Newsmax sitesinin haberine göre, araştırmacılar, koku duyusu ile depresyon bağlantısını incelemek için 8 yıl boyunca 2 bin 100'den fazla kişiyi izledi.
Çalışma kapsamında seçilen kişilerin 70 ila 73 yaşlarında ve sağlıklı olduğu belirtildi.
Katılımcılar, her yıl yüz yüze ve 6 ayda bir telefon görüşmesiyle değerlendirildi.
Araştırma kapsamında yapılan ilk ölçümde, katılımcıların yüzde 48'inin koku alma duyusunun normal ve yüzde 28'inin koku alma duyusunda azalma olduğu, yüzde 24'ünün de önemli ölçüde koku kaybıyla karşılaştığı tespit edildi.
Katılımcıların yaklaşık yüzde 25'inin izleme döneminde önemli depresyon belirtileri geliştirdiği gözlendi.
Araştırmacılar, azalmış veya önemli ölçüde koku kaybı yaşayanlarda, depresif belirtiler geliştirme riskinin arttığını belirledi.
"Çalışma, kokunun yaşlılar için bir uyarı işareti olabileceğini gösteriyor"
Çalışmayı yürüten ekipten Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Davranış Bilimleri Doçent Vidya Kamath, yaptığı açıklamada, zayıf bir koku alma duyusunun, ölüm riski dahil Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların erken uyarı işareti olduğunu defalarca gördüklerini belirtti.
Kamath, yaptıkları çalışmanın, koku alma ile depresyon arasındaki ilişkiye ve bu bağlantıyı etkileyebilecek faktörlere odaklandığını kaydetti.
Koku alma duyusunu kaybetmenin, zehirli gaz algılamak ve yemekten keyif almak gibi sağlığımızın ve davranışlarımızın birçok yönünü etkilediğini vurgulayan Kamath, "Koku, çevremizdeki dünyayla ilişki kurmanın önemli bir yoludur. Bu çalışma, kokunun yaşlılar için bir uyarı işareti olabileceğini gösteriyor." ifadesini kullandı.
Araştırma, "The Journals of Gerontology" dergisinde yayımlandı. (AA)