Düşük ücret, ayrımcılık ve çeşitli baskılara maruz kalan Üniversite Asistan Hekimleri bugün yurdun dört bir yanında eylem kararı aldı. Yaşadıkları haksızlıkları haykırarak hükümetten çözüm üretmesini bekleyen asistan hekimler, bir de ortak bildiri yayımladı.
Eskişehir, Ankara, Tekirdağ, Mersin, Bursa, Manisa ve İzmir başta olmak üzere pek çok şehirde hastane önlerinde gösteri düzenleyen ve basın açıklaması yapan Üniversite Asistan Hekimleri''ne bir destek de İzmir Tabipler Odası''ndan geldi.
15 EYLÜL''Ü İŞARET ETTİLER
İzmir''de Üniversite Asistan Hekimleri adına yapılan gösteri ve ardından yapılan basın açıklamasında hekimler arasında ayrımcılığın kaldırılması istenirken, ''insanca bir yaşam'' sürdürebilmek için ücret düzenlemesi de talep edildi. Yapılan açıklamada hükümet yetkililerine seslenen Üniversite Asistan Hekimleri, ''''Hepimiz için insanca yaşamamıza yetecek, yaşamımıza katkı sunacak, emekliliğe yansıyan bir ücret artışı talebimizin takipçisi olacağımızı, bununla birlikte asgari ücretin altında bir miktarla çalışan yabancı uyruklu asistan hekimlerinin hakları da dahil bütün özlük haklarımızı alma yönünde mücadele edeceğimizi ve 15 Eylül 2022 tarihine kadar tatmin edici düzenlemeler yapılmazsa bu tarihten itibaren iş bırakma da dahil hak arayışlarımızı daha güçlü sesle dile getirmeye devam edeceğiz'''' ifadelerini kullandı.
Üniversite Asistan Hekimleri tarafından yapılan yazılı açıklama şu şekilde:
Bizler, Türkiye’nin dört bir yanında görev yapmakta olan asistan hekimler olarak haklarımızı savunmak için ülke çapında üniversitelerde çalışan meslektaşlarımızla iletişim kurduk ve bu basın açıklamasını meslek örgütlerimizle birlikte tüm ülkede tek ses olarak yapma kararı aldık.
Üniversitelerde görev yapan asistan hekimler olarak bulunduğumuz iller hatta bölgelerde en zor vakalarla baş etmeye, en ağır hastaları tedavi etmeye çalışıyoruz. Bu sağlık sistemi içerisindeki yükün önemli bir bölümünü biz asistan hekimler çekmekteyiz.
Sağlık bakanlığına, Yükseköğretim Kurumu’na, hocalarımıza, tüm hekim ve sağlık emekçisi arkadaşlarımıza ve halkımıza sesleniyoruz.
Özlük haklarımız için verdiğimiz mücadelede yaklaşık 1 yıl önce bizlere sözler verilmiş, müjdeler duyurulmuştur. Bu sözler yerine getirilmemiş, sürekli oyalanmış ve beklememiz istenmiştir. Sağlıkta şiddet, nöbet sayılarının azaltılması, nöbet ertesi izin hakkı, tek kalemde yatan ve emekliliğe yansıyan ödemeler gibi taleplerimiz konusunda hala somut ve gerçekçi adımlar atılmamıştır. Bununla birlikte 12 Ağustos’ta yayınlanan Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği ile ek ödemeler üzerinden bir gelir artışı sağlanmıştır. Ancak yayınlanan yönetmelik, üniversitede çalışan hekimleri Yükseköğretim Kurumu’na bağlı oldukları gerekçesiyle kapsamamıştır. İtirazlarımız sonucunda Yükseköğretim Kurumu’nun da buna yönelik bir çalışma başlattığı ilan edilmiş fakat hala net bir tarih ilan edilmemiş, aylardır bekleyen bizlere yine belirsiz vaatler ve bekleme süreci reva görülmüştür. Mevcut durum sonucunda Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde çalışan hekimler ile üniversite hastanelerinde çalışan hekimler arasında, aynı işi yapmalarına rağmen, 2 kattan daha fazla gelir farkı oluşmuştur. Bu sorunun en kısa sürede çözülmemesi halinde Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda üniversitelerin tercih edilirliği düşeceğini ve şu an çalışmakta olan hekimlerin istifa edeceğini tahmin etmek zor değildir.
