Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, hafta sonu itibariyle geçerli olacak olan korona virüs tedbirlerini "İmam dezenfekte, öğretmen enfekte" başlıklı yazısında, "Kafeye çay içmeye gidersen virüs kapıyorsun, mitinge çay kapmaya gidersen keyifle içiyorsun, lokantada ayrı ayrı masalarda yemek yersen bulaşıyor, metrobüse beş yüz kişiyle kucak kucağa binersen bulaşmıyor" sözleriyle eleştirdi.
Özdil yazısında, virüsün yayılımına ilişkin eleştirisini bir hikaye ile okurlarıyla paylaştı.
Özdil'in yazısındaki ilgili kısım şu şekilde:
Meksikalının biri, bisikletle ABD'ye giriş yapıyormuş, selesinde kocaman bir torba varmış.
Sınır polisi şüphelenmiş, “aç torbayı” demiş, açmış Meksikalı, kum çıkmış.
Ertesi gün, aynı Meksikalı ıslık çala çala gelmiş sınır kapısına, giriş yapacak,
selesinde gene kocaman bir torba.
Sınır polisi gene huylanmış, “aç” demiş, gene kum.
Sonraki gün, aynı Meksikalı pedal çevire çevire gelmiş sınır kapısında, selede
gene torba.
Bu defa gümrük polisiyle beraber narkotik polisleri karşılamış, “aç” demişler,
nafile, çıka çıka gene kum çıkmış.
Delirecekler…
Beş gün, iki hafta, bir ay, hep aynı manzara, Meksikalı geze geze geliyor,
termal kamerayla bakıyorlar, tahlil yapıyorlar, köpeklere koklatıyorlar, uydu
fotoğraflarıyla takip ediyorlar, hikaye, torbadan habire kum çıkıyormuş.
Aradan yıllar geçmiş, sınırda meraktan çatlayan polis, şöyle soğuk bir bira
içmek için bir bara girmiş, tesadüfe bak, Meksikalıya rastlamış, adeta yalvaran
bir ses tonuyla demiş ki, “emekli oldum, hâlâ içim içimi yiyor, her ne olduysa
olan oldu, bu saatten sonra sana bir şey yapamam, Allah aşkına söyle, ne
kaçırıyordun o torbayla?” kaçırıyordun
Meksikalı gülümsemiş.
“Bisiklet” demiş!
Doğrusu benim de içim içimi yiyor…
Böylesine bilimsel ve sıkı sıkıya önlemlerimize rağmen nasıl yayılıyor bu virüs
Türkiye'de!
108 yılda sadece 2 kez görülen Yakalı Toy kuşundan geriye sadece takip cihazı parçaları kaldı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan aşı açıklaması: Pfizer ruhsat alırsa