Yıllar önce ekonomist Prof. Özgür Demirtaş ile çıktığı televizyon programında ''Merkez Bankası’nın yerinde olsam şak diye doları satarım'' sözleri sonrası ''Şakkadanak'' Necmettin olarak anılan Türkiye Gazetesi yazarı Necmettin Batırel, yine çok tartışılan bir yazıya imza attı.
''Resim niye değişti?'' başlıklı yazısında dolar kuruna dair önemli tahminlerde bulunan Batırel, ülkeye girecek paralar sonrası dolar /TL kurunun eylül ayı içerisinde 15 lirayı göreceğini iddia etti.
Batırel''in dikkat çeken yazısı şöyle:
Merkez Bankası politika faizini 7 ay aradan sonra sürpriz bir kararla 100 baz puan düşürdü, %13’e çekti. Neden böyle bir adım atıldı? Deniyor ki;
"Üçüncü çeyrekte büyüme hızının %3’e düşmesini engellemek amacıyla... Döviz rezervlerindeki artışın sağladığı güven dolayısıyla… Yurt dışından gelen paranın desteği sayesinde… Daha önce böyle para olmadığı için faiz indirilmemişti... Rusya ve Körfezden büyük destek var... Turizm gelirinin getirdiği iyimserlikle. Yüksek kur sayesinde ihracatın artırılması için…”
Bunların hangisinin doğru olduğunu söylemeden rakamları birlikte analiz edelim. Yabancı yatırımcılar, 12 Ağustos haftasında uzun bir aradan sonra net alıcı konumuna geçti. 270 milyon dolarlık hisse senedi ve tahvil alımı yaptılar. Söz konusu rakam Kasım 2021''den bu yana görülen en yüksek seviye… Merkez Bankasının net uluslararası rezervleri son haftada 3,87 milyar dolar artarak 15,68 milyar dolara yükseldi. Net rezervler temmuz başlarında 6,1 milyar dolarla 2002’den bu yana en düşük seviyeyi görmüştü. 1,5 ayda 9,5 milyar dolarlık artış oldu. Toplam brüt rezervler 5,1 milyar dolar artışla 113,7 milyar dolara çıktı. Son iki haftadaki artış12,5 milyar dolar. Ekonomiye güven olmasa 2 haftada kamyon dolusu döviz gelir mi? Bu daha başlangıç, yavru giriş… Anasını görünce küçük dilinizi yutacaksınız!..
Yerli yatırımcıların döviz mevduatı geçen hafta parite etkisinden arındırılmış olarak 267 milyar dolar azaldı, 216,5 milyar dolara geriledi. En önemli gelişme, önceki hafta 4,7 milyar dolar döviz alan şirketler geçen hafta 45 milyon dolar sattı. Neden? Çünkü bankalar şirketlerin döviz mevduatını kur korumalı mevduata çevirmesi durumunda bunu teminat kabul ederek yüzde 14-18 arasında ticari kredi faizi vermeye başladı. Bu durumda bankalar arası döviz mevduatı geçişi hızlandı. Şirketler döviz almak yerine ucuz TL kredisine sahip olmak için kur korumalı hesaba geçiyor. Böylelikle hem piyasadaki döviz talebi azalıyor. Hem de şirketlere ucuz finans sağlanmış oluyor. Tüzel kişilerin dövize yönelmemesi üzerine faiz indirimine ve uluslararası borsalarda aşırı değer kazanmasına rağmen kurlarda çok sınırlı bir artış oldu. Faiz indiriminin TL’yi zayıflatacağını kurları yükselteceğini böylece maliyetlerin artarak enflasyonun zirvede kalacağını Merkez Bankası bilmiyor mu? Yüksek kur ile ihracatçının daha çok mal satacağı düşüncesi doğru değil. Türkiye, Çin’in tedarik zincirinden çekilmesiyle zaten Avrupa pazarının göz bebeği. İhracatçı şirketler siparişlere yetişemiyor. Kaldı ki, ne kadar çok ihracat o kadar ara malı ithalatını beraberinde getiriyor…
Faiz indiriminin tek bir açıklaması var. Eylül ayında yurt dışından çok büyük fon girişi gerçekleşecek. Merkez Bankası bunu çok iyi biliyor. Bunun sonucunda kurlarda sert gerileme yaşanacağı için önden böyle karar alındı. Böyle bir hareketin yaşanacağını uzun süreden beri yazıyorum, nitekim bu faiz indirimi ile doğrulanmış oldu.
Göreceksiniz toplam rezervlerimiz eylül sonunda büyük fon girişiyle 200 milyar doları aşacak, kur baskısı tamamen ortadan kalkacak... TL’deki kayıplar yıllık TÜFE’yi aşamayacak, dolar ilk hamlede 15 liraya düşecek. Reel sektörün finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla piyasaya can suyu veren Kredi Garanti Fonunda bakiye tutarı 500 milyar liradan 1 trilyon liraya yükseltildi… Başka bir ifade ile KGF’nin kefalet verebileceği kredilerin toplam tutarı 500 milyar liradan 1 trilyon liraya çıkarıldı. Bankalar geri dönüşlerinden endişe duydukları için ticari kredi faizi vermek istemiyordu. Bu problemi aşmak için kredi garanti fonunun kapasitesi arttırıldı. KOBİ’lere şimdi düşük faizli 500 milyar liralık ekstra kaynak sağlanacak. Böylece hem üretim hem istihdam artacak, dünya küçülürken, Türkiye istikrarlı büyümesini sürdürecek. Faiz indirimini yerden yere vuran bazı sözde finans profesörü olarak geçinenler yerin dibine girecek!..