ZEKERİYA NURANOĞLU-GÜNBOYU
MERSİN-Tarsus İlçe Başkanı Daniyel Mercan yaptığı konuşmasında "İYİ Parti teşkilatı adına siz sevgili vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyor, hepinizi muhabbetle kucaklıyorum.
İYİ Parti ilçe Başkanı olmamın yanın da bende sizler gibi bir çiftçiyim. Sizin feryadınızı en iyi biz anlarız. Bizim partimiz İYİ Parti üreten Türkiye hayali olan bir parti. Bizim Liderimiz Meral Akşener tıpkı sizler gibi köyün, köylülüğün, üretimin içinden gelen birisi.
Laf olsun, siyaset olsun diye konuşmuyorum; en samimi, en kalpten, en yürekten sözlerimle diyorum ki;
“Biz sizin ıstıraplarınızın, biz sizin dertlerinizin çocuğuyuz. Sizi en iyi biz anlarız.”
Hepiniz iyi biliyorsunuz ki Türkiye’de tarım son zamanlarda bilerek ve istenerek bitirilmiştir. Üretici kaderine terk edilmiştir. Maliyetler her geçen gün artıp, teşvikler her geçen gün zayıflarken, karlılık buhar olup uçmuştur. Köyler de çocuk sesi duyulmaz, gençlerin izine rastlanmaz, köylere gelin getirilemez olmuş, köyler adeta yaş almış insanların konakladığı huzur evlerine dönmüştür. Tarım sektörünün yapısal sorunları bir türlü çözülememiştir.
Türkiye’nin köylüsüne teşvik ve destek vermek yerine Sırbistan’ın, Arjantin’in, Almanya’nın, Rusya’nın köylüsü zengin edilmiştir. Üretmek yerine ithal etmek moda olmuştur. Türk çiftçisi kaderine terk edilmiş, yalnız başına bırakılmıştır.
O nedenle bugün buraya İYİ Parti heyeti olarak Türk Çiftçisini yalnız bırakmamak, sahipsiz değilsiniz demek için üzüm üreticisi bölgemiz Killik’ten haykırıyoruz;
“ÜRETİCİNİN CANINI DEĞİL ÜZÜMÜN SUYUNU SIKIN!”
Bölgemizde yıllık 250 bin ton üzüm üretilmektedir.
Bunun yaklaşık %20 civarı ihracat olmaktadır.
%15 civarı Tarımsal sanayide değerlendirilmektedir.
Diğer arta kalan kısmı da iç piyasada sofralık üzüm olarak tüketilmektedir.
Sevgili vatandaşlarım üzüm üreten bölgemiz Tarsus’ta her yıl yaşadığımız sıkıntılardan biriside Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde faaliyetlerini sürdüren Suma Fabrikasının açıkladığı yaş üzüm fiyatıdır.
Hepinizin malumu olduğu üzere Suma fabrikanın açıkladığı yaş üzüm fiyatı aynı zamanda iç piyasaya sofralık olarak sunulan üzümün fiyatının belirlenmesinde bir barem oluşturmaktadır. Yani Suma fabrikanın açıkladığı yaş üzüm fiyatı üzüm üreticisi için bir tür taban fiyattır. Çünkü üretici bilir ki piyasa koşullarında oluşan fiyat emeğinin karşılığını vermezse üzümünü suma fabrikasına götürebilecektir. Fakat üreticinin lehine gibi görünen bu durum bugüne kadar hep üreticinin aleyhine işletilmiştir. Peki, bu nasıl olmuştur?
Birincisi her yıl hasattan önce açıklanması gereken suma fabrikası yaş üzüm alım fiyatı; tüm karşı çıkışlara rağmen, ısrarla ve inatla üzümün turfanda kısmı geçtiği artık olgunlaştığı, tabiri caizse üretimin yığıldığı dönemde açıklanmaktadır. Bu durum sofralık üzümde piyasa fiyatlarını hızla aşağı çekmekte, üreticinin geleceğini adeta bir avuç tüccarın eline mahkûm etmektedir. Bir defa öncelikle bu uygulamanın değişmesi şarttır. Yaş üzüm alım fiyatı turfanda hasat döneminden itibaren açıklanmalı, böylece sofralık üzüm piyasasındaki fırsatçı hareketliliklerinin önüne geçilmelidir. Üretici önünü görmelidir.
