Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin iddianamesinin kabul edilmesinin ardından sıcak bir gelişme yaşandı.
İddianamede yer verilmeyen Ayşe Ateş'in ifadesi ortaya çıktı.
T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre; Ayşe Ateş 17 sayfalık ifadesinde, eşi Sinan Ateş’in 2019-2020 yıllarında yılları arasında 15 ay boyunca Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığını, öncesinde de 12 yıl boyunca MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın danışmanlığını yürüttüğünü belirterek, “Rahmetli eşimin Ülkü Ocakları Başkanlığı öncesinde kimse ile bir husumeti bulunmamaktaydı. Ancak Ülkü Ocakları Başkanlığı görevinden sonra sürekli olarak FETÖ mensubiyeti olduğu, Ülkü Ocaklarına ihanet ettiği gibi kendisini itibarsızlaştırmaya, yalnızlaştırmaya, çocukluk yıllarından beri mensubu olup kendisini adamış olduğu ülkücü camiadan dışlanması amaçlarına yönelik olarak söylentiler çıkarılıp haberler yapıldı” dedi.
Ateş ifadesinin devamında özetle şunları söyledi:
“Rahmetli esim ile yapılan haberler üzerine aramızda yaptığımız konuşmada bana söylemiş olduğu Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın kontrolünde olan ve genel başkan yardımcısı olarak görev yapan Kadir Ensar Ejder isimli şahıs tarafından yönetilen Orhun Haber isimli internet haber sitesinde 04 Mart 2022 tarihinde "bir ihanet ateşi" başlıklı bir haber yapıldı. Yine bana eşimin söylediğine göre bu haber sitesinin eşim hakkında yapmış olduğu bu ve benzeri haberler gerçekte o dönemin Ülkü Ocaklar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım tarafından yaptırılıyordu. Aynı haber bu internet haber sitesinin çeşitli sosyal medya hesaplarından da paylaşılmıştı. Eşim bu haber ve paylaşımlar üzerine Orhun Haber isimli internet sitesi yöneticileri ve bu haber sitesinin sosyal medya yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunmuş ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilmiştir. Savcılık tarafından yapılan soruşturmada suça konu paylaşımları yapan sitenin ve sosyal medya hesaplarının yöneticilerinin tespitine dair bir araştırma dahi yapılmadan meçhul şüpheli üzerinden takipsizlik karar verilmiştir. Eşim bu karara itiraz etmiş ancak itirazının da reddine karar verilmiştir. Eşim Orhun Haber isimli internet haber sitesinde “bir ihanet ateşi” haberi ve aynı sitenin sosyal medya hesaplarından bu haberin paylaşılan linklerine erişimin engellenmesi talebinde bulunmuş ancak bu da reddedilmiştir."
SİLAHLI 4 KİŞİ
10 Mart 2022 tarihinde Ankara Ülkü Ocakları’nın kullanımında bulunan 06 AT 2020 plakalı Volkswagen marka siyah araç ile eşimin kullandığı ofisin önüne dört kişinin geldiğini ve ofis binasının önünde beklediklerini eşim bana söylemişti. Bu konuda arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir'e 10 Mart 2022 tarihinde Whatsapp uygulamasından ofis önünde bekleyen aracın resmini göndererek "Ankara Ocak, Silahlı 4 kişi göndermiş" seklinde mesaj göndermiş. Bu konuşmaya ilişkin ekran resmini de ifademin ekinde sunuyorum. Bu hususta Ömer Çağrı Özdemir'in de ifadesine başvurulmasını talep ediyorum.