Ayrıca getirilen yönetmelik, geleceğin sağlıkçılarını ve bilim insanlarını yetiştiren, tıp fakültesi eğitiminde önemli yeri olan temel tıp bilimleri alanlarında görev yapan öğretim üyeleri ve asistan hekimleri taban katsayısı üzerinden klinik branş hekimlerinden ayırıp "gelir getirmeyen hekimler" olarak dışlayarak onur kırıcı ve kabul edilemez bir durum oluşturmuştur. Performansı ortadan kaldırma iddiasıyla duyurulan yönetmelik gerek taban katsayı ayrımlarıyla gerekse belirsiz teşvik uygulamasıyla performans sistemini daha da derinleştirmiştir. Mevcut yönetmelik değişmezse hekimler önümüzdeki dönemde bilimsel araştırmayı, halk sağlığını, tıp eğitimini önceleyen bölümleri tercih etmeyecek; en çok teşvik kazanabileceği bölümleri tercih edecektir. Branşları ve hekimleri yarışa sokup kârlılık üzerinden ödeme yapan bu sistem yerine gerçek anlamıyla performansa dayalı olmayan bir sistem talep ediyoruz.
Sürekli görmezden gelinen, sesleri duyulmak istenmeyen yabancı uyruklu asistan hekim kadrolarında çalışmakta olan meslektaşlarımız bütün iyileştirilmelerden muaf tutulmakta, asgari ücretin altında bir maaş almakta, birçoğu sigortasız çalışmaktadır.
Aylardır müjde şeklinde duyurulan iyileştirmelerin hayata geçirilmesi konusunda hala tatmin edici uygulamalar yapılmamıştır. Etkili bir sağlıkta şiddet yasası çıkarılmamış, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları oluşturulmamış, özlük haklarımızda yeterli iyileştirmeler yapılmamıştır.
Gelinen noktada; asistan hekimler olarak 36 saat mesaiye, beş dakikada hasta bakma dayatmasına, yoğun çalışma koşulları sebebiyle tıpta uzmanlık eğitimine ayrılan sürelerin yetersizliğine, sağlık çalışanlarına yönelik devam eden şiddete karşı ortak mücadele ederken hak ettiğimiz gelir talebimize cevap olduğunu iddia eden yeni yönetmelikle hekimlerin bölünme çabasına prim vermeyeceğimizi bildiririz.
Yönetmelikle birlikte ek ödeme kapsamı dışında kalan üniversitelerin tıp ve diş hekimliği asistan, yan dal asistan ve uzman hekimleri olarak; ortaya çıkan adaletsizliğin ortadan kaldırılarak hepimiz için insanca yaşamamıza yetecek, güvencemize katkı sunacak gerçek ve emekliliğe yansıyan bir ücret artışı talebimizin takipçisi olacağımızı, bununla birlikte asgari ücretin altında ücretlerle çalışan yabancı uyruklu asistan hekim meslektaşlarımızın hakları da dahil diğer bütün özlük haklarımızı alma yolunda mücadele edeceğimizi,
15 Eylül 2022 tarihine kadar tatmin edici düzenlemeler YÖK/SBA/yabancı uyruklu asistan hekim gibi ayrımlara gidilmeden uygulamaya geçirilmezse bu tarihten sonra Türkiye’nin dört bir yanında iş bırakma eylemleri dahil hak arayışlarımızı daha gür sesle yapacağımızı bildiririz.
Kamuoyuna ve yetkililere saygıyla duyulur.