Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın kritik faiz kararı belli oldu. Kavcıoğlu, ilk kararında yüzde 19 olan faizi sabit bıraktı.
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından yüzde 19 olan politika faizini değiştirmeyerek sabit bıraktı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, yayınladığı karar metninde "Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceği öngörülmektedir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizini sabit tutarak sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir. " mesajını verdi.
FAİZ İNDİRİMİNE HAZIRLIK
Merkez Bankası karar metninden "gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır" ifadesini çıkardı. Bu ifadenin çıkarılması faiz indirimlerine hazırlık olarak ifade edilebilir.
Merkez Bankası'nın karar metni şöyle;
Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 19 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.
Salgına bağlı olarak 2020 yılında sert daralan küresel ekonomi, destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam etmektedir. Bu iyileşme sürecinde, özellikle imalât sanayi faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenme belirleyici olmaktadır. Emtia fiyatlarındaki artış eğilimi hız keserken, yükselen küresel enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.
AĞBAL NEDEN GİTTİ?
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevinden alınarak, yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı.
Berat Albayrak sonrası her ne kadar reel faiz politikası ile bir değişim gösterse de sadece yüksek faize dayalı politikanın AKP içinde tepki yaratacağı belliydi.
“Ağbal neden görevden alındı?” sorusunun cevaplarını maddeler halinde şöyle verebiliriz:
1- Ağbal en başında adeta bir intihar görevine çıkmıştı. Yapısal reformlara dayanmadan sadece para politikası yani faiz ve para miktarı ile enflasyonu kontrol etmeye çalışmak imkânsızdı.Türkiye’de enflasyonun ana gerekçesi dışa bağlı imalat sanayi ve tarımın ihmal edilmiş olması iken Ağbal sadece yüksek faiz artırımları ile kur kontrolüne odaklandı.
2- Faiz artırımları ilk başta reel ekonomi politikası gibi görüldü, destek buldu ancak arkasından güçlü yapısal reformlar gelmedi. Açıklanan reform paketi de kimseyi tatmin etmedi. Ekonomi yönetimine duyulan güven aşınmaya başladı.
3- Ağbal’ın faiz hamleleri Saray tarafından izlenirken kurun tekrar yükselmesi Ağbal karşıtlarına büyük koz verdi. Amerikan tahvilleri enflasyon beklentisi ile yükselince Ağbal’ın verdiği yüksek faizler boşa gitti. Hem kur arttı hem de iş dünyası yükselen faizlerin altında ezilmeye başladı. İşsizlik yüzde otuzu bulmuşken piyasalara kredi akışının kesilmesi de Ağbal’ı hedef haline getirdi. Saray artan faizlerin büyük bir siyasi bedel getireceğini görerek panik yaptı.
4-Bu süreçte Ağbal karşıtları da boş durmadı. Yeni Şafak Gazetesi son faiz artırımında adeta isyan etti. AKP içindeki çatlağı gösterdi.
Firari FETÖ'cüden ilginç açıklama: ABD ordusuna sızıyoruz
Ankaralı taksici koronadan korunayım derken hastanelik oldu! Dezenfektanla yüzünü yıkadı