CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na birkaç kere rakip olan ancak liderlik koltuğuna oturamayan Muharrem İnce’nin bu yıl bitmeden yeni bir parti kurmasına yönelik işaretler artarken, bu girişim CHP’de "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın CHP'yi bölme ve Millet İttifakı’nı bozma hamlesi" olarak değerlendiriliyor.
24 Haziran 2018'deki cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a karşı CHP adına yarışan İnce’nin aldığı yaklaşık yüzde 31 oy partisinin oy potansiyelini geçtiği yorumlarına neden olmuştu. Seçimin hemen ertesi günü düzenlediği basın toplantısında İnce, "41 yıl sonra yüzde 30 barajını geçmişiz. Ben söylemeyeyim bunu ayıp olur. Ben buradayım. Bana derlerse 'Yürü önümüzden', ben yürümeye hazırım" demişti.
Ancak geçen süre içinde CHP’de kimse İnce’ye arzu ettiği bu sözleri sarf etmedi. Aksine tartışmalı geçen bir kurultay sürecinin ardından İnce’ye yakın isimlerin çoğu parti içinde ön saflarda yer bulamadı.
DW Türkçe’ye konuşan İnce’ye yakın bir isim İnce’nin kırgın olduğunu belirtiyor:
"Muharrem Bey bir önceki kurultayda epey yüksek oranda delege imzası toplamıştı. O delegelerden 400-500 kadarı bu kurultayda listelere giremedi. Sadece bu son kurultay ile ilgili olarak değil genel bir rahatsızlık var, bu çok açık. Yani sadece bugünün ve bu kurultayın olayı değil, önceden beri mevcut olan bir rahatsızlık."
Aynı kaynağa göre İnce siyasi kariyeri için artık kendisine bir yön çizmek zorunda olduğu bir dönemde ve bu nedenle şu andaki niyeti yeni yıla kadar bir parti kurma yönünde. Bunun için ekip ve söylem üstünde çalışmakta olduğu belirtilen İnce, yakın çevresinden gelen bu işaretlere rağmen parti kurup kurmayacağına dair henüz net bir açıklama yapmış değil.
CHP'ye göre "Erdoğan’ın işine gelir"
İnce’nin eskiden beri gönül bağı bulunduğunu söylediği CHP’den ayrılarak yeni bir parti kurmaya niyetlenmesi parti yönetiminde "yanlış bir adım" olarak değerlendiriliyor.
DW Türkçe’ye konuşan parti yönetiminden etkili bir isim, "CHP içinden yeni bir parti çıkması sadece Erdoğan’ın işine gelir. AKP’den iki parti, MHP’den bir parti çıktı. Böyle yaparak CHP'yi bölmek istiyorlar, İnce kendini kullandırmamalı" sözlerini sarf ediyor.
AKP içinden Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile Ali Babacan’ın DEVA Partisi kurulmuş, Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti de MHP’den koparak siyaset sahnesine çıkmıştı.
İnce’nin yeni parti girişimine iktidara yakın basında geniş yer verilirken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de Salı günü yaptığı açıklamada "Sayın Muharrem İnce, ince ince siyasi hedeflerini dokuyor, bu da CHP yönetiminin kanına dokunuyor" ifadesini kullandı.
Bir başka CHP’li ise İnce’nin 24 Haziran seçiminde aldığı yüzde 31’lik oyu sadece kendi başarısı olarak gördüğünü belirtiyor. Ancak bunda yanıldığını belirterek İnce’nin beklentisinin 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde yine aday gösterilmek olduğunu savunuyor.
CHP seçmeninin yeni parti beklentisi var mı?
Peki İnce’nin CHP’den koparak parti kurması durumunda oy potansiyeli ile cumhurbaşkanlığı seçimindeki etkisi ve tercihi ne olur?
