İHA’da yer alan habere göre, yaz aylarının gelmesi ile birlikte güneş kremi kullanımı artmaya başladı. Güneş kremlerinin cildi güneş kaynaklı hasarlardan korumak için yerleşik ve önerilen bir uygulama olarak kullanıldığını belirten Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekai Kutlubay, “Güneş kremlerinin kullanımı, cildi güneş kaynaklı hasarlardan korumak için yerleşik ve önerilen bir uygulamadır.
Birçoğumuz güneş koruyucu ürünler kullanarak cildimizi güneşin zararlı etkilerinden korumak istiyoruz. Ancak, çoğu güneş kremi kimyasal içeriklere sahiptir ve ne yazık ki denizlerimizi kirletebilecek potansiyele sahip olabilir. Son zamanlarda yapılan çeşitli çalışmalar, kimyasal UV filtresi içeren güneş kremlerinin midye, algler, kabuklular, mercanlar, deniz kestanesi, balık ve hatta yunuslara karşı tehlikeli ve zararlı etkilerini ortaya koymuştur. Özellikle oksibenzon ve oktinoksat gibi maddelerin, mercan resiflerinin beyazlatılması, DNA hasarı ve genotoksik etkiler gibi olumsuz etkilere neden olabileceği belirlenmiştir. Ayrıca, güneş kremlerinden kaynaklanan kimyasalların deniz ekosistemlerinde birikerek balık, kabuklu deniz hayvanları ve diğer organizmalar üzerinde toksik etkilere neden olabileceği bilinmektedir” dedi.
“SADECE DENİZLER İÇİN DEĞİL İNSAN SAĞLIĞI İÇİN DE BİR TEHDİT OLUŞTURMAKTADIR”
Kadın Girişimci Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı ise, “Bilimsel çalışmalar ortaya koymaktadır ki, UV filtreleme sadece denizler için değil insan sağlığı için de bir tehdit oluşturmaktadır. UV filtrelerinin cilde nüfuz edip kan dolaşımına ulaşamaması, UV filtrelerinin insan vücuduna muhtemel olumsuz etkileri konusunda endişeleri tetikliyor. Önceki çalışmalar, parçacıkların boyutunun dikkate alınması gereken çok önemli bir parametre olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin, daha küçük boyutlara sahip nanoparçacıkların, sitotoksik olabileceğine dikkat çekilmektedir. Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütünün (OECD) yayınladığı bir raporda, potansiyel endokrin bozucu moleküller değerlendirilmiş ve özellikle plasenta ve insan sperminde, kimyasal UV filtrelerinin potansiyel endokrin bozucu etkisi bildirilmiştir” diye konuştu.
Güneş kremlerinde çevreye duyarlı ürünlerin tercih edilmesi yönünde çağrıda bulunan Samancı, “Güneş kremlerinin seçiminde, insan sağlığına ve çevreye duyarlı ürünleri tercih etmek, hepimizin sorumluluğudur. Türkiye’nin ilk yüzde 100 doğal Anadolu propolisli ve non-nano mineral çinko filtreli güneş koruyucuları ile yaz mevsiminde tüm ailenizin cildini zararlı güneş ışınlarından doğal olarak korumak mümkün. Üstelik Anadolu propolisi ve non-nano mineral çinko gibi tamamen doğal bileşenlerden oluşan güneş koruyucu kremler, hem denizlerin hem de cildinizin dostu” şeklinde konuştu.
“UV IŞINLARI YANSITIYOR VE TAM GÜNEŞ KORUMASI SAĞLIYOR”
Deniz altı yaşama verilen zararı azaltmak üzere non-nano mineral çinko içeren güneş kremlerinin kullanımının önemine dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekai Kutlubay da şu sözlere yer verdi:
“FDA, güneş kremleri için non-nano çinko oksitin güvenli olduğunu belirtiyor. Nano boyutlu parçacıkların aksine, non-nano mineral çinko içeren doğal güneş kremleri, vücut tarafından emilmeden, cilt yüzeyinde fiziksel bir bariyer oluşturarak UV ışınları yansıtıyor ve tam güneş koruması sağlıyor. Üstelik non-nano mineral çinko içeren güneş kremlerinin kullanımı, okyanuslar ve mercan resifleri dahil olmak üzere deniz altı yaşama verilen zararı da azaltıyor.”