Yaşam bir satır şiirse eğer

Zaman hayallerde daracık bir alanda sonsuz bir ışığa dönüşür. Bir anlık nefes bir satırlık lirik bir ifade, bir çocuğun hesapsız kitapsız en masum sözü olur. Bazen bir roman bazen bir öykü bazen bir nota olur. Kutsal bir kitabın en alegorik yanına gizlenir. Ama insanın en katıksız gerçeği olur. Gerçek görülen gözlemlenen değil apriori bir duyuştur. 

 Eşsiz teoriler, en kitabi sözler bazen parmakları bir sayfaya temas etmemiş dudaklardan çıkar. O yüzden edebiyat diğer bilimler gibi sadece kitaplıları misafir etmez dünyasında. Edebiyatın nesnesi bu yüzden insandır. Çünkü öznesi olan insanın bütün yönleriyle kendisini ifade ettiği bazen bütün disiplinlerden soyutlanmış bir disiplindir edebiyat. Bu yüzden şair, bir bilinmez ve duyulmazın nasırına şiir yazar.

Edebiyat derken Batı klasiklerinin yahut doğu klasiklerinin bütün yönleri ile mükemmel sevgilileri sıkar bunaltır sizi. Bu yüzden sevginin nesnesi bütün fizyolojik erotizmi ile dudaklarından bal içtiğiniz, Kevser ırmağı devşirdiğiniz sevgili değildir. Gerçek sevgili bütün kusurları ile en masum yanını topladığı sulanmış gözleriyle size bakan kişidir. Bacakları çok düzgün olmasa da gerdan kokusu terle karışık bir parfümle sizi büyülemeye yeter. Konuşurken sesindeki billurluk acem ve Arap diyarının serabıdır. Size dili ile dişi arasında süzülen Akdeniz esmerliği yeter.

Şiir ya da edebiyat, gerçeğin değiştiği yer değildir. Gerçeğin bütün çıplaklığı ile zihin ve kalp düzleminde size göründüğü yerdir. Cennet mükemmelliği arzu edenlerin doymak bilmez güdülerine vaat edilse de gerçek kulun cenneti arzu ettiği alternatif hayatta yani edebiyatta saklıdır. Gerçek yaşam bu sebeple bir satırlık şiirdir.

 

 

 

Yazarlar Haberleri