Fabrikanın yaptığı ikinci uygulama ise açıkladığı fiyat tarifesidir. Evet, Suma fabrikası özelleşmiştir ve artık kamunun değildir. Fakat burada hayatını idame ettiren binlerce çiftçinin kaderine de doğrudan etki etmektedir. Tarsus sofralık üzüm konusunda Türkiye’nin ciddi üretim merkezlerindendir birisidir. Suma fabrikasının bu noktada yaş üzüm fiyat tarifesini tek başına belirlemesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu durum üreticinin örgütlü olmamasının bir sonucudur. Bu konuda Ziraat Odaları yeterince tavır koymalıdır. Çiftçi sahipsiz bırakılmamalıdır. Ama artık üreticinin de sabrı taşmıştır.
Suma fabrikasının tek başına fiyat belirlemesinin önüne geçilmelidir. Bu konuda bir teamül geliştirilmelidir. İYİ Parti Teşkilatı olarak teklifimiz bir üretici birliğinin kurulması ve üretici kooparatiflerininyaygınlaştırıtılmasıdır.
Suma fabrikasının fiyat belirleme sürecine Ziraat odaları, İlçe tarım müdürlükleri, Muhtarlar derneği oluşturulabilinir ise üretici birliği ve üretici kooparatiflerinindahil edilmesi ve fiyatın o şekilde açıklanması gerekmektedir.
21. yüzyılda katılımcılığın olmadığı karar mekanizmalarında vatandaşların dışlandığı uygulamalar doğmadan ölmektedir. Vatandaştan güven almayan, destek bulmayan her uygulama her karar her daim milletin vicdan mahkemelerinde yargılanmaya mahkûmdur.
Değinmek istediğim üçüncü bir nokta da şudur; Tarsus Suma Fabrikası doğrudan ya da dolaylı uygulamaları ile bölgemizde başka fabrikaların alım yapmasını bir biçimde engellemekte, rekabetçi serbest piyasanın oluşmasını durdurmaktadır.
Hepimiz iyi biliyoruz ki geçtiğimiz yıllarda bu bölgede ıskarta üzüm almak isteyen pek çok firma kadre uğramış, tehdit ve engellemelerle karşı karşıya kalmıştır. Rekabetçi bir piyasa oluşmadığı için de fiyatların yukarı çıkmasına engel olunmuştur. Rekabetin kısmen oluştuğu koşullarda üzüm fiyatlarının nasıl yukarıya çıktığını da hepimiz şahit olmuşuzdur. Dolayısıyla ıskarta üzüm alanında rekabetten uzak bir alan yaratılmasına, adeta tekelci bir yapı inşa edilmesine artık bölge insanımızın tahammülü kalmamıştır.
Suma Fabrikası bu uygulamalara devam ettiği takdirde İYİ Parti Teşkilatı olarak Rekabet Kurumu ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı başta olmak üzere her türlü kamu kurum ve kuruluşlarına başvuracağımızı, üretici aleyhinde yürütülen bu gelişmeleri dava konusu yapacağımızı ve hatta bu konuda inisiyatif almak isteyen her vatandaşımıza Ücretsiz Hukuki Danışmanlık vereceğimizi buradan ilan ediyorum.
Ey Suma Fabrikası çek elini üreticinin kan emeklerinden. Çek gözünü vatandaşın alın terinden. Çek o doymak bilmez kar hırsını milletin üç kuruşluk gelirinden. Üreticinin canını çıkarmayı bırak. Üreticinin canını değil üzümün suyunu sık.
Saygıdeğer basın mensupları en başta söyleyeceğim konuyu şimdi en sonda söylemek istiyorum. Suma Fabrikası bu yıl yaş üzüm alım fiyatını 2,25 kuruş olarak açıklamıştır. Bu fiyatı üreticilere layık görenler ya uzayda yaşamaktadır ya da ne vicdandan, ne ahlaktan, ne de insanlıktan nasibini almamıştır. Bu rakam üreticinin emeği ile dalga geçmektir. İstihdamlarını çiftçinin üzümüne borçlu olanlar çiftçiye karşı adeta şımarıklık yapmaktadır. Böyle bir fiyatı teklif etmek en hafif tabiriyle utanmazlıktır.
