İşverenler ekonomik durgunluk dönemlerinde, işçileri ücretsiz izne gönderebilmektedir. Ücretsiz izin işçinin ücretini almasına engel olduğu gibi aynı zamanda birçok hakkını da olumsuz etkilemektedir. İşverenlerin ücretsiz izne gönderme hakkı olup olmadığı, işçinin ücretsiz izin talebinin karşılanmak zorunda olup olmadığı ve ücretsiz izne gönderilen işçinin haklarının ne şekilde belirleneceği tartışma konusu olmuştur. Ücretsiz iznin işveren tarafından talep edilmesi ve makul karşılanabilecek süreleri aşması halinde işverenin feshi olarak dahi yorumlanabilmektedir. Bu denli etkisi olan ücretsiz izin kavramı üzerinde değerlendirme yapmaya çalışacağım.
Milliyet'ten Cem Kılıç'ın ilgili yazısı şöyle; ücretsiz izin iş sözleşmesinin askıya alınması sonucunu doğuran bir uygulamadır. Bu uygulama ile işveren ücret ödeme borcundan geçici süre ile kurtulurken, çalışan da aynı süre ile iş görme borcundan kurtulmaktadır.
Hangi nedenle başvurulursa başvurulsun, ücretsiz izinler çalışanın ücret hakkını, işverenin de işçiyi çalıştırma hakkını geçici süreyle ortadan kaldırdığından çalışma şartlarında esaslı değişiklik oluşturmaktadır. Bu nedenle ancak iki tarafın da rıza ile yürürlüğe konulabilmektedir. Bunun istisnası İş Kanununun taraflardan birine tek taraflı ücretsiz izin uygulama hakkı tanımasıdır.
İşçilerin tek taraflı olarak ücretsiz izin hakkına sahip olduğu durumlar, işverenlerin tek taraflı ücretsiz izin hakkına sahip olduğu durumlardan daha geniştir. İşçilerin ücretsiz izin haklarının başında, kadın işçilerin doğumdan sonra altı aya kadar talep edebildikleri ücretsiz izin gelmektedir.
BEDELLİ ASKERLİK
Yıllık iznini şehir dışında geçirecek işçilerin kullanabilecekleri yol izni de ücretsiz izne örnek diğer bir durumdur. Son dönemde gündem olan bedelli askerlik yapacakların kullanabilecekleri izin de ücretsiz izindir. İşverenin tek taraflı ücretsiz izin verebileceği durum ise sadece işyerinde deprem yangın sel gibi zorlayıcı bir nedenin ortaya çıkması ya da ekonomik güçlüklere bağlı kısa çalışma talebinin İŞKUR tarafından kabul edilmesidir. İşverenler açısından tek taraflı ücretsiz izin hakkı sınırlandırılmıştır.
YAZILI BELGE ŞART
Sayılan durumlar dışında işçi ücretsiz izin talep ediyorsa bu talebin işveren tarafından onaylanması gerekmektedir. Eğer işveren onaylamazsa işçi ücretsiz izne çıkamayacaktır. Hatta onaylanmamasına rağmen işe gelmezse, bu durum mazeretsiz devamsızlık oluşturacak ve iş sözleşmesinin tazminatsız feshine yol açabilecektir.
İşverenin yukarıda sayılan istisna dışında diğer ücretsiz izin talepleri de ancak işçi tarafından yazılı olarak kabul edilirse uygulamaya konulabilecektir. İşverenin yazılı onay almadan uygulamaya koyacağı ücretsiz izin uygulaması işverenin iş sözleşmesini feshi olarak değerlendirilebilecek, geçerli feshin kurallarına uyulmadığı için de işçi işe iade ve buna bağlı tazminat haklarını talep edebilecektir. Tüm bu nedenlerle ücretsiz izin uygulamaları onaylı metin haline getirilmelidir.
ÜCRETSİZ İZİN SON ÇARE
Yukarıda da bahsettiğim üzere kimi işverenler ekonomik güçlük dönemini geçirmek üzere ücretsiz izin uygulamalarına başvurmaktadır. İşçilerin işverenden gelen ücretsiz izin talebini kabul etme zorunluluğu bulunmasa da işveren devamında ekonomik güçlüğü gerekçe göstererek iş sözleşmesini feshedebilecektir.
Bu noktada ücretsiz izin feshin son çare olması ilkesine uygun önleyici bir adım olarak karşımıza çıkmaktadır. Mahkemede ekonomik güçlüğün gerçekten var olduğunu, işçi açısından işgücü fazlalığının ortaya çıktığını ve işçiye ücretsiz izin önermesine rağmen işçinin kabul etmediğini ispatlarsa, yaptığı fesih geçerli sayılabilecektir.
UZARSA FESİH
İşçinin işverenden gelen ücretsiz izin talebini kabul etmesi, işverenin süresiz bir şekilde ücretsiz izin uygulayabileceği anlamına gelmemektedir. Eğer taraflar bir süre kararlaştırmamışsa ücretsiz izin işçiden beklenebilecek makul süre ve her halükarda ücretsiz izin durumu doğuran nedenin süresi ile sınırlıdır. Örneğin işveren ekonomik güçlük gerekçesiyle ücretsiz izin uyguluyorsa ekonomik güçlük boyunca ücretsiz izin devam edebilir. Fakat işçi dürüstlük kurallarına göre makul bir süre sonra iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir ve kıdem tazminatına hak kazanır. Eğer işveren süreyi nedensiz bir şekilde uzatıyorsa, bu durum da işverenin feshi olarak yorumlanacaktır. İşçi feshe bağlı haklarını talep edebilecektir.
YILLIK İZİN HAKKINI ÖTELER
İş Kanununun 55. maddesine göre, işveren tarafından verilen diğer izinler ile kısa çalışma süreleri, yıllık izne hak kazanma bakımından geçirilmesi gereken bir yıllık sürenin hesabında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda ücretsiz izinler de ancak anlaşarak yürürlüğe konulabildiğinden, işverenin verdiği izin olarak değerlendirilebilecektir.
Ne var ki Yargıtay eski tarihli bir kararında ücretsiz izinlerin yıllık ücretli izni hak etmek için tamamlanması gereken bir yıllık sürenin hesabında dikkate alınmayacağını ifade etmiştir. Hafta tatiline hak kazanma bakımından çalışılması gereken sürenin hesabında da işverenin bir haftaya kadar verdiği izinlerin dikkate alınacağı Kanunda ifade edilmiştir. Bu nedenle bir haftaya kadar olan ücretsiz izinlerin de hafta tatiline hak kazandırması gerektiği ileri sürülmektedir.