Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Necati Enver, Covid-19 nedeniyle uzun süre yoğun bakımda kalan hastaların, entübe olduklarında nefes borusunda daralma tehlikesiyle karşı karşıya kalabildiklerini. Sonrasında durumun, nefes almayı güçleştirdiğine ve hastaların hayat kalitesini çok düşürdüğünü söyledi.
YARA BIRAKIYOR
Sabah’tan Dilan Kaya’nın haberine göre Enver, entübe olmuş hastalarda virüsün boğazda oluşturabileceği sorunlarla ilgili, "Herhangi bir gerekçeyle entübe edilen hastalarda entübasyon tüpü ses tellerinin hemen altında nefes borusunun içinde duruyor. Nefes borusunun içinde duran entübasyon tüpündeki balon, akciğerlere hava verebilmek için nefes borusuna oturuyor. Özellikle uzun süre yoğun bakımda kalan hastalarda kan değerlerinde düşüklük ve enfeksiyon varsa, kalp iyi çalışmıyorsa, şeker hastalığı varsa entübasyon borusunun yarattığı baskıya bağlı bir yara oluşuyor. Hasta çıktıktan sonra da o yara gittikçe kapanıyor, kabararak iyileşiyor ve ortasında daralmaya neden oluyor. Bu daralma da hastaların sonrasında nefes almasını güçleştiriyor. Bu hastaların bir kısmı zaten koronavirüs oldukları için nefes darlıklarını buna bağlıyor. Ancak yapılan testlerde akciğerlerinin iyi olduğu anlaşılınca bize geliyorlar ve nefes borusunun hemen girişinde bir darlık olunca ona müdahale ediyoruz. Bazen ağız içerisinden endoskopik ameliyatlarla daralan alanı balonla genişleterek veya lazer ve benzeri aletlerle oraları yakarak açıyoruz. Bazen de ağız içerisinden endoskopik yöntemler fayda vermezse dışarıdan açık ameliyatla bozuk olan kısmı çıkartıp geri kalan kısmı uç uca dikerek açık ameliyatlarla onarıyoruz" ifadelerini kullandı.
‘HASTALARIN HAYAT KALİTESİNİ ÇOK ETKLİLİYOR’
Bu daralma sonrası bazı hastaların yürüyüş yapamayıp, markete bile gidemeyecek kadar nefes alamadığını aktaran Doktor, "Bazıları tuvalete kadar bile gittiğinde nefes nefese kalıyor. Eğer vaktinde saptanıp tedavi edilmezse bazen mecbur kalıp delik açtığımız hastalar oluyor. Hastaların hayat kalitesini çok etkiliyor. Koronavirüs döneminde ister istemez yoğun bakımda kalan insanların sayısının arttı. Hastaların büyük bir kısmı Covid-19 nedeniyle yoğun bakımda kalmış hastalar ama başka hastalıklardan dolayı entübe olup yoğun bakımda kalmış hastalarımızda da gördük. Önemli bir problem ama erken tespit edip tedavi ettiğimizde de hastaların hayat kalitesi artıyor" açıklamasını yaptı.
ANLAMAK İÇİN İKİ YOL VAR
Doktor Enver, hastaların nefes borusunda daralma olduğunu anlamaları için iki yol olduğuna dikkat çekerek, "Erken zamanlarda hastalar normalde hissettiklerinden daha zor nefes aldıklarını, aldıkları nefesi ciğerlerine dolduramadıklarını veya öksürürken sanki öksürüğün içerde bir şeye takıldığını hissederlerse o zaman bir problem olduğunu anlayabilirler. Özellikle yoğun bakımda kalma öyküsü varsa, akciğerle ilgili film ve testleri normal olduğu halde bu gibi problemler varsa acaba nefes borusunda bir darlık var mı diye bir araştırmak gerekir. İkincisinde de bundan daha şiddetli hastalıklarda yani iyice daralma başladığında nefes alıp verirken boğazda bir ötme sesi gelir. Hastalar nefes alıp verirken dar bir yerden geçtiği için ıslık tarzı bir ses çıkar. O sesin varlığı da bize o bölgede bir darlığın olduğunu gösterir. Eğer hastalarda bu 2 problemden biri varsa bu alanda çalışan bir kulak burun boğaz hekimine görünmesi gerekir" cümlesini sıraladı.
GENÇLERDE SIK SIK GÖRÜLÜYOR
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doktor Enver sözlerine şu şekilde devam etti:
"Bu nedenle virüse yakalanmamak veya en azından ağır geçirip yoğun bakıma düşmemek için aşı çok önemli. Her yoğun bakımda kalan kişinin başına gelmese de olduğu zaman çok öneli bir problem haline geliyor. Yüksek kilo, hipertansiyon, başka kalp hastalıklarına sahip olmak da virüs dışındaki nedenler arasında ama aşılanıp yoğun bakım ya da hastaneye yatmayı gerektirmeyecek şekilde atlatmak önemli. Bunlar bizim Covid ile mücadele ederken başımıza gelen şeyler. İnsanların hayatını kaybetmesini önlemeye çalışırken başımıza gelen etkiler. Bunu işlem yaparken anlamak ya da hangi hastalarda olabileceğini öngörmek mümkün değil. Genç hastalarımızdan yoğun bakıma girmiş olanlarda da bu vakaları sık gördük, neredeyse yarısı gençlerden oluşuyor. Hastalar bazen merdiven bile çıkamadıklarını, işe gidemediklerini söylüyor, hatta bu yüzden çocuğunun düğününü erteleyen hastalar var. Hayatı bu kadar olumsuz etkiliyor ama tespit edildiğinde tedavisini kolaylıkla yapıyoruz."