Engelli vatandaşlar olarak bizler yıllardır Engelliler Bakanlığı ’nın kurulmasını bekliyor ve istiyoruz. Bu isteğimizin sebebi ve sonuçlarını daha önceki yazılarımızda anlatmaya çalıştık. Yıllar önce bu konuya benzeyen yaşanmış ve çözüme ulaşmış olan bir başka örnek ile hatırlatma yapmak isterim.
1997 yılında Türkiye Özürlüler Federasyonu’nun adı, Türkiye Engelliler Spor Federasyonu (TESF) olarak değiştirildi. 2000 yılında ise Türkiye Engelliler Spor Federasyonu dağıldı ve dört ayrı federasyon oluştu. Tek bir federasyon altında olmasının yanlış olduğunu defalarca örnekleri ile Bakanlığa, Kurumlara ve İdari birimlere rahmetli Yavuz Kocaömer tarafından çok defa anlatıldı. İlerleyen süreçte Federasyonlar şu şekilde ortaya çıkmış oldu, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, İşitme Engelliler Spor Federasyonu, Görme Engelliler Spor Federasyonu ve Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu oluştu.
Engelli Spor Federasyonlarının ayrılmasının başlıca faydaları şunlar oldu. Engeline göre spor ihtiyaçlarının belirlenmesi. Klasifikasyonda (sınıflandırma) engeline göre puanlama yapılması. Bu yönde verilerin (sporcu sınıfları) doğru tutulmasıyla hakemlerin oyunlarda engelli sporcuların ayrılmış olan sınıflarda, doğru yönetilmesi ile sonuçlarda haksız rekabetin ortadan kalkması sağlandı. O dönemler de bunlar gibi birçok iç içe girmiş olan karmaşık sorunların, ayrılıp toparlanması sayesinde engelli sporu belli bir düzene girmiş oldu.
Yalın olarak anlatmak gerekirse Engelli Bakanlığı ’nın önemi şu şekildedir. Engelli gruplarının her birine özgü sorunlarının olması, bireysel olarak ihtiyaç ve gereksinimlerinden kaynaklı Engelliler Bakanlığının yönetim şeması altında 4’e 5’e veya belki de 6 kısma ayrılmış daire başkanlıkları olmalıdır. Böylece engelli bireylerin engeline göre ihtiyacının en doğru şekilde tespit edilmesi sağlanmış ve bu sayede en hızlı biçimde çözüme ulaşması amaçlanmalıdır. Bununla birlikte kurulan Engelliler Bakanlığı’na kamu da atama bekleyen binlerce engelli memurun da ataması gerçekleştirilmiş olacak. Tabiî ki Bakanlık çalışanlarının %50 si de sanırım engellirden oluşacaktır diye düşünüyorum.
Erişebilirlik sorunu başta olmak üzere engelli birey ve ailelerin ihtiyaçları yıllardır ötelenmektedir. Bu doğrultuda ülkemizde yaşayan engelli birey ve ailelerin dayanma gücü kalmamıştır. Zaman kaybetmeden biran önce engelli bireyler için acil çözümler gereklidir. Birinci sırada gelen engelli emekli veya bakım ücretlerinin en düşük emekli maaş 7.500-TL seviyesine güncellenmelidir. Bununla birlikte, engellilerin iş yerlerinde çalışmak için aldığı sağlık kurulu rapor oranlarındaki çalışma yılını tamamlaması ile 15-17 veya 18 yıl SGK Primini ödemiş ve engelli hakkından emekli olan vatandaşlarında emekli maaşlarının alt seviyeden olan (7.500 TL) ücretin, geçinilebilir bir seviyeye yükseltilmesi gereklidir. Çünkü normal bireylerden farkımız, engellilerin bireysel ihtiyaçları (Ortez, protez vb..) maddi olarak çok daha fazlaca ve yüksek fiyatlardan temin edilebilmektedir. Cumhurbaşkanımızdan ve TBMM biz engellileri temsil eden 5 Millet Vekilimizden biran önce Engelliler Bakanlığın kurulması için harekete geçmelerini beklemekteyiz.