Meral Akşener Tozkoparan'da konuştu: Burada bir hak mücadelesi veriyorsunuz

Meral Akşener Tozkoparan'da konuştu:  Burada bir hak mücadelesi veriyorsunuz

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Güngören ilçesindeki esnaf ziyareti öncesi, Tozkoparan'daki kentsel dönüşüm çalışmalarına karşı çıkan bölge sakinleriyle bir araya geldi.

Akşener, bugün Güngören’in Tozkoparan Mahallesi''nde kentsel dönüşüm projesi kapsamındaki vatandaşlarla, Tozkoparan Barış Parkı''nda buluştu. Akşener''e İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, İYİ Parti Milletvekilleri Ümit Dikbayır, Ümit Beyaz, İl ve İlçe yöneticileri, partililer eşlik etti. 

Riskli alan ilan edilen ve kentsel dönüşüm kapsamına alınan Güngören ilçesinin Tozkoparan ve Küba mahallelerinde 900 haneye, “Evleri terk edin” tebligatı gönderilmişti. Kentsel dönüşüm kapsamına alınan bölge için ayrıca “acil yıkım” için uygulanan 6/A maddesi devreye sokulmuştu. Akşener, vatandaşlara şunları söyledi:

“Bu iktidar dendiği zaman, rant önemli bir konudur. Tozkoparan değil ‘tozkoparant olmasın’ diyen bir döviz vardı. Uzmanlık alanı bu bugünkü iktidarın, maalesef öyle. Burada bir mücadele veriyorsunuz, bir hak mücadelesi; buna karşı sizin hakkınızı alan bir cevap yok burada. Şimdi seçimlere çok az kaldı. Durdurma konusunda ciddi bir faydamız dokunabilir. Ben buraya dikkat çekmek için geldim. Bu işin takipçisi olacağımızı bildirmek için geldim. Arkadaşlarımız da takipte. Sonuç itibariyle İYİ Parti’nin önem verdiği, arkasında durduğu, haksızlığın önüne geçilmesi için gayreti olduğu bir yapı burası.”

Bir mahalleli, durumunu bölgenin imar planını yansıtan fotoğrafları göstererek şöyle konuştu:

“Buradaki en önemli konulardan bir tanesi 2019 yılında Sayın Murat Kurum buraya gelip alanın dışında olduğu binaları gösterdiler. Zaten medyadaki aldatmaları da bundan. Burada Murat Kurum ve Bünyamin Demir var belediye başkanı…Burada bir hanımefendi ile konuşuyor ‘evlerinizin dönüşmesini istiyor musunuz’ diye, tabii kentsel dönüşüm deyince herkes amaç depremse hepimiz isteriz.

“BU YÜKÜN YÜKLENMESİNİ İSTEMİYORUZ”

Buradaki problem şu riskli binaları gösterip riskli olmayan binalara ve insanların ödemeyeceği yükü yüklediler. Mahkemede şu söylendi, biz anlaşmaları kabul etmediğimiz için bize şu söylendi; sizden daha sonra bunun 3-4 katı olacak denildi. Bu insanlar zaten o farkı ödeyemiyorlardı. Bu yükün yüklenmesini istemiyoruz.”

“HAKSIZLIĞA UĞRUYORUZ”

Başka bir vatandaş ise şunları söyledi:

“Bütün olay şu fotoğrafta yatıyor. İskanlı yapıları ruhsatsız yapıya çevirmeye çalışıyorlar. Devlete karşı gelemeyiz ama sayın başkanımdan şunu istiyorum; biz haksızlığa uğruyoruz. Bu mahkemeler ısmarlama raporlarla ısmarlama ve adrese teslim kararlar alıyorlar. Bu iktidar gidecek yürekten inanıyoruz. Yarın öbür gün bu bakanlıklar sizin tarafınızdan doldurulduğu zaman bu taraflı mahkemelerin kararlarının ortadan kaldırılması için gerekli düzenlemeleri yapacaksınız değil mi?”

Akşener, “Yargının bağımsızlığını, korkusuzluğunu, objektifliğini sağlamak siyasetin görevidir. Yargı işini yapmalıdır, suçlu kimdir, suçsuz kimdir siyasetçi ayırmaz yargı ayırır ama o yargıya adaletli olmayı vaaz eden kararları, kanunları çıkaran da siyasetçidir” yanıtını verdi.  

“CUMHURBAŞKANI BUNUN CEVABINI VERSİN”

Bir başka vatandaş ise şöyle konuştu:

“Haktan, hukuktan, adaletten bahseden Cumhurbaşkanına sormak istiyorum; hak, hukuk, adalet var ise ben bugün tek başına bir bayan olarak vatanım dediğim evimde can güvenliğim yok ise, kolluk güçlerine gittiğimde ‘başınızın çaresine bakın’ denmişse, evimden dışarı atılıyorsam bir ülke nasıl yönetiliyor? Benim can güvenliğim yoksa Cumhurbaşkanı bu güveni bana sağlayamıyorsa… İçişleri Bakanını konuşmalarını dinliyorum: Benim can güvenliğim yoksa Türkiye Cumhuriyet’inin başındaki Cumhurbaşkanı gelsin bana bunun cevabını lütfen versin. Canımın güvenliğini hissetmiyorum.”

“İÇİŞLERİ BAKANLIĞI''NI DERUHTE EDEN KARDEŞİMİZ SÜREKLİ BİR GIYBET HALİNDE, İFTİRA HALİNDE, DEDİKODU HALİNDE”

Akşener ise şu karşılığı verdi: 

“Cumhurbaşkanlığı makamı, zaten herkesin Cumhurbaşkanı olmakla yükümlü bir makamdır. Kendisine oy verenin de vermeyenin de Cumhurbaşkanı’dır. Bu ülkenin birliğinin bütünlüğünün teminatıdır. Birincisi bu. Üç bakanlık, ciddiyet timsali olmalıdır. İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı. Bakanlık görevini yerine getiren insanlar dedikodu yapamaz, iftira atamaz. Dedikodu furyası geziyor, özellikle İçişleri Bakanlığı''nı deruhte eden kardeşimiz sürekli bir gıybet halinde, iftira halinde, dedikodu halinde. İftira attığı, dedikodu yaptığı kişilere dair yaptığı suçlamanın gereğini yapma makamı ama sadece söylüyor. Bu arkadaş Sayın Temel Karamollaoğlu’yla benim Kandil’le evrak imzaladığımı anlattı. İkimizin de dokunulmazlığı yok, ben böyle bir evrak imzalamışsam tut ensemden gereğini yap kardeşim. Türkiye’deki ciddi devlet anlayışı öldü.

“İPİN UCUNU KAÇIRMIŞ"

Sayın İçişleri Bakanı, beni uyuşturucuyla ilgili suçluyor. Orada ipin ucunu kaçırmış; Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da 15 Temmuz 2016’ya kadar hiçbir şey yapmamakla suçluyor. Benim devlete duyduğum saygı bu arkadaşın bu tweetlerine cevap vermemi engelledi. Rant için kendilerinden olan insanlara rant aktarabilmek için yandaş koruyabilmek için bu ülkeyi lime lime satmak var özü bu, bunu beraber değiştireceğiz.” (ANKA)

İlgili Haberler