İdiz, "Başörtüsü yasağı geldi, insanlar mağdur oldu. Ben sol görüşlü bir kadınım ama bana doğru gelmeyen şeyi açıkça söylerim. 'Bu iktidar toplumu ayrıştırıyor' diye şikayet eden laik kesim başlattı bu ayrıştırmayı..." görüşünü savundu.
İdiz ayrıca kadınları hedef alacak şekilde "Çıplak kadın görmekten bana fenalık geldi" şeklinde konuştu.
Tiyatrodan televizyona geçiş yapan isimlerden biri oldunuz ve çok büyük bir popülarite yakaladınız. Şimdi kariyerinize baktığınızda eleştirdiğiniz yönleriniz var mı?
Tiyatroda belli bir popülarite yakalamıştım ama televizyonda bu kadar popüler olacağımı düşünmemiştim. Özel televizyonlarda ilk ünlü olanlardan biriydim. Çok toydum, yol gösterecek kimse de yoktu. Şımarıklarım da oldu. Ama hiçbir zaman korumalarla falan gezmedim, halkın içindeydim hep. Aşırı para kazandım ama ne yazık ki o zamanki eşim ve ben parayı doğru yönetemedik. Kariyerim ve para yönetimi konusunda amatör kaldım. Doğru yönetemedim o süreci. Şimdiki nesil bu açıdan çok şanslı, kariyer planlamalarını profesyonelce yapıyorlar. Uzun yıllar menajerim yoktu. Kariyerimde hak ettiğim yerde değilim. Birçok dizide yer aldım bugüne kadar ancak basında farklı açıdan yansıtılıyorum. Benim de hatalarım oldu elbette. Ama haksızlık da yapıldı bana...
Neden kendinize haksızlık yapıldığını düşünüyorsunuz?
Yeterince anlatamadım kendimi aslında. Geçirdiğim psikolojik, maddi ve manevi problemleri insanlar görmezden geliyorlar. Sizi hep mükemmel formda görmek istiyorlar. Bu da olmayınca haksızca yorumlar yapılıyor. Yaşadığım zorlu süreçlerde sahip çıkanım olmadı sektörden. Yaşadığım psikolojik rahatsızlık bir dönemdi. Ve geçti. Bunun bir hastalık olduğunu ve tedaviyle iyileştiğimi anlatmak için çok çaba sarf ettim ama kendimi anlattıkça insanlar daha da uzaklaştı benden. Bu süreçte vefasızlıklar yaşadım açıkçası.
' BAŞÖRTÜ TARTIŞMASI BANA ÇOK SAÇMA GELİYOR'
Hülya Avşar'ın 'Sanatçıdan dost olmaz' sözüne katılmamak elde değil. Mesela popüler bir dizide rol alsam hemen telefonlarım çalmaya başlar. Bu süreçte bana karşı vefasızlıklar, haksızlar gördüm. Ben de hatalar yaptım ama hakkımda çıkan haber yüzünden bir şehir efsanesi haline geldim. Yapım şirketlerinin bir kısmı hâlâ bu olumsuz algının etkisinde. Bunun artık kırılması gerekiyor. Türkiye'de psikolojik rahatsızlıklar hastalık olarak görülmüyor. Klinikte yattığım dönemde insanlar inanmıyordu bana. Can Gürzap da klinikte yatmama rağmen bana inanmadı. Oyuna çıkmadığım için dava açtı, kazandı da ama alacağı parayı icraya koymadı. Can Hoca benim büyüğümdür, ona saygım çok.
AYRIŞTIRMAYI LAİK KESİM BAŞLATTI
Türkiye'de ayrıştırma aslında başörtüsü tartışmasıyla başladı. Ben sol görüşlü bir kadınım, CHP Gençlik Kolları'nda da yer almıştım. Hayatım boyunca doğru gelmeyen şeyi açıkça söylerim. Şimdi bu iktidar kaç yıldır işbaşında, toplumu ayrıştırıyor diye şikayet eden laik kesim başlattı ayrıştırmayı. Başörtüsü yasaklarına ilk günden beri karşıydım.
Başörtüsü yasaklarını çok saçma ve gereksiz görmüştüm. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, isteyen örtünür, isteyen örtünmez. Benim muhafazakar camiadan da yakın arkadaşlarım var, laik kesimden de. Kim neye inanıyorsa öyle yaşasın. Ben sol görüşlü de olsam inançlı bir kadınım. Müslümanlık en gelişmiş, en hümanist dindir. Rahmetli kayınvalidemin ana dili Arapçaydı. Kuran Kerim'i de hatmetmişti. Onun sayesinde Kuran'ı defalarca okudum. Ne zaman sıkıntıya düşsem okurum.
'ÇIPLAK KADIN GÖRMEKTEN BANA FENALIK GELDİ'
Her dakika çıplak kadın görmekten bana fenalık geldi. Sadece sosyal medyada değil, sokakta da öyle... Artık donla, sütyenle dolaşıyorlar. Türkiye muhafazakarlaşıyor deniyor ama yok öyle bir şey. "Yok İran gibi olacağız yok Afganistan gibi olacağız" diyenler var ama bu gerçeği yansıtmıyor. (Kısa Dalga)
Yolda kalan araca bir el de o attı! Yardımsever köpeği görenler gözlerine inanamadı