Ankara'da bir ev sahibi olan F.T., kiracısı K.Y.'yi evden çıkarmak amacıyla mahkemede tahliye davası açtı.
F.T., kiracısı K.Y. ile imzaladığı kira sözleşmesinde yer alan tahliye taahhütnamesine dayanarak bu adımı attı.
K.Y., imzaladığı taahhütnameye sonradan yapılan eklemeleri iddia ederek davanın reddini talep etti.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin kararında, davalı kiracının bomboş bir taahhütnameye attığı imzanın, ev sahibine tahliye tarihini belirleme yetkisi verdiği ve bu durumun kabul edilmesi gerektiği açıkça ifade edildi.
Kararda, tahliye taahhüdünün kiralanan mülkün tesliminden önce verilmiş olması veya tarihin sonradan doldurulmuş olması iddiasını ispat etme yükümlülüğünün kiracıya ait olduğu belirtildi.
Tahliye davalarında artış yaşandığına işaret eden Avukat Senem Yılmazel'e göre, Yargıtay'ın bu konuda önceden belirlenmiş içtihatları bulunduğunu dile getirdi.
Yargıtay'ın, ev sahibi lehine olan bomboş taahhütlerle ilgili net bir karara varması ve bu durumu belirtmesi dikkat çekti.
Senem Yılmazel, kiralara yapılabilecek zamların yüzde 25 ile sınırlı olduğu bir madde ile kiracıların korunduğunu, buna karşılık ev sahiplerinin ise kira sözleşmesinin süresine göre kira uyarlama veya tespit davası açabileceklerini söyledi.