İmamoğlu, Ankara'da gazetecilerle bir araya geldi! Kürt sorunu, adaylık tartışmaları, ahmak davası, yenidoğan çetesi

İmamoğlu, Ankara'da gazetecilerle bir araya geldi! Kürt sorunu, adaylık tartışmaları, ahmak davası, yenidoğan çetesi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara'da gazetecilerle bir araya geldi. İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı, çözüm süreci, ahmak davası ve ‘yenidoğan çetesi’ gibi konularda yöneltilen soruları yanıtladı. İmamoğlU: Seçimi kaybedersek biz kaybederiz, sorumlu biziz

İmamoğlu, Ankara'da gazetecilerle bir araya geldi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara’da medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, gündemdeki konulara dair yorumlarda bulundu.

Ankara’daki bu buluşmanın zamanlamasına dair soruyu yanıtlayan İBB Başkanı İmamoğlu, “Akara’ya ısınma turu diye özel bir kapsamı yok. Ankara’ya beş yaşında gelmiştim ilk kez, o günden beri Ankara’ya sıcak bir insanım. Atatürk’ün emaneti ve medeniyet şehri olduğunu bilen birisiyim.” dedi.

ABD’de ölen Fethullah Gülen için ‘Allah bildiği gibi yapsın’ diyen İmamoğlu, benzer başka örgütlerin de devlet içinde yayılma kapasitelerinin bulunduğunu belirtti.

Hürriyet’ten TRT’ye, birçok medya kuruluşunun izlediği buluşmada İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı, çözüm süreci, ahmak davası ve ‘yenidoğan çetesi’ gibi konularda yöneltilen soruları yanıtladı.

Kürt meselesini çoktan çözmeliydik

“Kürt meselesi memleketin önemli meselesidir. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına bu meseleyi taşımış olmak gerçekten sıkıntılı. Bunu, çoktan çözmeliydik. Meclis’teki el sıkışma üzerinden yorum yapılacak mesele de değil bu. Tabii ki el sıkışma değerlidir. Bir el sıkışmayı eleştirmek yerine bugüne kadar niçin el sıkışılmadığını sormak, eleştirmek daha doğru olur. Biz konuşamayacağız, özeleştiri yapamayacağız, başkasının fikrine saygı duymayacağız, bir seçimde herkesi vatan haini ilan edeceğiz.

Her gün vatan hainliği propagandası yapan siyasilerin topluma çıkamaması lazım. Türkler, Kürtler ve diğer etnik kökenler bu milletin ayrılmaz parçasıdır. Bizim birliğimiz, beraberliğimiz sadece Türkiye’nin değil yakın coğrafyamızın güvenliği için de çok kıymetlidir. Ülkenin farkı etnik gruplarının birliği için de bir düşman aramaya gerek yoktur.

Düşman arayarak birlik beraberliğe çağrı olmaz. Meclis’te, toplumsal zeminde birlik beraberliğin konuşulması gerekir. Hiçbir vatandaşımızın azınlık diye tarif edilmesini ben kendime yakıştırmıyorum. Benim azınlık diye bir vatandaşım olamaz. Benim vatandaşım asildir, ne demek azınlık. Öyle bir hukuk devleti olmalıyız ki, her vatandaş güvenle, eşitçe bu devletin bir parçası olacak.

Pazarlık meselesi değil bu. Samimi konuşulma meselesi. Samimiyeti inşa etmenin de yolları var. Şu anda boşuna hapis yatanlar, hukuksuzluğa uğrayanlar, belediyelere kayyum atamalar gibi birçok uygulama tak tak tak yapılır, düzeltilir, görürüz bazı iyi niyetleri. Umarım yapılır. Güzel şeyleri alkışlamak o kadar keyiflidir ki. Avuçlarım patlarcasına alkışlarım."

ADAYLIK TARTIŞMALARI

“Aday mısınız?” sorusunun her gün sorulmasının kendilerini yorduğunu belirten İmamoğlu adaylık tartışmalarına ilişkin şunları söyledi:

“Biz zaten yola çıkmış durumdayız. Biz bu sisteme karşıyız, yeni bir demokratik düzeni kurma konusunda kararlıyız. Bu yolun yol arkadaşı olmak, yolcusu olmak, öncüsü olmak; her konumda mücadele eden birisiyim ben. Yeni değilim. Hem de 2023 seçimlerini kaybettiğimiz günün bir gün sonrasında bir hedef ortaya koyan birisiyim. Bu anlamda bunun bir adaylıkla tarif edilecek pozisyonu yok. Günü geldiğinde adaylara da milletimiz karar verecek. Bir kısım elitlerin ya da birkaç kişinin yön vereceği bir iş değildir. Kaldı ki benim sonuçta bir partim var, partimin alacağı kararlar var, karar mekanizmaları var. Bunlar işleyecek.”

