Yıllar sonra tablo çok değişti! İşte Türkiye'nin en eğitimli seçmenine sahip siyasi partisi

Yıllar sonra tablo çok değişti! İşte Türkiye'nin en eğitimli seçmenine sahip siyasi partisi

Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Başkanı Ertan Aksoy hem gündeme hem de siyasi partilerin ittifak ilişkilerine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet'ten Ece Piroğlu'na konuşan SODEV Başkanı Ertan Aksoy, "İttifaklar içinde öne çıkan eğitim oranı en yüksek seçmene sahip parti hangisi?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "İlk akla gelen CHP seçmeni en eğitimli seçmen grubu oluyor. Büyük oranda da doğru. Çok ciddi bir eğitimli seçmen grubu var. Daha doğrusu eğitimli seçmenin büyük kısmının oyunu aldı CHP. Ama şu an eğitim ortalaması en yüksek seçmen grubu CHP’de değil. İYİ Parti’de bu grup. Daha fazla kentli, liberal veya merkeze yakın bir miktar milliyetçilik eğilimleri olan ama en yüksek eğitimli grubu oluşturuyor İYİ Parti seçmeni."

"BU TARTIŞMALAR İYİ PARTİ'Yİ GÜÇLENDİRİYOR"

İYİ Parti'nin bir miktar CHP’den bi miktar MHP’den bi miktar da AKP’den oy kopardığını biliyoruz. En doğal tabanı bu üç parti tabanından oluşuyor. Şu anda da son dönem her ne kadar içindeki tartışmalar üzerinden "İYİ Parti zayıflıyor mu/" diye tartışılsa da ben tam tersine inanıyorum bana göre bu tartışmalar İYİ Parti’yi güçlendiriyor. Çünkü parti olmanın gereğini yerine getiriyor. Yani öbür türlü bir lider var ve onun talimatları var. Oysa parti olmak bu tür sancıları da gerektiren bir şeydir. Niye CHP yıllardır iktidar görmediği halde hâlâ örgütleri çok güçlü, hâlâ Türkiye’nin en güçlü örgütlerine sahip? Çünkü gerçek bir parti gibi parti içi tartışması da oluyor kurulları da var, yönetim mekanizmaları da mevcut. İYİ Parti’de yaşanan son tartışmaları da parti olmanın doğum sancıları olarak görebiliriz o yüzden korkutmadığı gibi kişisel olarak umutlandığımı söyleyebilirim.

"KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞI MEMNUNİYETLE KARŞILANDI"

- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce aday olacak mı?

İstiyorsa olur. Bunun tek koşulu "Adayım" demesi. Şu anda muhalefetin en büyük, örgütleri en güçlü partisi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun "Ben aday olacağım" demesi parti örgütlerinde de, karar vericilerinde de memnuniyetle karşılanacak durum. Ama aday olur mu, ister mi? Bir kere muhalefet ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun tarzı daha fazla kendi doğrularını anlatmaktan öte tartışarak doğrusunu bulmaya yönelik bir tutumda birleşiyor. Bu kadar kritik bir konuda ben eminim ki sadece CHP değil muhalefetin diğer bileşenleri de kendi doğruları, kendi önerileri üzerinden çok büyük ısrarda olmayacaklar. Daha fazla başarılı siyasi sonuç alabilecekleri adaylar üzerine yoğunlaşacaklar.

"‘ERDOĞAN KARŞISINDA CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARI DAHA AVANTAJLI"

Peki bu adaylar kim olur sorusuna belki doğrudan bugün yanıt üretemeyiz ama Türkiye’nin çok büyük yapısal sorunları var. Ekonomide, adalette, eğitimde, dış politikada bütün bu sorunları çözebileceğine daha iyi yöneteceğine kim ikna ederse onun kazanma şansı daha fazla olacaktır. Bu nedenle geçmişte arkasında önemli bir yönetme referansı olan, yönetim başarısı olan isimlerin şansı daha fazla. Bu isimler tek başlarına iyi yönetici olursa kazanır mı elbette ki değil. Çünkü muhalefet bloğunda ideolojik olarak birbirine çok uzak yapılar bir arada. Bu uzak yapıların ortaklaşa duygu bağı kurabileceği isimler olması da aynı zamanda bir gereklilik. Bu farklı yapıları bir araya getirebilen ve sivri olmayan kapsayıcı bir tarzı olan adayların sonuç alma ihtimali son derece yüksek Erdoğan karşısında. Burada bir miktar CHP’li belediye başkanlarının  daha avantajlı olduğunun altını çizmeliyiz. Zaten kamuoyu daha fazla onları tartışıyor ve kamuoyu yoklamalarında da önde çıkıyorlar.