Uzmanından tiroit kanseri uyarısı

Uzmanından tiroit kanseri uyarısı

Tiroit kanserinin kan tahlilleriyle değil ancak ultrason ile ortaya çıkabileceğini belirten Endokrin Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, kansere sebep olan nodüllerin boyutu ile ilgili uyarılarda bulundu.

DHA- Endemik bir guatr ülkesi olan Türkiye’de tiroit kanseri tanısı alan kişi sayısı her geçen yıl artıyor. Her tiroit kanserinde ameliyatın mutlaka gerekli olduğuna işaret eden Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, sıklığı giderek artan tiroit kanseriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Ayşan, “Nodül çapı artıkça kanser riski de artıyor. Burada kritik değer 4 cm. Eğer nodül çapı 4 cm’ye ulaşmışsa hasta mutlaka ameliyat olmalı. Çünkü kanser riski var” sözlerini kullandı.
Tiroit kanserinde nodül sayısının da kanser riski açısından önemli olduğunu belirten Prof. Ayşan, nodül sayısı arttıkça kanser riskinin artmadığına, tersine azaldığına dikkat çekti.


“TİROİT KANSERİNİN EN ÖNEMLİ SEBEPLERİ GENETİK MİRASIMIZ VE COĞRAFYAMIZDIR”

Prof. Dr. Ayşan, Tiroit kanserinde 'nodül yoksa kanser de yoktur' prensibi olduğunu ve bu yüzden nodüllerin son derece önem arz ettiğinin altını çizdi. Türkiye'de tiroit kanseri ve nodüllerinin sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Ayşan, nodüllerin görülmesindeki artışa bağlı olarak kanserin de arttığına dikkat çekti.

Tiroit kanserinde birçok risk faktörü bulunmakla birlikte en önemli etkenlerin aileden gelen genetik kodlar ve coğrafya olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erhan Ayşan, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:


“Ülkemizin Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesi dağlık bölgelerdir ve bu bölgelerde tiroit kanseri sık görülür. Bir diğer sebep olarak Çernobil faciasını örnek gösterebiliriz. Çernobil’in izleri ülkemizde hala var; Çernobil’i 1980’lerde yaşadık ama bu tür genetik hasarlar 20-30 yıl sonra kendisini gösteriyor. Tiroit kanserinde genetik faktörlerin büyük önem arz ettiği unutulmamalıdır. Ülkemizde genetik olarak tiroit kanseri sık görülüyor. Tiroit kanseri de genetik geçişi olan bir hastalık olduğu için nesiller boyunca bu hastalığı görebiliyoruz.”