kaybı olduğunu göstermektedir. Bu rakamlar işitme kaybının toplum sağlığı açısından ne kadar büyük ve önemli bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır. Doğuştan işitme kaybı, enfeksiyonlar, kafaya alınan darbeler, kulaklıkla uzun süre yüksek sesli müzik dinleme, çevre ile ilgili gürültü maruziyeti ve genetik nedenler işitme kaybına yol açan faktörlerden en sık görülenlerdir.