“BENİ ÖLDÜRMEYE KARAR VERMİŞLER ÖMER ABİ”
Ateş, eşi ile arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir arasında, Ünel’e yönelik saldırıdan bir gün sonra 16 Mart 2022’de gerçekleşen konuşmayı da sundu. Eşinin arkadaşlarından Cahit Özdemir’in de saldırıya uğradığını kaydeden Ayşe Ateş’in sunduğu yazışmalara göre ikili arasındaki konuşmada Sinan Ateş, Özdemir’e şunları söylüyor: “Beni öldürmeye karar vermiş arkadaşlar Ömer abi, sürekli geriyorlar ortamı, sağa sola haber yolluyorlar, arıyorlar bilmem ne. Havlamasını bilmeyen köpek sürüye kurt getiriyor, yeni insanlar ölsün istiyorlar", “Orası öyle, Reis 18-19 yaşında çocukları gaza getiriyorlar, Cahit’e de ekip yollamışlar, Mersin’de olan Bursa’da olursa, Allah korusun"
DEMIRBAŞ EŞİMİN ARKADAŞINA, “OCAK ONUN KALEMİNİ KIRDI” DEMİŞ
Davanın iddianamesinde azmettirici olarak görünen Tolgahan Demirbaş’ın, eşinin arkadaşı olan Haluk Türk’e giderek, kendisinin Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz tarafından elçi olarak gönderildiğini söylediğini aktaran Ayşe Ateş, şöyle devam etti:
“Bu şahıs eşimin arkadaşına “Sinan Ateş'in yanında durma abi, Ocak onun kalemini kırdı, sen de zarar görme” demiş. Haluk Türk bunu eşime söylemiş, eşim de bana söylemişti. Tolgahan Demirbaş isimli şahsın kendisinin yanına gelerek esim hakkında söyledikleri dışında eşim tarafından kendisine karşı gerçekleştirilen tehditlerle ilgili paylaşımlarda bulunmuş olabileceğini düşünüyorum. Dosya şüphelisi Tolgahan Demirbaş’ın Haluk Türk'e esimin öldürülmesi kararı alındığını kimlerin söylediğini, şahsın kendisine başka neler anlattığını ve rahmetli eşime karşı gerçekleştirilen tehditlerle ilgili olarak varsa sahip olduğu bilgileri anlatması hususunda Haluk Türk'ün ifadesine başvurulmasını talep ediyorum.
"POLİSLERE SORULSUN"
Dosya kapsamında Tolgahan Demirbaş’ın ilk gözaltına alınmasına ilişkin tutanakta gözaltı ve yakalama işlemlerini yapan kolluk görevlilerinin de bu şahsın nereden ve ne şekilde gözaltına alındığı hususunda ayrıntılı olarak beyanlarına başvurulmasını talep ediyorum. Bununla birlikte basında sürekli olarak Olcay Kılavuz’un bu şahsın kolluk güçlerine teslim edilmesi, yakalama gözaltı işlemi yapılmaması konusunda direnç gösterdiği yönünde haberler yapılmaktadır. Bu hususun da yakalama gözaltına alma tutanağında isimleri bulunan kolluk görevlilerine ayrıntılı olarak sorularak cevaplandırılmasını talep ediyorum. Ayrıca olay günü, öncesi ve sonrasında Olcay Kılavuz isimli şahsın kullanımında olan araçlar tespit edilerek bu araçların Plaka Tanıma Sisteminden geçiş güzergâhlarının tespiti ve diğer şüpheli şahıslar ile irtibatının tespitini talep ediyorum.
"ORGANİZE İŞLENDİ"
Ateş, tetikçiyi İstanbul’dan Ankara’ya getiren 2 özel harekat polisinin de araştırılmasını isteyerek, “Bizler aile fertleri olarak rahmetli eşime karşı gerçekleştirilen suikast olayının ilk gününden bugüne kadar, Devletimize ve Devletimizin tüm kurumlarına soruşturmanın hassasiyetle yürütüleceği konusunda inancımızın tam olduğunu ifade ettik. Bu menfur hadiseye ilişkin soruşturmanın tüm yönleriyle aydınlatılması, olaya karışan tüm faillerin araştırılarak açığa çıkarılması ve cezalandırılması devletimizin ve kurumlarının töhmet altında bırakılmasının önüne geçilmesi açısından da büyük önem arz etmektedir. Her ne kadar dosya kapsamında gizlilik kararı bulunsa da basına yansıyan haberlerden dosya kapsamında; siyasi görevi olan kişiler, kamu görevlileri, suç örgütlerinden hüküm alan kişilerin şüpheli olduğu görülmektedir. Bu şahısların hayatin olağan akışı içerisinde bir araya gelmesi mümkün olmayıp bu şahısların organize bir şekilde bir araya getirilerek bu suçun islendiği, bu olayın planlı ve sistematik bir şekilde gerçekleştirildiği ortadadır" ifadelerini kullandı.