Doların idam fermanı verildi! Döviz hesaplarında bir ilk yaşanacak

Doların idam fermanı verildi! Döviz hesaplarında bir ilk yaşanacak

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), 14 Mayıs seçimlerinden önce döviz hesaplarına yönelik art arda uygulamaya başladığı kısıtlama kararları için "Ekonominin idam fermanı" yorumunu yapan Atilla Yeşilada, bankada döviz hesabı bulunanları hangi tehlikelerin beklediğini açıkladı.

Coşkun Çelik / Günboyu 

Türkiye''de ekonomi yönetiminin geleceği, 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçimlere bağlanmış durumda.İktisatçılar ve ekonomistler, 85 milyonluk Türkiye''nin, sandıktan çıkacak sonuçlara göre iki farklı yöne gideceğini iddia ederken, dolar kuru ve ekonomi yönetimine yönelik yorumları ile tanınan Atilla Yeşilada, yine gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu. 

AKP''nin 21 Aralık 2021 itibariyle uygulamaya aldığı Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının, vatandaşa büyük bir yük getirdiğini aktaran Yeşilada, "KKM yükünden nasıl çıkılır" başlıklı konuşmasında, en az hasar ile bunu başarmanın yollarına dair ipuçlarının altını çizdi. 

Yeşilada, kendisine yöneltilen "KKM''nin faturası ne kadar ağrı olacak? Kim kazanırsa kazansın bunu ödeyecek miyiz?" sorusuna şu şekilde yanıt verdi:

"ASIL KORKU TÜRK LİRASININ AŞIRI DEĞER KAZANMASIDIR"

"Eğer Mllet İttifakı hem başkanlık hem de TBMM seçimlerini kazanırsa, ben doların ya da dövizin yükseleceğinden emin değilim. Aksine, bugün Reuters da yazdı. Çok sayıda büyük aracı kurum, fon yöneticisi getirerek Türkiye''deki durumu kokluyorlar. Ben de buna şahsen tanıklık edebilirim. Benim tabii ki orada bahsedilen kurumlar kadar tanıdığım yok ancak bazen bizim de görüşümüzü alıyorlar. Biz son 1 yılda Türkiye''ye akılalmaz seviyede bir ilgi olduğunu gördük. 

Doğru politikalar izlenirse, Türkiye, Reuters''ın haberinde 1.5 trilyon dolar kadar fon yöneten şirketlerin sahibinin Türkiye''ye geleceği ya da geldiği iddia ediliyordu. Bunun çok daha üzerinde fon yöneten şirketler, hemen hemen Türkiye''ye eurobond, tahvil ya da hisse pazarında pay bulundurmuyorlar. Bunlar hızla artacaktır ve dolayısıyla Türkiye''nin dış sermaye açığı kapanacaktır ve muhalefetin tamamen iktidara geldiği bir ortamda bizim asıl korkmamız gereken şey, Türk lirasının aşırı derecede değer kazanmasıdır. Bunun engellenmesi için de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası''nın (TCMB) sterilizasyon dediğimiz bir politikayı izlemesi gerekecek. Geçmişte yaptığı gibi düzenli döviz ihaleleri ile fazla dövizi satın alacak, bunlarla bilançosundaki banka swaplarını kapatacak ve brüt rezervlerini değiştirmeden net rezervlerini yükseltecek. Böylece kredilibilitesi de yükselecek, aynı zamanda dövize bir saldırı olması da engellenecek.

"ERDOĞAN EKONOMİNİN İDAM FERMANINI İMZALAMIŞ OLDU"

Tabii ki sayın Erdoğan iktidarda kalırsa, biz 2023''ü geçmişteki krizleri arayarak çıkaracağız. Erdoğan seçimi kazanırsa artık bu ekonomi politikasının iflas ettiği çok belli. Bence sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye ekonomisinin idam fermanını bu yeni zamlarla birlikte imzalamış oldu. Emekliye, EYT''liye, gazi kardeşlerimize zamlar yapılıyor. İnşallah asgari ücretliye de gelir. Ben buna karşı değilim çünkü dar gelirlilerin yaşam kalitesini iyileştirmek her hükümetin görevi olmalıdır ama bunlar öyle bir etki yapmıyor. Emekliye zam yaptığın gibi, armut ve peynire de aynı zam geliyor. 

Hiperenflasyona doğru gidiyoruz çünkü Türkiye''de bu harcamaya karşılık verebilecek bir üretim kapasitesi yok. Nitekim bugün şubat kapasite kullanım oranı açıklandı, yüzde 75''den yüzde 73''e gerilemiş 

"BANKALAR İÇİN ABD''DEKİ KRİZİN BENZERİ YAŞANACAK"

İkincisi, bunların muhakkak bir bölümü de ithalata kayıyor. İthalat kısmına gidince de Türkiye''ye hiçbir yerden dış kaynak girmediği için sürekli TCMB''nin döviz rezervleri azalıyor ve sonra bir bakmışsınız ki 2021 yılının ikinci bölümü sergilenmiş ve dejavu olmuş Dolayısıyla Erdoğan iktidarda kalırsa ve ekonomi politikalarında bir değişiklik yaşanmazsa KKM uygulaması, bütçede en az Kamu Özel İşbirliği giderleri kadar bir gideri elinden alacak ve bu da bir yandan tabii ki bizim vergilerimizle başkalarının mevduatlarının sübvanse edilmesi doğru değil ancak çok daha başka bir şey olacak. Ben vergilerimin sağlığa, çocuk bakımına, kadın eşitliğine ve eğitime gidilmesini istiyorum ama bunun yerine geçmediğim köprülere vergi ödeyeceğim.

Bu da yetmiyormuş gibi, döviz riskine karşı KKM''ye yazılan insanların kar etmesi için vergi ödeyeceğim. Buna adalet denmez, zaten bütçe açığı da deprem harcamaları nedeniyle bu sene milli gelirin yüzde 6''sına kadar yükselebilir ve bunu dışarıdan borçlanma ile vergi toplayarak finanse edemeyeceğinize göre bankalara daha fazla düşük getirili şeyler kakalayarak halledeceksiniz. Bir noktada bu hükümet iktidarda kalırsa, bizim bankacılık sistemi de ABD''de çöken Silikon Vadisi Bankası''na dönüşecek. 

Nereden bakarsanız bakın, günü kurtarma uğruna gittikçe sakatlaşan ve yarın hatta yarından da yakın çok ağır maliyetler ödeyeceğimiz bir politikalar demeti izliyoruz. 

İlgili Haberler