Bankada döviz hesabı olanlar hayrete düştü: ''Tüm paranız tehlikede''

Bankada döviz hesabı olanlar hayrete düştü: ''Tüm paranız tehlikede''

Döviz artışına endeksli Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına yönelik Merkez Bankası tarafından alınan yeni kararların ardından, ekonomist Uğur Gürses ve Atilla Yeşilada'dan dolar sahiplerine korkutan uyarı geldi.

Züleyha Öncü / Günboyu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası''nın (TCMB) 31 Mart tarihli KKM hespalarına yönelik kararının ardından ekonomistlerden, bankada döviz mevduatı bulunduran vatandaşlara yönelik korkutan bir uyarı geldi. 

TCMB, açıkladığı karar ile Türk lirası cinsinden açılan Kur Korumalı Mevduat hesaplarında faiz üst sınırını kaldırdı. Bankalar, bu hesaplara uygulayacakları faiz oranında asgari olarak Merkez Bankası''nın belirlediği politika faizine uymak zorunda olmalarına karşın, KKM faizi için bir üst sınır getirilmediğinden, bankalar müşterilerine istedikleri oranı sunabilecek. 

31 Aralık 2021 itibariyle uygulanmaya başlanan ve AKP iktidarı tarafından ''liralaşma'' olarak sunulsa da, esasen dolara endeksli bir hesap türü olmasından kaynaklı dövizde yaşanan her türlü değişimde hasar gören KKM hesapları, ekonomist Uğur Gürses tarafından adeta topa tutuldu.Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Gürses, TCMB''nin son faiz kararını paylaşayarak "KKM''nin iflas belgesi... Her şeyi ''çözmek'' için faizleri baskılayıp enflasyonun altına çekiyorsun, kur-enflasyon patlıyor, vatandaş-şirketler TL''den kaçıyor, KKM ''icat'' ediyorsun kur farkını bütçeden ve para basarak karşılyorsun, yürümüyor, faizi serbest bırakıyorsun.." ifadelerini kullandı.



"BİZ BU İŞİ BECEREMEDİK, SİZ KURTARIN"

Söz konusu düzenleme hakkında bir paylaşımda daha bulunan Gürses, "İkinci nokta, yine her batırdığını toparlamak için başvurdukları gibi, bankalara "biz bu uydurduğumuz KKM işini beceremedik, siz kurtarın, maliyeti de siz ödeyin" demek." şeklinde konuştu. 

14 Mayıs''ta yapılacak seçimlerden önce hükümetin ''seçim ekonomisi'' uygulamaya tam gaz devam etmesi, seçim sonrası ortaya çıkacak tablonun da endişe verici olacağına yönelik tahminleri güçlendiriyor. 2023 yılının ilk aylarından itibaren haftada iki ya da üç kere döviz hesaplarına yönelik kısıtlama kararları alan Merkez Bankası, hem bankaların, hem ithalat ve ihracat yapan firmaların hem de birikimini yabancı para birimlerinde değerlendirmek isteyen vatandaşların adeta ensesinde boza pişiriyor. 

Bankaların TL mevduat hedeflerini yakalamak için yan yollara sapmasının önüne geçmek amacıyla ilk hamlesini Döviz Dönüşümlü KKM hesaplarına yönelik prim uygulamasına son verilmesiyle yapan Merkez Bankası, son olarak da Türk lirası mevduatı olarak kayıtlara geçirilebilen ''yastık altı'' döviz ve altınların, bundan sonra bu hesaplamaya dahil edilemeyeceğini açıklayarak yaptı. 

Bankacılara uygulanan baskının hedefini kurumsal müşterilere de çeviren TCMB, günlük döviz alım sınırını da 5 milyon dolardan 2.5 milyon dolara düşürdü. Son olarak bireysel müşterilerin ve orta sınıfın da birikimlerinde tercihlerini Döviz Tevdiat Hesapları''ndan (DTH) yana kullanmasının önüne geçmek isteyen kurum, bankalara verdiği ultimatom ile dolar başta olmak üzere tüm yabancı para birimlerinin alım-satımında uygulanan kur makas aralığının yukarı yönlü güncellenmesini talep etti. 

