Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülşah Gedik liderliğindeki ekip, gül esansının sağlık üzerindeki etkilerini araştırırken bu yenilikçi fikri geliştirdi.
Doç. Dr. Gedik, gül kokusunun sadece dışarıdan değil, içeriden de alınabileceği fikrinden yola çıkarak projeyi başlattıklarını belirtti. Yapılan çalışmalar sonucunda, günde dört kapsül alındığında kişilere hoş bir koku verilebileceğini keşfettiler. Ayrıca, sadece kişisel koku deneyimini değil, aynı zamanda tuvaletlerin de hoş kokmasını hedeflediklerini vurguladılar.
Bu yenilikçi ürünün geliştirilmesi sürecinde, Osmanlı döneminde Balkanlar ve Trakya'da yetiştirilen güllerin bölgede yeniden canlandırılması için yapılan çalışmalardan da bahsedildi. Doç. Dr. Gedik, 9 ay önce başlayan projenin, Bulgaristan'da yapılan bir ziyaret sırasında gül aromalı şekerin etkileyici olduğunu fark etmeleriyle ivme kazandığını açıkladı.
KORE VE JAPONYA’DA DENENDİ
Geliştirilen ürünün, Kore ve Japonya gibi ülkelerde benzerlerinin bulunduğu ancak içeriklerindeki kimyasalların endişe verici olduğu belirtildi. Bu nedenle, Trakya Üniversitesi ekibi, daha sağlıklı ve doğal bir alternatif oluşturmak için yoğun bir araştırma sürecinden geçtiklerini ifade etti.
OSMANLI-RUS SAVAŞI SONRASINDA GÜL ÜRETİMİ SEKTEYE UĞRADI
Gül üretiminin tarihsel bir perspektifinden de bahsedildiğinde, Osmanlı-Rus savaşı sonrasında Trakya ve Balkanlar'da gül üretiminin sekteye uğradığı ve bu ustaların daha sonra üretimlerine Isparta, Bursa ve İzmir gibi yerlerde devam ettikleri belirtildi. Ancak, Trakya Üniversitesi'nin yürüttüğü çalışmalarla birlikte, bölgedeki gül üretiminin yeniden canlandırılmasının hedeflendiği vurgulandı.
Türkiye'de, Edirne ve Isparta bölgelerinde yetişen gül çeşitlerinden ilham alan bilim insanları, gülün sağlık ve kozmetik alanındaki sınırlı kullanımını genişletmek için önemli bir adım attı. Yapılan çalışmalarda, gülün farmasötik ürünlerde kullanılabilen özleri elde edilerek, dünya genelindeki gül kullanımıyla ilgili önemli bilgilere ulaşıldı.
Özellikle İran ve Irak gibi komşu ülkelerde gül yapraklarının, evde ezilip sumak ile karıştırılarak tablet formuna dönüştürülerek yaygın olarak kullanıldığı bilgisinden yola çıkılarak yapılan araştırmalarda, gülün antidepresan özelliklerinin yanı sıra birçok sağlık sorununa çözüm olabileceği keşfedildi.
Proje lideri Dr. Gülşah Gedik yaptığı açıklamada, "Gülün sadece gül yağı ve gül konkretileri gibi sınırlı alanlarda kullanıldığını gözlemledik. Ancak dünya genelindeki diğer kullanım alanlarına baktığımızda, gülün antimikrobiyal ve antistres kaynaklı aromatik tedavilerde etkili olduğunu fark ettik. Bu yüzden, gülün bu şifalı özelliklerini daha geniş bir kitleye ulaştırmak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz" şeklinde konuştu.
ÜRÜNLERDE SADECE GÜL BULUNUYOR
Yapılan araştırmalarda, gülün kendi aromasını verdiği kapsüllerin içerisine ekstrakte edilen gül özlerinin yerleştirildiği ve sonrasında toz haline getirilerek polimer ile kaplanarak yutulabilir bir form kazandırıldığı belirtildi. Bu yöntemle elde edilen ürünün, gülün antistres ve antimikrobiyal özelliklerini taşıdığı ve tuvaletlerde hoş bir koku bırakmanın yanı sıra sağlık açısından da faydalı olabileceği ifade edildi.
Uzman isim, "Ürünümüzde sadece doğal gül bulunmaktadır. Dolayısıyla, alkol içeren ürünlerden kaçınan veya daha doğal içerikler arayan kullanıcılar için ideal bir seçenektir. Ayrıca, ürünümüzün inflamasyonu ve antibakteriyel özellikleri ile ağrı kesici etkisi olduğunu da belirtmek isterim." diyerek ürünlerinin önemli özelliklerini vurguladı.
