Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu'nda 62. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni ile Yüksek Mahkeme üyeliğine seçilen Ömer Çınar için yemin töreni yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenin açılış konuşmasını Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya yaptı.
Özkaya, Yükseköğretim Genel Kurulunca gösterilen 3 aday arasından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Prof. Dr. Ömer Çınar'ı tebrik etti.
Anayasa Mahkemesi'nin, bugüne kadar bireysel başvuru kapsamında yaşama hakkından ifade özgürlüğüne, mülkiyet hakkından örgütlenme özgürlüğüne hak ve özgürlüklerle ilgili olarak yüz binlerce karar verdiğini belirten Özkaya, bireysel başvuru istatistiklerini kamuoyuna açıkladı.
Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruları karara bağladığı yaklaşık 12 yıllık süreçte, Türkiye'nin aleyhine AİHM'e yapılan başvuruların önemli ölçüde azaldığını dile getiren Özkaya, şunları söyledi: "Mahkememize 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren bugüne kadar toplam 601 bin 726 bireysel başvuru yapılmış, bunların 499 bin 737'si yani yüzde 83'ü sonuçlandırılmıştır. 2023 yılında çıkan işin gelen işi karşılama oranı yüzde 101 olarak gerçekleşmiştir. Bununla birlikte bugün için önümüzde derdest hâlde 101 bin 983 bireysel başvuru bulunmaktadır. 23 Eylül 2012 tarihinden bugüne kadar makul sürede yargılanma hakkı hariç, karara bağlanan yaklaşık 355 bin başvurudan 16 bin 646'sında başvurucuların temel hak ve özgürlüklerinden en az birinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. 16 bin 646 ihlalin önemli bir kısmının da usul güvencelerinden kaynaklı ihlaller olduğunu gözettiğimizde ortaya çıkan esaslı ihlal oranının yaklaşık yüzde 3-3,5 rakamlarına denk geldiğini görüyoruz"
BİREYSEL BAŞVURUDA YENİDEN DÜZENLEME HAKKINDA
Özkaya, "Anayasa Mahkemesi, verdiği kararlarla adalet, hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetler gibi değerlerin gerçekleşmesine katkı yapmaktadır. Bu kararların, bireylerin adalet duygularını tatmin etmek suretiyle, onların devlete ve hukuka olan güvenlerini artırdığına inanıyoruz" dedi.
"Anayasa Mahkemesinin hak ve özgürlükleri sağlama bakımından, hayatın her alanına dokunan kararları arasında kamuoyunda tartışmaya konu olanı çok az sayıdadır” diyen Özkaya, “Esasen bireysel başvuruyu kabul eden bazı ülkelerde de tartışmaların yaşandığı, zaman zaman birtakım sorunların ortaya çıktığı, yaşanan veya yaşanılması muhtemel olan sorunların ortaya çıkmasının önlenmesi veya giderilmesi için bazı tedbirlerin alındığı müşahede edilmektedir. Dolayısıyla ülkemizde de sorun olarak görülen bazı durumlar için birtakım düzenlemeler düşünülebilir" ifadelerini kullandı.
Bireysel başvuru yolunun, bugünkü işlevselliğiyle mutlak gerekliliği konusunda toplumda ortak bir kanaat oluştuğuna değinen Kadir Özkaya, şunları aktardı: "Bu kanaatin de bir gereği olarak yapılabilecek anayasal veya yasal düzenlemelerde müessesenin bugünkü işlevselliğini kaybetmeden korunması gerektiğini düşünüyoruz"
YÜKSEK MAHKEMELER ARASINDA UYUM VE İŞBİRLİĞİ MESAJI
Yüksek mahkemeler arasında işbirliği ve uyum vurgusunda bulunan Özkaya, şöyle konuştu:
"Anayasa koyucunun anayasal organların kendilerine verilen görevleri yerine getirirken birbirleriyle 'işbirliği içinde' 'düzenli ve uyumlu' çalışmalarını arzu ettiği görülmektedir. Anayasa'ya göre yasama, yürütme ve yargı organları arasında hiyerarşik bir ilişki olmadığı gibi yüksek yargı organları arasında da böyle bir ilişki yoktur. Her bir yüksek mahkeme, Anayasa ve kanunlarda kendilerine yüklenilen görevleri yapmakla mükelleftir. Her birinin görev ve yetkileri, işleyiş biçimleri, kararlarının nitelikleri Anayasa ve kanunlarda açık bir biçimde düzenlenmiştir. Bununla birlikte anayasal organlar (Anayasa Mahkemesi ile diğer yargı organları, yasama ve yürütme) arasında iş birliği, düzen ve uyumun sağlanabilmesi için, bu organların insanlardan müteşekkil olması, insanın olduğu yerde her zaman için farklı yaklaşımların, farklı fikirlerin oluşabilmesinin ve ihtilaf doğabilmesinin muhtemel olması nedeniyle Anayasa ve kanunlara uygun hareket etmenin yanında, aralarında daima iyi bir iletişimin bulunmasına da ihtiyaç bulunmaktadır. Bu yaklaşımla geliştirilecek çözümlerin milletimizin genel olarak devletine ve tek tek anayasal organlara güvenini artıracağına olan inancımı da paylaşmak isterim."