Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), ekonomide yürüttüğü "Faiz Sebep Enflasyon Sonuçtur" teorisi iflas ederken, Türkiye ekonomisi geçmişte eşi benzeri görülmemiş sorunlar ile karşı karşıya kalmaya devam ediyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 8 Eylül tarihli raporuna göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında biriken toplam para 3 trilyon 332 milyar 606 milyon liraya ulaşırken, bu parayı tasfiye etmek için harekete geçen Merkez Bankası, politika faizlerinde ufak artırımlara gitse de, örtülü şekilde bankalara mevduat faizlerini yükseltecek sınırlamalar getiriyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanlığına getirilen Hafize Gaye Erkan'ın KKM'yi tasfiye planı için olmazsa olmaz hamlelerden biri, KKM'den çıkacak paranın yeniden döviz tevdiat hesaplarına gidişini engellemekten geçiyor. Bu doğrultuda Merkez Bankası, Resmi Gazete'de alınan kararlar ve bankalara verilen talimatlar aracılığıyla, KKM'den çıkacak paranın TL mevduatı olarak kalması için 'mevduat faizlerini artırın' mesajı verdiği ortaya çıktı.
Şu anda TCMB verilerine göre bankaların ağırlıklı mevduat faizi ortalaması yüzde 41 olmasına karşın, sosyal medyada paylaşım yapan birçok kullanıcı, özellikle döviz dönüşümlü KKM'lerden TL'ye geçişte yüzde 54'e varan mevduat faizi imkanının sunulduğunu belirtti. Bu oran, Türkiye'de sabit kur rejimine son verilen 2003 yılından bu yana görülen en yüksek mevduat oranı olarak rekor kırarken, Merkez Bankası'nın 21 Eylül Perşembe günü açıklayacağı PPK sonrasında büyük ölçekli bankaların da mevduat faizlerini 45-50 bandına çekmesi bekleniyor.
TÜRK LİRASINA TALEP ARTACAK, DÖVİZE OLAN İLGİ DÜŞECEK
Merkez Bankası'nın alacağı faiz kararı öncesinde, piyasaların beklentisi 500 baz puanlık bir artırım kararı ile politika faizinin yüzde 30'a yükseltileceği şeklinde gerçekleşti.
Buna karşın birçok ekonomist, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz noktasındaki katı tutumu nedeniyle politika faizinde tamamen özgür davranamayan TCMB'nin, örtülü bir şekilde bankalara TL mevduat faizlerini yükseltin talimatı vereceği ve bu yolla dolar kurunu dengelemeyi deneyeceği görüşünde.
YRCG Danışmanlık'ta yönetici ortağı olarak görev yapan Emrah Gürelli, perşembe günü açıklanacak PPK kararının dolar kuru ile TL mevduatı üzerindeki etkilerine yönelik şu ifadeleri kullanarak yatırımcılara uyarılarda bulundu.
"EN AZ 750 BAZ PUAN ARTIRIMA GİDİLMELİ"
"Ağustos toplantısında TCMB biraz geç olsa da, doğru tepkiyi verdi. Ağustos ayı enflasyonu oldukça yüksek geldi, detaylar pek iç açıcı değil. TL'deki hızlı değer kaybı akaryakıt zamları ve diğer unsurlar ile birleşince ortaya sevimsiz bir tablo çıktı. Temmuz ayı enflasyon raporu ile güncellenen rakamları tekrar güncellemek durumunda kalacağız. 2024 enflasyon tahmini %33'lerde. Sayın Mehmet Şimşek, katıldığı yayında 2024 sonu enflasyon tahmininin de iddialı olduğu ile ilgili eleştirilere yönelik soruya , bunun farkında olduklarını ama bir şekilde bu hedefe ulaşılabileceğini (veya yakınsanabileceğini) düşündükleri cevabını vermişti. 2024 sonu enflasyon hedefinin %35-40 bandına güncellenebileceği varsayımı ile politika faizini bu aralığa ivedilik ile çekmenin doğru olacağını düşünüyorum. Bunun devamında makro ihtiyati tedbirler ile parasal sıkılaşma hamleleri kararlılık ile sürdürüldüğü taktirde 2024'ün ikinci yarısından itibaren olumlu sonuçları görmeye başlarız.
Yüksek enflasyon baskısının Ağustos ayında da devam etmesi bana göre bu toplantıda da en az aynı oranda tepki verilmesi gerekliliğini ( 750 baz puan) ortaya koyuyor. Orta vadeli programda bana göre bazı tutarsızlıklar olsa bile ( 2024 büyüme rakamı bence daha düşük olabilirdi, olmalıydı fiyat istikrarı önceliklenecek ise) sıkı para politikası vurgusu sürekli yapılıyor. Bu yola girildiyse çok kararlı olmak olmak zorundayız , seçimden sonraki iki ay gereksiz zaman kaybettik. Bunun yüzünden TL %10 civarında daha fazla değer kaybetti, bunun sonucunda dişe dokunur bir sermaye girişi sağlayamadık , ayrıca enflasyonu daha fazla körükledik. Gelinen noktada bir miktar daha fazla faiz arttırmak zorundayız.
"BORSAYA ETKİSİ OLMAZ DİYENİ CİDDİYE ALMAYIN"
Fiyat istikrarını önceleyeceksek TL reel olarak bir miktar değer kazanmak zorunda, bunu yazdığım zaman sürekli itirazlar geliyor. Çünkü pozisyonlanmalar TL aleyhine...Bu gidişi tersine çevireceksek para birimimiz serbest piyasa ortamında istikrar kazanmak zorunda.. Bu gerçeğe ilk önce ülkemizdeki tasarruf sahipleri ikna olmak durumunda ardından bunu gören yabancılar zaten TL talep edecekler yükselen faiz ortamında.. Bir süre sermaye girişine ihtiyaç var , işler normalleştiğinde bu konu ile ilgili ayarlamalar yapılabilir. Şu an o noktada değiliz.
"MEVDUAT FAİZLERİNDE YÜZDE 50 BANDINA DOĞRU BİR FİYATLAMA GÖRÜLEBİLİR"
Güçlü bir faiz artırımı ve TL mevduata yönlendirme ile ilgili tedbirlerin etkisi ile bu ay sonuna doğru TL mevduatlarda %45-50 bandına doğru bir fiyatlama ile karşılaşabiliriz. KKM dönüşlerinde %50 üstü faizler söz konusu olabilir. ( Şu an bu fiyatlar mevcut bazı bankalarda). Bu rakamlar TL'ye talebi bir miktar arttıracaktır. Borsaya da etkisi olur, olmaz diyeni kesinlikle ciddiye almayınız. Bir yıllık vade içinde %50 ve üstü faiz oranı, işler normalleşecekse, enflasyona karşı sizi korur hatta dolar bazlı bir getiri sağlayabilir. Büyük sermaye sahipleri için bu risksiz getiri gayet cazip. Artan TL ihtiyacı ve yükselen kredi maliyetlerinin borsa üzerindeki etkisini unutmayalım. Bu konular daha önceki paylaşımlarımda anlatıldı , aynı şeyleri tekrar etmenin lüzumu yok.