Ünlü astrolog Emire Tuğçe Akarlar uyardı: Gökyüzünde ne varsa, yerde de o vardır

Ünlü astrolog Emire Tuğçe Akarlar uyardı: Gökyüzünde ne varsa, yerde de o vardır

Ünlü astrolog  Emire Tuğçe Akarlar, yaz gündönümünün gözcüsü denilen Regulus'un gücünü açıkladı. “Yıkımla ilişkili olan Mars; Aslan burcunda zorlayıcı, oldukça tehlikeli çalışır. Egolar, kraldan çok kralcılar, eylemlerimiz, hep biraz daha dramatikleşir.” dedi.

Ünlü astrolog Emire Tuğçe Akarlar,  yaz gündönümünün gözcüsü denilen Regulus'un gücünü açıkladı. Regulus'un kırmızı renkli bir kraliyet yıldızı olduğunu belirten Akarlar "Bu başarının, zenginliğin habercisidir. Bu gücü kötüye kullananlar ve hırsına yenik düşenlerden intikamı alıyor" ifadelerini kullandı.

Tuğçe Akarlar’ın yazısı şöyle:

"Gökyüzünde ne varsa, yerde de o vardır

Sene başından beri; 29 Temmuz’daki Jüpiter Mars karşıtlığına dikkat edilmesi gerektiğini astrologlar olarak vurguluyorduk… Yıkımla ilişkili olan Mars; Aslan burcunda zorlayıcı, oldukça tehlikeli çalışır. Egolar, kraldan çok kralcılar, eylemlerimiz, hep biraz daha dramatikleşir… Biraz daha yüksek perdeden motive olmaya başlarız Mars Aslan burcundayken… Jüpiter’in ise dokunduğu her şeyi, büyütme etkisi vardır… Zaman yöneticilerinden olan Jüpiter’in Kova burcundan, Regulus etkisindeki Mars ile sabotajlara işaret eden karşıtlığı, hayatlarımızda da deprem niteliğinde olayları gündemimize getireceğine işaret ediyordu…

Regulus, yaz gündönümünün gözcüsü denilen, kırmızı renkli bir kraliyet yıldızı; iradeyi, gücü, başarıyı, otoriteyi, zenginliği getiriyor ve her kraliyet yıldızı gibi karşılığında bir beklentisi var: gücü kötüye kullanmayacaksın! Eğer gücü kötüye kullanır ya da intikam gibi duygulara yenik düşersen, egona yenilirsen, kibrine kapılırsan, sadece insan değil, herhangi bir canlıya, eziyet edersen; bunun bedelini ağır ödeyeceğin senaryolardan kaçamazsın. Şerefli bir yöneticilik, onurlu bir kumanda becerisi, askeri bir disiplinle ilgili ve o muktedir olma şansını sana tanıyor ve eğer her şeye inat hala; gücü kötüye kullanmaya devam edersen; senden intikam alan, göklerden gelen bir ele dönüşüyor…

Aralık 2020’deki Jüpiter Satürn sahipkıranını tetikleyen Kova dolunayı ertesinde oldukça ürktücü bu karşıtlığın, bu kadar engellenmesi zor olan yangınlara sebep olması ise gerçekten hepimizin şapkayı önümüze eğip düşünmesini gerektiriyor. Göç yollarını değiştirdiğimiz kuşlarımıza, bebeklerine sahip çıkamadığımız flamingolarımıza, müsilaj derdinden kurtaramadığımız denizlerimize; bir de o yanan ormanlarda kaybettiğimiz flora ve faunanın günahını ekledik. 

Bu karşıtlık, 24 Temmuz’daki Kova Dolunayı’nın hemen ardından gerçekleşti ve bu dolunayın da şöyle bir özelliği vardı; 2020 Aralık 21’de Kova burcunda gerçekleşen Sabitkıranın derecesindeydi. Ne demek bu? Yani başladı dediğimiz şu Kova çağında artık; bitmiş, eskimiş, değişmesi gereken, hayatımızdan çıkıp gidecek olan durumlara, koşullara bir farkındalık getirdi. Özel hayatlarımızda da yaşıyoruz. Bir devir kapanıyor seziyoruz, kişisel devrimlerimiz için daha kararlı sabahlara uyanıyoruz artık… çok zorlanıyoruz kabul, ama bir destek de hissediyoruz.

Hala köhneleşmekte inat ettiğimiz tutumlarımızı yakıp yıkmak için, bize bizi hatırlatmak için meydan okuyan bir göğün altındayız… pek çok şeyi ayan beyan artık fark ettirdi diye umut ediyorum. İki arada kalmışlığımızı, köşeye sıkışıp hiçbir şey yapamadığımız anlarımızı ne ile dolduruyoruz? Kendimizi dönüştürecek ışıkla mı, yoksa içimizde o ezildikçe kibrinden yolunu şaşıran karanlıkla mı? Mesele burada başlıyor. Kendi kendimizin en büyük düşmanı olabilme potansiyeline en yaklaştığımız zamanlardan geçiyoruz.

Kova dolunayının ikincisi Ağustos’un 22 sinde, 29 derecede. Demek ki, bitişler, duygusal olarak yorucu sonlanışlara gidiyoruz, gene beklenmedik patlamalara yürüyoruz… Felaket senaryosu değil bu dediğim ancak, İçinde olduğumuz Satürn Güneş karşıtlığındaki hafta da, Ay da küçülüyor ve sınır dışında; egolarımıza, komplekslerimize dikkat etmeliyiz.. Kendimizi yetersiz mi hissediyoruz, neden? Yapabileceğimiz bir şeyler var mı ve bunun hakkını verebiliyor muyuz? Beklediğimiz saygıyı, gösterebiliyor muyuz? Sorgulama vakti. Bitmesi gerekene veda etme, halledilmesi gereken şey için de gerektiği şekilde sorumluluk alma zamanı.

Geçen öğrendiğim ve çok hoşuma giden bir şeyi son olarak bu aslan kova aksında paylaşmak isterim; Türk Ticaret Kanununda, ‘basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü’ diye bir madde var…  Yani diyor ki; bir iş yapıyorsanız, basiretli bir insan gibi hareket edin… Mükemmel değil mi! Hepimizin hayatlarında o basireti gösterebilmesini diliyorum.”