Uzmanı uyardı! Kalp- damar hastaları yağ içeriği düşük sütleri tüketmeli

Uzmanı uyardı! Kalp- damar hastaları yağ içeriği düşük sütleri tüketmeli

Diyetisyen Edanur Usta, "Kalp-damar hastalığı, yüksek kan yağları ve ileri derece obezitesi olan bireylerin, manda ve koyun sütü yerine daha düşük yağ içeriğine sahip yarım yağlı inek sütü veya keçi sütünü tercih etmeleri gerekiyor" dedi.

İSÜ Liv Hospital Bahçeşehir Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Edanur Usta, 1 Haziran Dünya Süt Günü vesilesiyle sütün sağlığımıza olan önemine dikkat çekti.

Dyt. Usta, sütün dengeli beslenme için vazgeçilmez bir besin kaynağı olduğunu belirterek, “Memeli canlılar için ilk besin kaynağı anne sütüdür ve bu, kemik kütlesi oluşumu açısından oldukça önemlidir. Anne sütü, büyüme ve gelişmeyi desteklemek için gereken tüm enerji ve besin maddelerini sağlar. Tarih boyunca insanlar, inek sütü başta olmak üzere farklı memeli hayvanların sütünden faydalanmıştır. Süt ürünleri, erişilebilir, ekonomik ve besin değeri yüksek bir gıda grubudur ve dünya genelinde dengeli beslenmenin önemli bir parçası" ifadelerini kullandı.

ÇİNKO VE SELENYUM ZENGİNİ

Sütün genellikle önemli bir protein kaynağı olarak tüketildiğini ifade eden Dyt. Usta, "Süt, doğal bir kalsiyum kaynağı olmasının yanı sıra fosfor, magnezyum, çinko ve selenyum gibi mineraller bakımından da zengindir. Ayrıca A, D ve E vitaminleri ile tiamin ve riboflavin gibi diğer vitaminleri de içeriyor" dedi.

ÇOCUKLARDA DİŞ VE KEMİK SAĞLIĞINA FAYDALI

Sütün faydalarını vurgulayan Dyt. Usta, "Süt ürünleri, özellikle kalsiyum zenginlikleri nedeniyle çocuklarda diş ve kemik sağlığını desteklerken, yetişkinlerde kalp-damar hastalıkları, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmada, iştah yönetiminde destekleyici bir besin grubu" diye konuştu.

GÜNLÜK 3 PORSİYON SÜT ÜRÜNÜ TERCİH EDİLMELİ

Süt tüketiminin miktarına da değinen Dyt. Usta, “2017 Türkiye Beslenme Rehberi'ne göre, 7 yaş ve üzeri bireylerin günlük üç porsiyon süt ve süt ürünleri (yoğurt, peynir, ayran, süt) tüketmeleri önerilmektedir. Ancak 2017 Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması, 15 yaş ve üzeri bireylerin bu önerilere tam olarak uymadığını gösteriyor" dedi.

BİTKİSEL SÜTLERE DİKKAT!

Son yıllarda popüler hale gelen bitkisel sütlerin kullanımı hakkında bilgi veren Dyt. Usta, “Hindistan cevizi sütü, badem sütü, yulaf sütü gibi bitkisel sütler, hayvansal sütlerle aynı besin değerlerine sahip değildir ve bu nedenle süt ve süt ürünleri grubuna dahil edilmemektedir. Marketlerde satılan bitkisel sütlerin içeriğine bakıldığında, ana bileşenin oranının düşük (yüzde 2-3) olduğu, geri kalanının ise şeker, stabilizörler, emülgatörler ve aroma vericilerden oluştuğu görülmektedir. Kalsiyum ve bazı vitaminlerle zenginleştirilen bitkisel sütler, saf bitkisel sütler lezzet açısından çeşitlilik arayan, süt hazmı ile ilgili sorun yaşayan veya vegan bireyler için alternatif olarak kullanılabilir, ancak süt ve süt ürünleri tüketim önerilerini karşılamada yeterli değil" dedi.

İNEK SÜTÜ PROTEİNİ ALERJİSİ ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLİR

Süt alımından kaynaklanabilecek iki temel olumsuz reaksiyon hakkında bilgi veren Dyt. Usta, “Bunlar laktoz intoleransı ve inek sütü proteini alerjisidir. Laktoz intoleransı olan bireyler süt yerine laktozu düşük olan yoğurt tüketerek gaz ve şişkinlik gibi semptomları önleyebilirler. İnek sütü proteini alerjisi ise genellikle çocuklarda görülen ve zamanla geçen bir gıda alerjisi" dedi.

SÜTTEKİ DOYMUŞ YAĞ, KALP SAĞLIĞINI ETKİLEYEBİLİR

Süt tüketimiyle ilgili bazı endişelere de değinen Dyt. Usta, “Sütün içerdiği toplam yağın yüzde 70’i doymuş yağlardan oluşmaktadır. Aşırı doymuş yağ tüketimi, özellikle toplam kolesterol ve kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterol seviyelerinde artışa neden olabilir. Bu durum, yağlı sütlerin aşırı tüketiminin kalp damar hastalıklarının gelişimine olumsuz etkide bulunabileceğini gösterir. Bununla birlikte, sütün kemik kırılmalarına neden olması, kanser riskini artırması veya deri kalınlaşmasına yol açması gibi endişelerle ilgili yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır. Hiçbir besin tek başına bir hastalığı önleyemeyeceği gibi, tek başına bir hastalığa da sebep olmaz" dedi.

Hangi süt çeşidini tüketmemiz gerektiği konusunda açıklamalarda bulunan Dyt. Usta, “Sütlerin bileşimi, hayvanın türü, beslenmesi ve yetiştiği yere bağlı olarak değişir. Kalp-damar hastalığı olan, yüksek kan yağları olan ve ileri derece obezitesi bulunan bireyler, manda ve koyun sütü yerine yağ içeriği daha düşük yarım yağlı inek sütü veya keçi sütü gibi kaynakları tercih etmelidir. Ayrıca, yetişkinlik döneminde bağırsak florasını desteklemek ve iyi bakterileri artırmak için fermente ürünlerin tüketimine öncelik verilmelidir. Bu nedenle, yoğurt ve kefir gibi ürünlerin süte kıyasla daha olumlu sağlık etkileri bulunuyor" diye konuştu.

SÜT ALERJİ YAPABİLİR

Süt alerjisi hakkında da bilgi veren Dyt. Usta, “Süt alerjisi olan, kronik mide ve bağırsak hastalığı, tiroit hastalığı veya akneye yatkın cilde sahip bireylerin süt tüketimine dikkat etmeleri gerekmektedir. Herkesin beslenme ihtiyaçlarının farklı olduğunu ve beslenme önerilerinin kişiye özel olması gerektiğini unutmamak önemli" dedi.

ÇİĞ SÜTTE HASTALIK YAPAN BAKTERİ OLUŞABİLİR

Sütün, mikroorganizmaların gelişmesi için uygun bir ortam olduğunu belirten Dyt. Usta, sözlerini şöyle tamamladı: “Çiğ süt, birçok hastalığa neden olabilecek çeşitli patojenleri içerebilir. Bilimsel çalışmalar, çiğ sütün Salmonella, E. coli, Listeria, Campylobacter gibi tehlikeli bakterileri taşıyabileceğini ve gıda kaynaklı hastalıklara yol açabileceğini göstermektedir. Bu nedenle süt tüketilecekse pastörize edilmiş olmasına dikkat edilmeli."