TİP milletvekili adayı Aslantuğ, Ahmet Kaya'ya linç gecesini anlattı

TİP milletvekili adayı Aslantuğ, Ahmet Kaya'ya linç gecesini anlattı

TV100 kanalına programa katılan TİP milletvekili adayı ve oyuncu Mehmet Aslantuğ, Ahmet Kaya'ya lincin yaşandığı geceyi anlattı.

TV100 kanalında ''Az Önce Konuştum'' programına katılan Türkiye İşçi Partisi''nin milletvekili adaylığı teklifini kabul eden oyuncu Mehmet Aslantuğ, Ahmet Kaya''nın ölümüne kadar giden yolu açan linçin başladığı 1999''daki Magazin Gazetecileri Derneği''nin ödül törenini anlatan Aslantuğ, olaylı gece hakkında açıklamalarda bulundu.

‘Bakmamız gereken odaklanmamız gereken o ayıp. Hepsi özür diledi’ diyen Aslantuğ, ‘Arzum’a ''bana biraz izin ver'' dedim. O da anlamaya çalışıyor, şaşkın tabii salonda olandan bitenden. Ahmet Kaya''ya, "Bu ülke, bu salon duygusunu ne sana ne bana ne de insanına yaşatmayacak. Bunların hiçbirini ciddiye alma’ mealinde şeyler söyledim, gözleri doldu, sarıldı’ dedi. ‘Gerçekten insanların yorgun düştüğü ve çoktan bu işlerin düzelmesi gereken sürece girmeyip bugünlere kalmış olmamız... Çatal atma esnasında oradaydım. Bize denk gelmedi ama densizlikler oldu tabii. Psikolojik olarak, atmosfer başlı başına bir linç zaten yakışık alır mı?’ diyen Aslantuğ, ‘Gülten Hanım yıllar sonra adımı anmış ve ‘Çok mutlu etti bizi’ demiş. Ben bu kadar kirlenmiş bir zamanda, zeminde yaptığımı meziyet olarak konuşmayı bile zulüm olarak kabul ettim. Orada büyük bir ayıp var, yapılan şeyi iltifata gerek yok. Bakmamız gereken odaklanmamız gereken o ayıp. Hepsi özür diledi’ diye belirtti.

''Sanatçı muhaliftir, uyarır. Yaptığı işe politik iklimi dahil eder. Ekonomik travmaları, sosyolojik travmaları kendine dert edinir bunu iktidara, muktedire hatırlatır’ diye belirten Aslantuğ, ‘Bendeki siyaset merakı değil, halimden memnundum. İktidar ve muktedir karşısında muhakkak bir duruş olmalıdır. Giden çocukların burada tutunmak için çok çaba sarf ettiğini biliyoruz. Doğrudur o kanaatim vardı ama Türkiye artık orada değil. Türkiye artık bambaşka bir sınavdan geçiyor, beni de siyasetin içine çeken bu sorumluluktur... Devlet insanla var, halkla var. Halk varsa devlet var, ondan soyutlanmış bir şey değil ve sevdikçe kutsar. Olağanüstü koşullarda o kurumlar sevimsiz, hoyrat, acımasız vs. hale gelirse, her şeyi sual edebilir. Burayı devletin organları iyileştirecek. Bunun için birçok şeyi ötelemiş oldum, bunların lafı bile olmaz çünkü o bireysel konfor alanını arkadaşlarımız terk etmiş, gençler terk etmiş, herkes bir sorumluluk üstleniyor. Son derece de barışçıl bir dille üstleniyor’ diye vurguladı.

İlgili Haberler