Ankara’da yaşayan Emrah Arslan, Japon araçları satan bir bayiden 2023 yılında sıfır kilometre Suzuki Vitara model bir araba aldı. Bir süre sonra arabaya koltuk düzenleyici monte ederken, koltuk başlarında pas olduğunu gören Emrah Arslan, arabanın bir garantisinin olduğunu düşünerek Türkiye distribütöründen koltukların değiştirilmesi için talepte bulundu.
İddiaya göre, bir üretici hatası olduğunu kabul eden distribütör, koltukları yenileriyle değiştiremeyeceklerini, yerine 1 defaya mahsus olmak üzere bakım hediye etmek istediklerini söyledi. Talebi kabul etmeyen Emrah Arslan, Japonya Dışişleri Bakanlığı, Japonya Ankara Büyükelçiliği ile aracın üretim fabrikasının bulunduğu Macaristan ile iletişime geçti. Buralardan da olumlu bir yanıt alamadığını belirten Emrah Arslan, olayı yargıya taşıdı.
"YILLIK BAKIM VERELİM KONU KAPANSIN"
Yaşadıklarına ilişkin İHA muhabirine konuşan mağdur Arslan, koltuk başlarında oluşan paslanmanın üretici kaynaklı olduğunu servisin kabul ettiğini ifade ederek, “Aracımızı 2023 yılının Ocak ayında aldık. Aracımızın koltuklarına, koltuk düzenleyici takarken, koltuk başlıklarında paslanmalar fark ettik. Ardından aracın markasının Türkiye distribütörüyle iletişime geçtik. Servislerine davet ettiler. Servis bu durumun ciddi boyutlu olduğunu, tüm koltuklarda bulunduğunu ve paslanmaların derinlere gittiğini bize anlattı. Servis bize ‘tamirat mümkün gözükmüyor, 4 koltuk için yenisini isteyeceğiz ancak gelen koltuklar da paslı olabilir’ dedi. Ardından distribütörle tekrardan konuştuk. Onlar da üretici hatası olduğunu kabul etti. ‘Yenisiyle değiştiremiyoruz. Sizin için 1 adet yıllık bakım verelim, konu kapansın’ dediler, biz de bunu kabul etmedik” diye konuştu.
"BİZİ RAHATSIZ ETMEYİN DİYEREK ENGELLEDİLER"
Japonya Dışişleri Bakanlığı, Japonya Ankara Büyükelçiliği, Macaristan'daki aracın üretim fabrikası ile iletişime geçtiğini söyleyen araç sahibi Arslan, “Aldığımız yanıt, ‘Siz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıymışsınız. Avrupa Birliği veya Amerika ülkesinde yaşamıyorsunuz. Türk ortaklarımız bize bilgi verdi. Ülkenizdeki davalar yıllar sürüyormuş. Türk yargısına bol şanslar, bizi de bir daha rahatsız etmeyin’ dediler ve bizi engellediler. Bu durum bizim zorumuza gitti. Başka ülkelerdeki insanlarla da iletişime geçtik. Üçüncü sınıf ülke olarak görülen Asya’dan, Latin Amerika’dan insanlar da ‘benim aracımda da bu konu var’ dedi. Avrupa’daki insanlara sorduk. Hiç kimse bizde bu konu var demedi. Bu da markanın üçüncü sınıf ülke gördükleri yerlere sevkiyat araçlarına defolu parçaları kullandıklarının bir ispatıydı” ifadelerine yer verdi.
"MARKANIN EN ÜST MODEL TÜM ARAÇLARI PASLIYDI"
Firmanın bayisine giderek diğer araçları da inceleyen Arslan, “Yargı sürecinin çok uzun süreceğini anlayınca Tüketici Hakem Heyetine başvurduk. Buradan bir tazminat kazandık. Durumu bilirkişi de inceledi. Bunun bir üretici hatası olduğunu tespit etti, paslanmaların derinlere gittiğini. Bize bir tazminat hükmetti. Biz tazminatımızı almak için firmaya başvurduk. Marka da bizi davaya verdi. Mahkeme süreci başladı. Süreçte tek itirazları şuydu; 'Bu tamamen bir tüketici hatasıdır. Kendi ıslatmış. Bizim üzerimizden para kazanmaya çalışıyor. Bizim servis kayıtlarımız var. Bunun delillerini vereceğiz' dediler. Bunun üzerine kendi bayilerindeki araçları gezdik. Bu markanın en üst model tüm araçları paslıydı. Bunu da mahkemeye delil olarak koyduk” dedi.
Mağdur olan Arslan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, yargı ve vatandaşlarını üçüncü sınıf ülke olarak gördüğünü iddia ettiği bu zihniyete karşı hukuk mücadelesi verdiğini açıkladı. Süreci şahsi olarak takip ettiğini söyleyen Emrah Arslan, karşı tarafın 8 avukatına karşı avukatı olmadığını, kendi mücadelesini verdiğini dile söyledi.
"DAVA SÜRECİNİ KAPATALIM DEDİLER"
Markanın ilerleyen süreçte aradığını ve koltukları yenisiyle değiştirme talebinde bulunduğunu söyleyen Arslan, “Bu marka daha sonra bizi aradı. ‘Sizin tüm koltuklarınızı yenisiyle değiştirelim. Bu dava sürecini kapatalım’ dedi. Biz kabul etmedik. İkinci kez bu şirketin baş hukukçusu aradı. ‘Sizin hem koltuklarınızı değiştirelim hem de size tazminat verelim. Sizin koltuklarınızı da söküp fabrikaya incelemeye gönderelim’ dedi. Ben de kendilerine benim aracımdaki koltukları sökmenize gerek yok, bayinizde satılan mahkemeye koyduğum delilleri siz de görüyorsunuz. O bayilerdeki sıfır araçlardan koltukları sökün, fabrikaya gönderin dedim” ifadelerine yer verdi.
Olayla ilgili davanın 17 Ocak’ta Ankara 5. Tüketici Mahkemesinde görüleceği öğrenildi.