Şehrin planlaması, pek çok antik kente göre çok daha 'derli toplu' olarak tanımlanıyor. Müthiş bir şehircilik planlaması ile tarihe kazandırılmış kent, daha korunaklı bir alanda olduğu için de vakti zamanında oldukça güvenli ve huzurlu bir yerleşim yeri olarak biliniyormuş. Şehrin içinden geçen ve Düden Şelalesi'nden gelen suyun değerlendirilmesine olanak tanıyan su yolu da görenleri kendine hayran bırakıyor. Sanıyorum ki Perge ziyaretinde en gözümü alamadığım noktalardan biri de bu bahsini geçirmiş olduğum su yoluydu.
Kent, aynı zamanda ünlü matematikçi ve astronom Apollonius'un da memleketi olarak biliniyor. Apollonius, konik kesitler üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmış ve kendi döneminde matematik alanında önemli bir yere sahip olmuştur. Bu yönüyle Perge, sadece kültürel ve ticari bir merkez değil, aynı zamanda bilimsel anlamda da bir çekim noktası olarak tarihe geçmiş durumda.
METROYLA GİDİLEBİLEN TEK ANTİK KENT!
Perge’yi ziyaret etmek, antik bir şehrin atmosferini solumak, taş yollarda yürümek ve binlerce yıl öncesinin izlerini hissetmek demek. Antalya merkeze oldukça yakın olan bu antik kent, ulaşımın kolaylığı ve büyüleyici atmosferi ile her yıl çok sayıda turisti ağırlıyor. Kent, aynı zamanda 'metro' ile ulaşılabilen ilk ve tek antik kent oluşuyla da dikkat çekiyor.
Aksu'ya metroyla ulaşım sağladıktan sonra ziyaret saatleri içerisinde Müze Kart kullanarak Perge'ye giriş yapılabiliyor. Üstelik Kültür Yolu Festivali kapsamında rehberlerle birlikte hareket ederek şehre dair tüm detayları dinlemek mümkün.