Giresun’da yaşanan sel felaketinde 11 kişi yaşamını yitirirken, 4 kişinin arama çalışmaları ise hâlâ sürüyor. Türkiye Ormancılar Derneği'nin (TOD) hazırladığı raporda sel felaketinin göz göre göre geldiği belirtilirken, bölgedeki hidroelektrik santrallar, dere yatakları üzerine yapılan inşaatlar, ormanların kapalılık derecelerin düşürmesi felaketin habercisi olduğuna dikkat çekildi.
"FINDIK ARAZİSİ İÇİN ORMANLAR TAHRİP EDİLDİ"
Birgün’den Gökay Başcan’ın haberine göre, sel felaketinin yaşandığı Batlama, Aksu, Yağlıdere ve Harşıt Derelerinin su toplanma havzalarında yapılan incelemelerde, fındık arazisi için orman alanlarının tahrip edildiği belirtildi. Ayrıca fındık bahçelerinin imarı işlemlerinde çıkarılan dal ve sürgünlerin arazideki çukurluklara, ya da dere içlerine taşınarak yığıldığı, bu artıkların sürüklenerek menfezleri tıkadığı tespit edildi.
'ORMANSIZLAŞTIRMA DA ETKİLİ'
Odun üretiminin artmasının felaketin etkisinin artırdığı ifade edilen raporda, “Devlet ormanlarında yapılan aşırı odun üretimi nedeniyle ormanların kapalılık dereceleri düşürülmüş, bu da ormanların su tutma kapasitesini azaltmış ve özellikle yağan yağmur sularının ağaç tepeleri yerine doğrudan toprağa şiddetli bir şekilde düşmesine yol açmıştır” denildi.
"BÖLGE HALKININ İTİRAZLARINA DİKKAT EDİLMEDİ"
Giresun’da 38 adet faal ve 7 adet inşaatı devam HES’in olduğu hatırlatılan raporda, çevresel etki değerlendirme raporlarının bilimsel verilere dayanmadığı ve bu raporların bağımsız uzmanlarca hazırlanmadığına ifade edildi. Bölge halkının itirazların dikkat edilmediği belirtilen TDO raporunda, “HES’lerin inşası ve bu HES’ler için açılan ulaşım yollarının geçtiği orman alanlarındaki ağaçların kesilmesi ile orman alanlarının daraltıldığı, bu inşaatlardan çıkan hafriyat, moloz, ağaç kök ve dallarının yamaçlardan aşağı atıldığı, bunların menfez ve köprülerin tıkanmasına sebep olduğu anlaşılmıştır” ifadesine yer verildi.
'HESLER TAHRİBATI TETİKLEDİ'
Ayrıca son sel felaketinde bazı HES’lerin tahrip olduğu, bazılarının aşırı suyu tahliye için kapaklarını açtığı, bunun da derelerin debisini artırarak suyun tahribatını tetiklediği belirtildi. Felakette yıkılan 17 adet ve hasar gören 369 adet binanın bu eski aktif dere yataklarında olduğunu ortaya çıkaran raporda, felaketin meydana geldiği alandaki derelerin ıslah çalışması adı altında daraltığı ve su yatakları kenarında bir kısmı kaçak ve kısmı yerel yönetimlerce yapılan imar planlarıyla yapılaşmanın arttığı ifade edildi. Kaçak yapılan imar aflarıyla yasallaştırıldığı ve bunun da kaçak yapılaşmaya teşvik ettiğine dikkat çekildi.