Spor basınının duayen ismi Şanal Büyüka, Yeniçağ'daki yazısında Stefhan Kuntz ile TFF arasında yaşanan durumu yazdı.
İşte Büyüka'nın yazısı:
"Türkiye Futbol Federasyonu fırtınaya tutulmuş tekne gibi bir sağa bir sola yalpalıyor.
Fazla sürmez bu tekne alabora olur. Zaten öyle garip işler yapıyorlar ki sanki Türkiye Futbol Federasyonu değil alabora olmuş tekne.
TFF "Kuntz görevden alındı" haberlerine yaklaşık 36 saat yani 1,5 gün suskun kaldı. Bu sürede ne değişti bilmiyorum. Sonrasında açıklama yapıp Kuntz'la devam ettiklerini, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin kendisiyle görüşeceğini duyurdular. Madem böyle bir kararınız var; haber çıktığı gün niye yalanlamıyorsunuz, niye bekliyorsunuz? Daha bir hafta önce "İstikrar şart. Kunzt'un arkasındayız" diyen Mehmet Büyükekşi şimdi Alman hocayı yapacağı görüşmede görevden alırsa ne olacak?
Zaten Kuntz gibi hiç birinci takım deneyimi olmayan ikinci sınıf antrenörü Türk Milli Takımı'nın başına layık görmek tepeden tırnağa faciaydı. Belli ki TFF ve Milli Takım sorumluları iradeli, prensipli, kararlı bir hocayı değil Kuntz gibi uysal kuzu arıyorlar. Muhtemelen her dediklerini kabul ettirmek için. Suç Kuntz'un değil, Kuntz'u Türk Milli Takımı'na layık gören TFF Başkanı, Milli Takım Sorumluları ve yönetim kurulunundur.
TFF'nin tek falsosu bu değil elbette. Değerli meslektaşım Sedat Kaya'nın dünkü haberinde okudum. Brezilya'da bir yıl şike cezası alan ve Alanya'ya gelip son Pendik maçında oynayan Eduardo'ya Futbol Federasyonu nasıl olur da lisans verir. Tam bir rezalet.
Söyleyecek çok şey var ama uzatmadan son bir not vereyim: Futbol Fedrerasyonu Genel Sekreter Kadir Kardaş'ı bu görevden alıp Dış İlişkiler'e verdi. Şaşırdım. Kardaş bu işin kulüpler tarafını bilir, federasyon tarafını bilir, Avrupa ilişkilerini çok iyi bilir. Geleni gideni herkesi tanıdığım için iddia ederek söylüyorum: Göreceksiniz gelen gideni aratacak.
Ama herkes layık olduğu şekilde yönetilirmiş. Eğer kulüpler TFF Başkanı'na, yönetimine gık çıkarmadan, karşı bir liste ortaya koymadan yeniden göreve getiriyorsa onlara her şey müstehak. 4 büyüklerin dışında bakın maçlar seyirciye değil beton tribünlere, boş plastik sandalyelere oynanıyor. Ne ekerlerse onu biçiyorlar.
Güçlü bir şekilde tahmin ediyorum ki Alman lobisi olduğu için Kuntz'u bu göreve yine Alman ekolünden olan Hamit Altıntop'un güçlü baskısı getirmiş olabilir. Şimdi Hamit Altıntop'un gideceği Mesut Özil'in geleceği konuşuluyor. Bu da yanlışın üstüne bir yanlış adım daha atmak olur. Ben futboluna büyük saygı duyduğum, yıllarca hayranlıkla izlediğim Mesut Özil'in bu görevi yapabileceğine inanmıyorum. Açıkcası TFF'ye kulissiz, yandaşsız, torpilsiz, liyakatıyla herhangi bir atama olabilecek mi meraktayım. Son çeyrek asırda görmedim bundan sonra da göreceğimi hiç düşünmüyorum."