Kent Bayraklı Tıp Merkezi Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Serhat Kerman her iki kadından birinin hayatları boyunca en az bir kez geçirdiği sistit hastalığına dikkat çekti. Sistitin, anatomik yapılarından dolayı kadınlarda erkeklerden daha çok görüldüğünü belirten Opr. Dr. Kerman, “Sistit yani idrar torbası iltihabı, genellikle, idrarda yanma, sık idrar, idrara ani sıkışma, kasıklarda ağrı, kokulu idrar şikâyetleri ile kendini gösterir. Ancak bu gibi şikayetlerin nedeni her zaman basit idrar torbası enfeksiyonu olarak bilinen, sistit olmayabilir. Çoğu zaman idrar tahlili bile yapmadan, sadece şikayetlere ve yetkisiz ehil olmayan kişilerin tavsiyelerine dayalı antibiyotik kullanılmakta, hastanın iyileşmesi tesadüflere bırakılmakta ya da ciddi hastalıklar göz ardı edilmektedir” diye konuştu.
“YANLIŞ TANI KÖTÜ SONUÇLAR DOĞURUR”
Opr. Dr. Kerman, sistitin, normalde ciddi bir rahatsızlık olmadığını ancak ihmal edilmesinin ya da yanlış tanı koyulmasının kötü sonuçlara yol açabileceğini kaydetti. Belirtileri halinde mutlaka bir hekime, mümkünse üroloji uzmanına başvurulmasının önemine dikkat çeken Opr. Dr. Kerman sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılacak ilk tetkik idrar tahlilidir. İmkan varsa, sistite sebep olan bakterinin tanımlanması için idrar kültürü yaptırılmalıdır. Tahlillerin sonucuna göre de uygun antibiyotik tedavisine başlanır. Hamilelerde ise gebelikte kullanımı uygun olan antibiyotikler verilir. Bazı sistit çeşitlerinin mikroplarla alakası yoktur. Radyasyon, parazitler, hijyen kimyasalları, vücudun bağışıklığı ile ilgili sistitlerin çok daha farklı tedavi şekilleri vardır. Özellikle tekrarlayan sistit hastalarında ve hastanın geçmişi ve yaşı da göz önüne alınarak aynı belirtileri veren; taş, kum ya da kanser, komşu organ hastalıkları muhakkak akla gelmelidir. Bu nedenlerle, imkan varsa her sistit vakasında ultrasonografi ile kontrol gerekirse ileri tetkikler yapılmalıdır.”