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda sürekli Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’la adı anılan İmamoğlu “Mansur Bey’in başarısıyla, onun beğenilmesiyle onur duyarım” dedi.

AHMAK DAVASI: HUKUKA İNANCIMI KORUMAK İSTİYORUM

“Teamüllere uygun olmayan şekilde hakim değiştirildi. Ve hakim Samsun’a sürüldü. Daha acısı son İBB meclisinde AK Parti grup sözcüsü -Hakimi neden Samsun’a sürdüğümüzü birazdan anlatacağım- dedi. Bu, trajik bir durum. Eylemin dile vurmuş hali. Hukukumuz evrensel standartlarda olsa bir siyasinin aklına gerçekten bu cümlenin gelmesi mümkün değil. Bu cümle onun aklına geliyor ve bunu ifade ediyorsa, bu acı bir durumdur. Hakim kararını birkaç kişiye söylemiş, bu da doğru değil.

Kaldı ki, hakim çırpınıyor. -Ben bir yere yaşadıklarımı anlatsam- Ben öyle hissediyorum. Haksızlığa uğramış. Ve biz HSK’ya başvuru yapıp, ifadesinin alınmasını istiyoruz. HSK defalarca bunu reddediyor. Eğer hakim kalkıp bu davada -iki yıldan fazla ceza verilemez- demişse, der. Ama buna başsavcının verdiği tepki ne? HSK’nın duyarsızlığı ne?

Kaldı ki işin özü ben kimseye ahmak demedim. Bana ahmak diyene, sözünü iade ettim. Bunu sokaktaki çocuk da anlatacak durumda. Konu ülkemizi meşgul ediyor ve ben de açıkçası üzgünüm. Ciddi bir yargısal tacize uğradığımı düşünüyorum. 2019’dan beri bu konunun gündemde tutulması, yargıya sevkedilmesi komik bir durum. Yurtdışında da soruluyor bana. Utanıyorum ve nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Ben istinaf mahkemesinde adalete olan inancımı, hukuka olan inancımı korumak istiyorum.

YENİDOĞAN ÇETESİ: NEREDE BU DEVLET

İmamoğlu, 1999 Marmara Depremi’nin ardından hafızalara kazınan “Nerede bu devlet, nerede bu millet” sözlerini hatırlattı. Can yakıcı toplumsal meselelerin derinleştiğini söyleyen İmamoğlu, “tehlikeli eşik” uyarısı yaptı. İmamoğlu, “Bebeklerin canına kast edilirken, gasp, cinayet suçları işlenirken, hakimler savcılar belgesellere konu olurken nerede bu devlet? Ağır bir çürüme ağır bir çöküş yaşıyoruz, nereye el atsak elinizde kalıyor” diye devam etti.

İmamoğlu ‘yenidoğan çetesine’ dair sorumluluğun kurumlarda olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Sorumluluk kimde derseniz sonuçta sağlık kuruluşlarından sorumlu kurumlar belli. İl Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı veya başka bakanlıkların ilgili olduğu alanlar. Tabii ki işin içine artık soruşturmalar, savcılıklar, dolayısıyla Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı gibi bakanlıklar girecek. Biz artık onları takip ediyoruz. Yani muhtemeldir ki bu sorunun en üst seviyede cevabı orada bulunmalıdır.”

Bu çöküşten nasıl bir çıkış yolu bulunacağı sorusuna ise İmamoğlu şöyle yanıt verdi:

“Türkiye elbette çıkış yolu bulur. Geçmişte de, tarihimizde de en zor koşullarda tekrar toparlanmayı ve ayağa kalkmayı başarmıştır. Ama mesele kalıcı biçimde bu memlekette hukukun üstünlüğünü tesis etmek ve demokrasinin gerçekten içselleştirilmesini sağlamak. Her yurttaşın, her bireyin etnik kökenine bakmadan kendisini bu memleketin asli birer vatandaşı ve eşit hissedarı olduğunu hissettiği bir vatan haline getirmek.”