Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş''e yönelik suikastla ilgili gelişmeler ortaya çıkmaya devam ediyor. Saldırıyı organize eden Doğukan Cep yakalanırken, tetikçi Eray Özyağcı hala yakalanamadı. Özyağcı''yı sakladığı öne sürülen eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş ise geçtiğimiz hafta tutuklandı.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, soruşturmayla ilgili olarak edindiği yeni bilgileri okurlarıyla paylaştı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ve MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz''a yakınlığıyla bilinen Demirbaş''ın cinayetin siyasi ayağındaki kritik halka gibi göründüğünü dile getiren Terkoğlu, "Haliyle, devletin cinayeti çözmeye çalışan kanadı onun üstüne yoğunlaşırken soruşturmanın yukarıya doğru uzanmamasını isteyen bir başka taraf ise Demirbaş’ı kurtarmaya çalışıyor" ifadesini kullandı; ardından şu bilgileri verdi:
"(...) Peki Tolgahan Demirbaş’la ilgili deliller neler?
Ankara’da soruşturmayı yürütenler bu soruya ''çok'' yanıtını veriyor. Ancak bugün size kulislerden değil, soruşturma dosyasının içindeki somut bilgilerden bahsedeceğim.
CİNAYET GÜNÜ ŞÜPHELİ TELEFON
Önce bir kafeden söz edeyim: Marco Pascha. Kafe Kayseri merkezli. Ankara’daki şubeleriyle büyümüş. Sahibi olan Aytaç Ataç ise 11 yıldır buranın başında. Ataç’ın, Ankara Gölbaşı’nda şirketi Selçuklu AŞ. adına kayıtlı, 74 dönümlük bir arazisi var. Gözlerden uzak bir çiftliği bulunuyor.
Aytaç Ataç, Sinan Ateş cinayetinde gözaltına alındığında, kimse neler olduğunu anlamadı. Ta ki 23 Ocak’ta Emniyet’te verdiği ifadeye kadar...
Anlattığına göre Tolgahan Demirbaş ile 8 senedir arkadaştı. Ataç, ''Tolgahan Demirbaş’ı eski Ülkü Ocakları başkan yardımcısı olarak bilirim'' diye anlatıyor. Demirbaş, Ataç’ın kafesine nargileye geliyor, çiftliği, sahibi Aytaç Ataç olmadan da kullanıyor.
Sinan Ateş’in katledildiği 30 Aralık günü, cinayetten 2.5 saat önce, saat 11 civarında, Demirbaş, Ataç’ı aradı. ''Bugün çiftliğe gidecek misin'' diye sordu. Ataç, ''Gitmeyeceğim'' dedi.
Ataç, saldırıyla ilgisi olmadığını, cinayeti sosyal medyadan öğrendiğini iddia ediyor. Cinayet sonrasında Ataç ile Demirbaş arasında bir konuşma olmuş. Ataç, Demirbaş’ı arayarak Sinan Ateş’e saldırıyı sormuş. Demirbaş, bilgisi olmadığını söyleyerek kapatmış. Birkaç gün sonra da aynı diyalog geçmiş. Peki gerçekten öyle miydi?
9 AY ÖNCE TAKİPTE
Yanıtı için, size tutuklanan bir başka isimden, Çağlar Zorlu’dan bahsedeyim. Diyeceksiniz ki Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Tolgahan Demirbaş arasında nasıl bir ilişki var?
Ataç, Çağlar Zorlu’yu nasıl tanıdığını polise şöyle anlattı:
''Çağlar Zorlu’yu, 2-3 yıl kadar önce, Kayseri’den bir arkadaşım vasıtasıyla tanıdım. Çağlar’ı bana tanıştıran arkadaşım, MİT’te memur olarak görev yaptığını söylemişti. Daha sonra Çağlar’ın Kömür İşletmeleri’nde çalıştığını öğrendim. 2022 yılının ocak veya şubat ayında, kafeme müşteri olarak geldiklerinde, aynı masada oturduğumuz için tanıştırdım.''