TÜİK rakamlarının güvenirliliğinin sorgulandığı bir ortamda açıklanan TÜİK verilerine göre bile; son bir yılda Tarım-ÜFE yani tarım ürünlerinin üretici fiyat endeksi %148,9 artmıştır. Yani TÜİK diyor ki tarım ürünleri enflasyon sepetinde -burada pek çok ürün var- geçen yıl 100 lira olan üretim maliyeti bu yıl %150 artarak 250 lira olmuştur.
Peki, Ey Vicdansız Suma Fabrikası, maliyetler bu kadar artmışken geçen yıl 1 lira 80 kuruş’a kadar aldığınız ıskarta üzüm fiyatını nasıl oluyor da 2 lira 25 kuruş açıklayabiliyorsunuz?
Milletin maliyetleri %150 artıyor da sizin alım fiyatlarınız nasıl en fazla %25 artıyor? Siz milletle dalga mı geçiyorsunuz?
Geçtiğimiz yıl tam bu ay da Mersin Tarsus’ta motorinin fiyatı 7 lira 36 kuruşken bugün 25 lira 65 kuruş yani artış %250. Ama Suma Fabrikasının alım fiyatı artışı %25. Siz bizimle alay mı ediyorsunuz?
Geçtiğimiz yıl 1 ton ortalama kalite ilacın maliyeti 500 lira iken bugün 1.500 lira yani artış %200. Ama Suma Fabrikasının alım fiyatı artışı %25. Siz bizi ciddiye almıyor musunuz?
Geçtiğimiz yıl 1 ton sulama maliyeti 1 lira iken bugün 3,5 lira yani artış %250. Ama Suma Fabrikasının alım fiyatı artışı %25. Siz bizi hafife mi alıyorsunuz?
Geçtiğimiz yıl yevmiyeler 100 lira iken bugün 215 lira yani artış %115. Ama Suma Fabrikasının alım fiyatı artışı %25. Siz bizi aptal yerine mi koyuyorsunuz?
Sevgili hemşerilerim Suma Fabrikasının bu fiyat teklifini kabul etmiyoruz. Bu ciddiyetsizliği şiddetle kınıyoruz. Bu adaletsiz teklifi kendilerine aynen iade ediyoruz.
Sözlerimi burada tamamlarken müsaadelerinizle şu sözlerin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bugün Türk Çiftçisi olarak bizler; kimseden sadaka dilenmiyoruz, kimseden bize acımasını beklemiyoruz. Alın terimizle, helal kazanarak, helal lokma yemek istiyoruz. Bu ülkede herkes gibi eşit, onurlu, adil yaşamak istiyoruz. Fakirlikte yarışan değil zenginlikte eşitlenen bir Türkiye’nin parçası olmak istiyoruz.
Şerefimizle, haysiyetimizle, onurumuzla; çoluğumuzla, çocuğumuzla, eşimizle, ailemizle iyi bir gelecek istiyoruz. Rahat yaşamak, mutlu yaşamak, huzurlu yaşamak Türk Çiftçisinin hakkı değil mi? Hayal kurmak, başı dik yürümek, borçsuz olmak Türk Çiftçisinin hakkı değil mi?
Elbette hakkımız. Elbette alacağız.
Sabredin Az Kaldı. Bugün bu sorunlar çözülmezse bu konu özelinde konuşuyorum. Bölge insanımıza İYİ Parti Tarsus İlçe Teşkilatımızın taahhüdüdür; yetki elimize geçtiğinde bu tekelci piyasa bozukluğunu ortadan kaldıracağız. Konuşmamın başında da izah ettiğim üzere; daha adil, daha katılımcı bir fiyat belirleme mekanizması oluşturacağız. Rekabetçi piyasa oluşumunun önünü açacağız.
Kimse benim çiftçimin kan emeklerini sömüremeyecek, benim üreticimin alın terini çalamayacak, benim köylümün hayallerini söndüremeyecek. Hakkımızı bu eğri düzenden, söke söke alacağız.
Bu duygu ve düşüncelerimle; Türk Çiftçisi sahipsiz değildir diyor sizleri Allah’a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun." diyerek sözlerini tamamladı.