Mart ayında BBC, internetin "dark web" olarak bilinen kısımlarında, yasadışı yollarla 150 dolara sahte koronavirüs testi, 500 ila 750 dolara ise aşı satıldığını duyurmuştu. BBC'nin haberinde sahte aşı sertifikalarının da 150 dolara alıcı bulduğu ve bu ilanların sayısında son dönemde ciddi bir artış görüldüğü de yer almıştı.
BİNLERCE SAHTE AŞI ELE GEÇİRİLDİ
Interpol kayıtlarına göre, geçtiğimiz ay Çin'de ve Güney Afrika'da polis, depolarda ve üretim tesislerinde binlerce doz sahte Covid-19 aşısı ele geçirdi, onlarca kişi gözaltına alındı.
Meksika ayrıca Mart ayında Honduras'a doğru uçmak üzere olan bir uçakta ele geçirilen 6.000 dozluk sahte Sputnik V aşısının da kaynağını soruşturuyor. Sputnik V aşısının uluslararası piyasadaki satışından sorumlu olan Rusya Doğrudan Yatırım Fonu, ele geçirilen aşıların fotoğraflarının incelendiğini ve sahte gibi göründüğünü açıkladı. Meksika Savcılığı da olayın soruşturulduğunu açıkladı ancak fazla detay vermedi.
ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın soruşturma kolu olan Ulusal Fikri Mülkiyet Hakları (IPR)Koordinasyon Merkezi'nden ajanlar, aylardır dünyanın dört bir yanında Covid-19 pandemisiyle bağlantılı sahtecilik faaliyetlerini araştırıyor. Bugüne kadar 48 milyon dolar değerinde sahte maske, kişisel koruyucu ekipman ve çeşitli ürünler ele geçirildi. Geçtiğimiz sonbahar aylarında aşıların kullanım onayı almaya başlamasıyla, soruşturmalar da internette ortaya çıkmaya başlayan aşı dolandırıcılıklarına doğru kaydı. ABD'li yetkililer bugüne kadar 30 internet sitesinin ve 74 alan adının kaldırıldığını söyledi.
Meksika, Brezilya gibi ülkelerde, reçeteli ilaç sahteciliği geçmişten günümüzde sık sık karşımıza çıkan bir olgu. İlaç güvenliği konularında çalışan BIS Group'un danışmanlarından Tony Pelli de, "Belli bir alanda arz ile talep arasında bir uyuşmazlık olduğunda, açığı sahtelerle doldurmak isteyecek insanlar olacaktır. Yeni ilaçlar çıktığında insanların sahtelerini üretmesi an meselesidir" diye konuştu.
Özellikle son 10 yılda sahte reçeteli ilaç piyasası oldukça büyüdü. PricewaterhouseCoopers'ın verilerine göre, sahte ilaç pazarının büyüklüğü yıllık 200 milyar dolara ulaştı.
Pelli, ilaç şirketlerinin ve devletlerin gerçek ilaçlar üzerinde çok sıkı güvenlik önlemleri uyguladığını hatırlatarak, sahte aşı yapmanın gerçek aşıları çalıp satmaktan daha kolay olduğunu belirtti. Pelli, "Elinde sahte aşı olan, 'Al sana aşı, üzümünü ye bağını sorma' deyip dağıtmaya başlayabilir" diye konuştu.
"HİÇ BÖYLESİNİ GÖRMEDİK"
Pfizer gibi büyük ilaç şirketleri bünyesinde, devlet kurumları bu alanda eğiten ve resmi operasyonlara destek veren güvenlik birimleri bulunuyor.
IPR Merkezi'nin ajanlarının kullandığı taktiklerden biri, internette ve dark web'de aşılarla ilgili anahtar kelime aramaları yapmak ve bu anahtar kelimeler, aşı üreticilerinin desteğiyle belirleniyor.
IPR Merkezi'nin elinde şu an 35 adet Covid-19 aşı dolandırıcılığı vakası bulunuyor. Merkezin direktörü Steve Francis, "Hiç bu kadar çok sahtekarlık, yanlış bilgi ve tezgah görmemiştik" sözleriyle tehlikenin büyüklüğünün altını çizdi.
Merkez bünyesinde çalışan ajanlar ve Pfizer'den yetkililer geçen sonbahardan beri haftalık toplantılarla, dolandırıcılık girişimlerin hazırlık yapıyor. Sunumlardan birinde şirket yetkilileri, flakonların gerçek etiketlerinin görüntüsünü bir süreliğine paylaşmadıklarını, böylece suçlulardan bir adım önde olmayı hedeflediklerini açıkladı.
Pfizer ayrıca Meksika ve Polonya gibi ülkelerdeki yerel güvenlik güçleriyle de birlikte çalışıyor.
Şirketlere yardım vatandaşa zam mı? EPDK'dan elektrik faturası açıklaması
Fıkra gibi olay! İnsan kaçakçılığına Diyanet'i bile alet etmişler
Ünlü ekonomistler hemfikir! Özgür Demirtaş'tan kritik kripto para uyarısı