Sinop''ta pazarcılık yapan Oğuzhan Yıldırım, “Pahalılıktan şikayetçiyim tabii. Halkımız yiyemiyor. 30-40 TL’ye halkımız nasıl biber yiyecek? İnsanların cebinde para kalmadı, halkımız finalleri oynuyor. Bu konuda devletimizin tarıma çok önem vermesi lazım. Tarım iyice elimizden gidiyor. Mazot pahalı, gübre pahalı. Biz, yıllık 300 dönüm yer yapan çiftçiydik. Şu an da bir kilogram bile bir şey yetiştirmiyoruz. Bu sene Bafra yerli çiftçiliğini bıraktık. Sadece buğday ektik, başka hiçbir şeyimiz yok. Normalde 250-300 dönüm sebze yetiştiriyorduk ama pahalılıktan dolayı bıraktık” diye konuştu.
"YARIM SAATTE BİR MÜŞTERİ YAKALADIK"
Pazar esnafı Reşat Güler ise “Bu millet bir kilogram portakalı 10 TL’ye yerse, bir kilogram elmayı 10 TL’ye yerse, bir kilogram domatesi 20 TL’ye yerse bu insanlar nasıl geçinecek? 300 kilometre, gel-git yol yapıyoruz. Mazot 20 küsur lira. Tezgaha, siftahsız, işe başlamadan 2 bin 500 TL mazot parası veriyoruz. Meyveyi koyduğumuz poşetin kilogramı bile 90 TL olmuş. Üç arkadaş çalışıyoruz, bir de patron var. Toplam dört kişiyiz. Üç tane çalışanın maaşı, sigortası karşılar mı? Karşılamaz. Geçen sene ben bu tezgahta üç ton portakal satıyordum, bu sene bir ton portakal satamıyorum. İnsanlar alamıyor. Yarım saatte bir müşteri yakaladık” dedi.
"HALKIN ARTIK DERS VERMESİ LAZIM"
Pazarda alışveriş yapan Turan Şen de “Pahalılıktan çok şikayetçiyiz. Artık bu devlet bize yiyecek bir şey bırakmadı. Nerdeyse cebimizdekileri de alacak. Ama halkın artık ders vermesi lazım” diye konuştu. (ANKA)