Bu üç kişinin tanışıklığının, Sinan Ateş cinayetiyle ne ilgisi var? Bunu da Ataç kendisi söylesin:
''2022 yılının mart ayında, Tolgahan ve Çağlar yanımda oturduklarında, Tolgahan, Çağlar’a, ‘bir adres bulmamız lazım, yardımcı olabilir misin’ dedi. Çağlar da ‘yardımcı olabilirim’ dedi.''
Kimin adresini istemiş olduğunu tahmin ediyorsanız, doğru bildiniz. Ataç kendisi söylesin: ''Çağlar daha sonra kafeye geldiğinde, Tolgahan’ın kendisinden istemiş olduğu adresin, Sinan Ateş’in adresi olduğunu bana söyledi.''
Sanırım anlaşıldı. Polisin ve savcılığın elindeki bilgiye göre, Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş, cinayetten 9 ay önce, Sinan Ateş’in peşindeydi. Devletin imkânlarıyla takip etmeye çalışıyordu. Çağlar Zorlu’dan yardım istedi. O da etti.
''KONUM BİLGİLERİNİ DE UYDURUYORMUŞ''
Ataç, 23 Ocak’ta sevk edildiği savcılıkta, daha kritik bir ayrıntıyı itiraf etti:
''Çağlar, bana, ‘Abi bunlar benden konum istiyorlar, bir arkadaşın (Sinan Ateş) kulağını çekeceklermiş, yardım istiyorlar’ dedi.''
Ataç’ın anlattığına göre, Tolgahan Demirbaş, Çağlar Zorlu’ya, Sinan Ateş’in telefonunu göndermişti. Cep telefonu sinyallerinin verdiği konum bilgilerinden takip edeceklerdi. Peki, neden Çağlar Zorlu’dan istediler? Avukatı, mahkemede şöyle açıkladı: ''Müvekkilim eski bir MİT çalışanı olduğu için böyle bir talepte bulunuyorlar, açıkçası bunu kullanmak için yardım istiyorlar.''
Peki verdi mi? Zorlu, konum bilgilerini vermiş. Ancak kendisinin anlattığına göre, Sinan Ateş’in öldürüleceğini bilmiyormuş, hatta numaranın onun olduğunu bile bilmiyormuş, konum bilgilerini de uyduruyormuş.''
''HEPSİNİ SİL'' UYARISI
Bir telefon konuşması da Ataç ile Zorlu arasında oldu. Zorlu şöyle anlattı:
''Olayın olduğu gün, Aytaç Bey beni saat 13.30-14.00 sıralarında telefonla aradı. ‘Sinan Ateş öldürüldü, sana bir şeyler sorulmuştu ya, onların hepsini sil’ dedi.''
Zorlu’nun ifadesi gösteriyor ki, cinayetin hemen ardından Ataç, Demirbaş ile Zorlu arasındaki mesajları, yani cinayet delillerini ortadan kaldırmak istemiş. Aytaç Ataç ise aradığını kabul ediyor. Ancak ''Sil'' dediğini kabul etmiyor: ''Tolgahan ile görüşmelerini bildiğim için dikkat et’ dedim''.
''ÇİFTLİK BOŞ MU''
Aklınızda kaldı, biliyorum. Cinayet günü, Tolgahan Demirbaş’ın, Aytaç Ataç’ı araması, çiftliğin boş olup olmadığını sorması... Yoksa cinayetin tetikçiliğini yapan, halen de bulunamayan Eray Özyağcı, ilk olarak o çiftliğe mi götürüldü? Aytaç Ataç, 23 Ocak günü, savcıya şunu söyledi:
''Tolgahan, olay günü benim çiftliğime gittiğini ancak orada atış yaptığını, mangal yakmak istediğini söyledi.''
Cinayetten önce ''Çiftlik boş mu'' diye soran Tolgahan Demirbaş, cinayetin ardından çiftliğe gitmiş. Eldeki veriler, tetikçinin de o çiftliğe götürülmüş olabileceğini gösteriyor.
Hatırlayın, önceki saldırı, mart ayında, aynı odak tarafından, Mersin’de Sinan Ateş’e yakın olan Çağrı Ünel’e yapılmıştı. Saldırganlar Ünel’i Ziraat Bankası’nın önünde sıkıştırmıştı. Belli ki orada da telefon sinyalinden konum tespiti yapıldı. (...)"