BANKADA PARASI OLANLAR DİKKAT! BANKACILIK KRİZİ AN MESELESİ

Ekonomi yönetiminin seçimlere kadar TL''yi korumak için aldığı kararları sıralayan Atilla Yeşilada, Türkiye''de 85 milyon insanın geleceğinin 14 Mayıs''ta yapılacak seçimler ile şekilleneceğini iddia etti. Ekonomik önemi bakımından tarihteki hiçbir seçimin bu kadar kırılgan ve farklı iki yolu temsil etmediğini aktaran Yeşilada, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Çok farklı senaryolar mümkün. Örneğin seçimler 2. tura kaldı ama Meclis''te çoğunluğu da Millet İttifakı elde etti. 2. tura kadar beklenecek 14 günde Merkez Bankası''nın kararları acaba ne olur? İstikrarsızlık yaratmak, ''Bakın Erdoğan giderse kriz gelir'' algısı oluşturmak için doların ipini serbest bırakabilirler mi? Bu 14 günlük sürede dövizin yükselmesini engellemek için maksatlı bir şekilde hiçbir önlem alınmayabilir mi? Elbette bunlar olağan şeyler, bizlerin de akıllarına acaba olur mu diye geliyor. 

Hem Erdoğan''ın Cumhurbaşkanı seçildiği, hem de Meclis''te çoğunluğu aldığını düşünelim. bütçe açığı deprem harcamaları nedeniyle bu sene milli gelirin yüzde 6''sına kadar yükselebilir ve bunu dışarıdan borçlanma ile vergi toplayarak finanse edemeyeceğinize göre bankalara daha fazla düşük getirili şeyler kakalayarak halledeceksiniz. Bir noktada bu hükümet iktidarda kalırsa, bizim bankacılık sistemi de ABD''de çöken Silikon Vadisi Bankası''na dönüşecek. Muhtemelen de orada yaşanan krizin çok daha büyüğü ve yıkıcı olanı gerçekleşecek burada. Özellikle döviz birikimi olan vatandaşların buna dikkat etmesi gerekiyor. 

MİLLET İTTİFAKI KAZANIRSA EKONOMİYİ NELER BEKLİYOR?

Türkiye için seçimi kimin kazandığından bağımsız, her durumda olumsuz bir tablo ve acı reçetenin beklendiği aktarılıyor. Ben bu görüşe o kadar katılmıyorum çünkü biliyorum ki, şu anda yabancı yatırımcıların gözü tamamen Türkiye''de. Ankara ve İstanbul''a da geldiler bu hafta içerisinde. Kemal Kılıçdaroğlu''nun kazanacağına inanırlarsa, bu ziyaret eden insanların yönettiği fonun büyüklüğünün de 1.5 trilyon dolar olduğunu hesaba katarsak, ben Türkiye''ye minimum 100 milyar dolarlık bir yabancı yatırım bekliyorum. 

Hatta kur krizi yaşanmasını geçtim, Türkiye''yi bekleyen tehlikenin doların aşırı hızlı düşmesi ve TL''nin değerleşmesi halinde yaşanacağını düşünüyorum. İhracatçıyı sıkıntı içine sokmadan, TCMB bu konuda adımlar atıp geçmişte olduğu gibi döviz ihaleleri gerçekleştirecektir ve hem net rezervini yükseltirken, hem de mevcut swaplarını eritmeme yolunu uygulamaya karar kılacaktır. Böylece kredilibilitesi de yükselecek, aynı zamanda dövize bir saldırı olması da engellenecek.

Millet İttifakı''nın yayınladığı Ortak Mutabakat Metni, yabancı yatırımcıya da aynı zamanda güçlü bir mesaj. Kadro konusunda zaten bir sıkıntı bulunmuyor. Hatta sıkıntıyı bırakın belki de Deva Partisi ile İYİ Parti''nin güçlü ekonomi kadroları arasında bir rekabet dahi söz konusu olacak. 













 

İlgili Haberler