Uzmanı uyardı. Kokusu normal olmayan ve köpüklü denizde yüzmeyin

Uzmanı uyardı. Kokusu normal olmayan ve köpüklü denizde yüzmeyin

Yaz aylarında deniz ve havuz kullanımı arttıkça çocuklarda yaz ishali vakalarının daha fazla görüldüğüne dikkat çeken Uzman Dr. Esra Polat, “Yaz aylarında havuz ve deniz kullanımı arttığı için kontamine olmuş suların ağıza bulaşması veya yutulması hastalık etkenlerini vücuda sokar.

Deniz suyunun kendini temizleme özelliği nedeniyle enfeksiyon riski havuza göre daha düşüktür. Ancak kirli, köpüklü veya normal dışı kokusu olan sularda yüzmek risk taşır. Mavi bayraklı kıyılar tercih edilmeli” dedi.

VM Medical Park Maltepe Hastanesi'nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Polat, çocuklarda yaz ishali hakkında bilgi verdi. Dr. Polat, “Çocuklarda dışkılama sayısının artması ve dışkının cıvık/sulu olması ishal olarak tanımlanıyor. Çocuklarda ishalin en yaygın nedeni enfeksiyonlardır ve bunların büyük çoğunluğu virüs kaynaklı. Viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımı gereksizdir. Bunun yanı sıra bakteriler ve parazitler de ishale neden olabilir. Kontamine su ve su ürünleri, kontamine havuz, göl ve dere suları, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri, iyi pişirilmemiş ve iyi yıkanmamış sebze ve meyveler, tarihi geçmiş ürünler ve açıkta uzun süre kalan gıda ürünleri de enfekte olmayan nedenler arasında yer alır” dedi.

YAZ MEVSİMİNDE İSHALİN NEDENLERİ

Yaz mevsiminde ishale neden olan faktörleri açıklayan Dr. Polat, “Viral gastroenteritler genellikle rotavirüs, adenovirüs veya norovirüs kaynaklıdır. Bu etkenler gıda ve su kaynaklı bulaşmanın yanı sıra temas yoluyla da bulaşabilir. Bahçe ve park kullanımının artması yüzey-el-ağız temasını kolaylaştırır. Ayrıca yazın sıcaklıkların artması, bakterilerin üremesi için uygun bir ortam yaratır. Tatil ve seyahat dönemlerinde çocuklar daha sık bir araya geldiklerinden bulaşma riski artar” şeklinde konuştu.

“HAVUZ VE DENİZDEN KAYNAKLI ARTIŞ OLABİLİR”

Deniz ve havuz kullanımının ishalle olan ilişkisini açıklayan Dr. Polat, “Yaz aylarında havuz ve deniz kullanımı arttığı için kontamine suların ağıza bulaşması veya yutulması sonucu hastalık etkenleri vücuda girer. Deniz suyunun kendini temizleme özelliği nedeniyle enfeksiyon riski havuza göre daha düşüktür. Ancak kirli, köpüklü veya normal dışı kokusu olan sularda yüzmek risk taşır. Mavi bayraklı kıyılar tercih edilmeli” dedi.

“İSHALDE KAYBEDİLEN SIVININ GERİ ALINMASI ÖNEMLİ”

İshalde beslenmenin önemine değinen Dr. Polat, “İshalde en önemli konu kaybedilen sıvının geri alınmasıdır. Sıvı kaybı artarsa beyin, böbrek gibi hayati organlar etkilenebilir. Çocuklar pirinç, buğday, patates, ekmek, yağsız et, sebze ve meyve tüketebilir. Özellikle yoğurt ve potasyumdan zengin olduğu için muz önerilir. Anne sütü alan bebeklerin sık sık emzirilmesi gerekir. Yağlı gıdalar, meyve suları ve çok şekerli içecekler ishali artırabileceği için önerilmez” ifadelerini kullandı.

“ELLER MUTLAKA YIKANMALI”

İshalden korunma yollarını vurgulayan Dr. Polat, şu bilgileri paylaştı:

“Yemeklerden önce ve sonra, tuvalet kullanımından sonra ve hayvanlara dokunduktan sonra ellerinizi sabun ve suyla en az 20 saniye yıkayın. Yaz aylarında el yıkamayı çocuğunuza oyun şeklinde eğlenceli hale getirebilirsiniz. Yemek hazırlama yüzeyleri ve mutfak eşyalarının temizliğine özen gösterin, yemek hazırlama sonrası yüzeyleri dezenfekte edin. Özellikle çiğ et, balık veya yumurta işleyen yüzeyler ve mutfak aletlerini iyice temizleyin.”

“FARKLI RENK VE ÇEŞİTLERDE KESME TAHTASI KULLANIN”

Çiğ ve pişmiş gıdaları ayrı saklamamız gerektiğine değinen Dr. Polat, “Çapraz kontaminasyonu önlemek için farklı renk ve çeşitlerde kesme tahtası kullanın. Gıdaları uygun sıcaklıklarda pişirin. Örneğin, tavuk için iç sıcaklık en az 75 derece olmalı. Dondurulmuş gıdaları buzdolabında veya mikrodalgada çözün, oda sıcaklığında bırakmayın. Artan yemekleri hızlıca soğutun ve güvenli sıcaklıkta saklayın (4 °C'nin altı). Taze meyve ve sebzeleri iyice yıkayın. Son kullanma tarihine dikkat edin ve bozuk veya kötü kokan gıdaları tüketmeyin” dedi.

“ÇİĞ SEBZELER DİKKATLİ TÜKETİLMELİ”

İshale iyi gelen önlemlerden bahseden Dr. Polat, “Yenidoğan bir bebekte vücut ağırlığının yüzde 75’i sudan oluşur. Bu oran çocuklarda yüzde 70, yetişkinlerde ise yüzde 60’tır. Bu yapısal değişim çocukları ve bebekleri su kaybına karşı daha hassas kılar. Her sulu kakaya karşılık bebeklerde 1 çay bardağı, çocuklarda bir su bardağı su içirilmesi sıvı kaybını önler. Çiğ sebzelerle hazırlanmış salata ve meyvelerin tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Meyve ve salata malzemelerini bol su ile yıkamak ve sirkeli suda bekletmek alınacak önlemler arasındadır. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri tüketilmemelidir. Dondurma, pasta ve tatlılar soğuk zincire uyulmadığı takdirde en çabuk bozulan gıdalar arasındadır. Evde hazırlanan ve güvenilir yerlerden alınan ürünler tercih edilmeli” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.