MAK Başkanı Mehmet Ali Kulat’a göre İnce’nin her ne kadar siyaseten bir karşılığı olsa da şu an böyle bir parti kurması için yanlış bir zaman:
"Her şeyden önce CHP tabanı yeni bir parti beklentisinde değil. Babacan ya da Davutoğlu yeni parti için çıktığında o dönem AKP içinde ciddi bir parti beklentisi vardı. CHP için ise yerel seçimden önce bu soruyu sormuş olsaydık, o dönemde her 4 kişiden birinin beklentisi vardı ama yerel seçim başarısı CHP tabanına bir yerel iktidar getirdi."
Kulat, bazı beklentileri yerel iktidarla karşılanan CHP seçmeninin parti değişikliği macerasına isteksiz olacağını belirterek, yeni partinin kısa vadede "CHP’yi bölme ve motivasyonunu bozmaktan başka bir işe yaramayacağını", uzun vade için ise beklemek gerektiğini söylüyor.
50 artı bir sınavı
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte cumhurbaşkanı seçimi için yüzde 50 artı 1 oyun alınması gerekliliği de İnce’nin önündeki bir sınav olarak gösteriliyor.
Kulat, İnce’nin açıklamalarında hem iktidar hem de muhalefete karşı bir fotoğraf çizdiğini hatırlatarak, "Yani ‘çarşı herkese karşı’ durumu. Ama bu yeni sistemde herkese karşı olduğunuzda bir şey yapamazsınız. Bu sistemde blokların birisinde yer alacaksınız, yeni bir blok kurma gibi bir hedefiniz varsa da matematiksel olarak bu mümkün görünmüyor" diyor.
Gelecek ve DEVA partilerinin ortaya çıkışının Cumhur İttifakı içindeki dengeyi bozduğuna dikkat çeken Kulat, şu yorumu yapıyor:
"Eğer, bu taraftaki denge bozulurken karşı tarafın dengesinin de bozulması yönünde bir politika geliştiriliyor ise bunu yapanların yeni partinin Cumhur İttifakı içinde yer alması derdi vardır. Eğer böyle bir şey olursa, bu topluma nasıl anlatılır işte bütün mesele bu."
CHP’ye çok emek vermiş bir partili olan İnce, geçmiş yıllarda yeni parti iddialarına karşılık, "Ben bu partinin gençlik kollarına 15 yaşında girdim, ne kendim giderim ne de kimse beni bu partiden koparabilir" demişti.
Parti yönetimi ile müzakere arayışı mı?
Bu arada İnce’nin parti girişimini CHP yönetimi ile bir çeşit müzakere yöntemi olarak görenler de var.
Siyaset bilimci Onur Alp Yılmaz, İnce’nin cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından parti içinde onore edilmeyi beklediğini ancak tam tersine son kurultayda da görüldüğü gibi arka sıralara itildiğini belirterek, İnce’nin şu anda yeni parti başarısından ziyade CHP ile bir müzakere arayışı içine girmiş olabileceğini ifade ediyor.
İnce’nin CHP içindeki muhalif diğer bazı isimlerle birlikte "sosyal demokrat" bir vizyon ortaya koyması durumunda cumhurbaşkanlığı seçiminde olmasa bile milletvekili seçiminde etki yaratabileceğini söyleyen Yılmaz, İlhan Cihaner’in de son kurultayda muhalif bir çizgide olduğunu hatırlatıyor.
Ancak DW Türkçe’nin Cihaner’in yakın çevresinden edindiği bilgiye göre, İnce ile Cihaner’in aynı siyasi çizgide olması mümkün değil. Bu isme göre İnce "Kılıçdaroğlu gitsin yerine ben geleyim" derken, Cihaner ve ekibi parti için daha sol bir siyaset öneriyor.
Gülsen Solaker / Ankara
Ahmet Davutoğlu gündeme bomba gibi düşen fotoğraf hakkında konuştu
Yenişafak yazarı AKP'deki kavgayı anlattı: Kafa yarılıyor, göz patlıyor
Eski sağ kolu açıkladı... "Erdoğan'dan Davutoğlu ve Babacan'a ağır darbe"
Yılmaz Morgül Erdoğan'a böyle seslendi: "Kendimi yakarım"