Tamer Karadağlı'nın neden DT Genel Müdürü yapıldığı ortaya çıktı: Meğer o ismi kurumun tek yetkilisi yapmak için atanmış!

Tamer Karadağlı'nın neden DT Genel Müdürü yapıldığı ortaya çıktı: Meğer o ismi kurumun tek yetkilisi yapmak için atanmış!

Erdoğan’ın imzasıyla Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü olan oyuncu Tamer Karadağlı’nın Devlet Tiyatroları’na atanmasının nedeninin, bir ilahiyatçıyı genel müdür yardımcısı yapmak için olduğu öne sürüldü.

Birgün gazetesinden Sercan Meriç, eski Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt’un görevden alınma sürecini anlattıktan sonra oyuncu ve yönetmen Yücel Erten’in Tamer Karadağlı ile ilgili görüşlerini aktardı.

Sercan Meriç’in ‘tiyatro’ kulisi şöyle:

“Bir ilahiyatçıyı genel müdür yardımcısı yapmak için Tamer Karadağlı getirildi”

Sercan Meriç, Tamer Karadağlı’nın atanmasının arka planında bir başka bir strateji olduğunu iddia etti.

Meriç’in yazısından ilgili bölüm şöyle:

“Kurt’tan (eski Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt) sonra DT’deki imza yetkisi Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden 2001 yılında mezun olan, bir dönem Sivas DT Genel Müdürlüğü yapan, 2021’de DT Genel Müdür Yardımcısı olarak atanan Emre Başer’deydi.

“Karadağlı, yıllar önce sınava girmiş ancak bu sınavda başarılı olamamış”

…Söz konusu atama ile ilgili tiyatromuzun duayenlerinin ne düşündüğünü de merak ediyordum. Bu vesileyle Yücel Erten’e ulaştım.

Konuyla ilgili en iyi değerlendirmeyi yapabilecek sayılı tiyatro ustalarından birisi Erten’di. Kendisi, 1969’da DT’ye ilk adımını attıktan sonra, kurumda en alttan en üste her kademede emek veren bir isim.

Erten, Karadağlı’nın atanması ile ilgili çok çarpıcı bir bilgi paylaştı. Karadağlı, yıllar önce DT’de yer alabilmek için sınava girmiş, ancak bu sınavda başarılı olamamış!

Sözün devamını tiyatromuzun yaşayan duayeni Erten’e bırakayım:

“30 yıl aşkın bir süredir çok yazdım, çok söyledim, elimden geldiğince eyleme döktüm: Devlet Tiyatroları merkezî yönetim anlayışı içinde şişmiş, hantallaşmış, ucu bucağı görünmeyen, şaşkın bir imparatorluk haline gelmiştir. Süregelen yarım akıllı padişahlık yönetiminden kurtarılıp, yerinden yönetim doğrultusunda, rasyonel bir yeni yapılanmaya kavuşturulması gerekir. Ama süreç bunun tersine işlemiştir. Kurumun tüzel kişiliği de yok edilip, ekselanslarının bando-mızıka takımını andıran bir duruma indirgenmiştir. Mevcut iktidarın anlayışı budur.

Böyle bakınca, bando-mızıka takımının başına kimin atandığı, sanıldığı kadar önem taşımaz. Evet, elbette ufuk, birikim, yetenek, liyakat gözetilmelidir. Ama bunlar nerede ve ne kadar gözetildi ki, şimdi Devlet Tiyatrolarında farklı olsun? Bence de bu atama uygun düşmemiştir. Yanlış hatırlamıyorsam; bir dönemde Devlet Tiyatroları’na sınavla 120 sanatçı almıştık. Adı geçen kişi, o 120 kişi arasına girememişti. Tiyatro sanatı ile pek de ilgisi olmadığı halde, şimdi zembille tepeden inmesi, anlaşılır gibi değildir. Ama çok önemli de değildir.

Asıl önemli olan, Devlet Tiyatroları sanatçı ve çalışanlarının, on yıllardır bir camia olarak, değişime ayak diremiş olmaları, böyle bir hayata sürüklenmeye razı olmaları, boyun eğmiş olmalarıdır. Dönüp geldiğimiz durum: Her toplum, lâyık olduğu biçimde yönetilir…”

***

DT’deki iddialar böyle...

Azizname’deki bir bölümün, bir başka oyunda sahnelenmesi domino taşı etkisi yaratıyor ve bir gece yarısı televizyon ünlüsü Karadağlı’nın DT’nin başına atandığını öğreniyoruz. Karadağlı, Aziz Nesin ustaya ne kadar teşekkür etse, ruhuna ne kadar dua etse azdır!

Tüm bu gelişmelerin gösterdiği ise tek bir gerçek var. Hakikatten de bu ülkede “Zübüklüğün Son Yok.”

İlgili Haberler