Dün bir arkadaşımla telefonda sohbet ediyorduk.
"Sen bilirsin Köşe Yazarı, yarınki mahkemenin sonucu ne olacak?"
Hiç düşünmeden cevap verdim:
"Elbette siyasî yasak gelecek!"
***
Bu konuşmaları yapan ben, bugün kararı öğrenince donup kaldım. Demek ki bilinçaltımda hâlâ bir ümit varmış.
Konuyu Doç. Dr. Oğuz Demir net özetlemiş: (1)
"Bugün bir belediye başkanı, bir siyaset insanı uğradığı haksızlığa neden olanlara "ahmak" dedi diye 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası aldı ve siyasi yasaklı haline geldi!
Tarih bu rezaleti de böyle yazacak!"
Dalıp gittim haberi duyduktan, yukarıdaki tweeti okuduktan sonra. Aklıma ilk gelen "bir zamanlar Sayın Cumhurbaşkanı''nın şiir okuduğu için mahkeme kararıyla siyasî yasaklı ilan edilmesi" oldu. Kararı duyunca "yanlış" demiştim, düşündüm bugün hâlâ yanlış diyorum.
"Ya bu karar?" sorusuna "Sen, son satırları bekle!" dedim ve "Nereden geldik bugünlere?" diye düşünmeye başladım.
31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimleri yapılmış ve İstanbul''da seçimi 13.729 oy farkla Sayın Ekrem İmamoğlu kazanmıştı.
İlk olarak bir siyasî literatürümüz bir özdeyiş kazandı: "Hiçbir şey olmadıysa bile kesinlikle bir şeyler olmuştur."
Sonra hırsızlık ihbarları yağdı dört bir yandan. İkisi çok önemli tabii…
Mesela Sayın Cumhurbaşkanımız, hem de bir iftar programında: "Oyları çaldılar, bu kadar basit!" dedi. (2)
Mesela eski Başbakan, İBB Başkan Adayı Sayın Binali Yıldırım: "Sizin verdiğiniz oylar iç edildi, çalındı." dedi. (3)
Bazı gazeteler "Hırsızlık yapıldı!" iddialarının destanlarını yazdılar o günlerde çarşaf çarşaf.
Ve YSK AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi''nin itirazlarıyla harekete geçti.
Durumu değerlendirdi. Hırsızlık var diyemedi. Çünkü belge yoktu. Bunun yerine gerekçe olarak "kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkan ve üyelerinin seçimde görevlendirilmesi" söz konusudur dedi.
6 Mayıs 2019 tarihinde 4''e karşı 7 oyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimini iptal etti.
Ama yukarıdaki gerekçe AYNI ZARFTA, AYNI GÖREVLİLERİN KONTROLUNDA "İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, ilçe belediye başkanlığı ve muhtarlıklar" için yapılan seçimleri geçerli saydı.
Ben o süreçte "Bunu anlayamadım!" diyenlere "Hiçbir şey yoksa bile kesin bir şey vardır!" diyerek açık bir biçimde gerekçeyi anlattım.
Ve ikinci seçimler yapıldı.
Bu defa fark 806.426 oldu.
Şimdi bu süreç sonrasında, artık bu iş kapandı derken Sayın İçişleri Bakanı ile Sayın İBB Başkanı arasında bir fırtına koptu.
Bakan Süleyman Soylu, geçen hafta Strasbourg''da temaslarda bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için, "Avrupa Parlamentosu''na gidip Türkiye''yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek." dedi. İmamoğlu''nun yanıtı gecikmedi. İBB Başkanı İmamoğlu "31 Mart''ta seçimi iptal edenler ahmaktır."
Bu polemik sonrasında da meşhur "Ahmak Davası" açıldı. Siyasilerimizin "sürtük, şerefsiz, ahlâksız, ipsiz sapsız, zürriyetsiz, cibilliyetsiz, soysuz vb." sözlerine dava açılmadı ama "ahmak" sözcüğüne açıldı.(4)
Ve hedefin polemiği yapanlar arsında olmadığı, YSK olduğu iddia edilerek…
Günün sonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, YSK başkan ve üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. İmamoğlu hakkında siyasi yasak kararı verildi ama polemiğin kaynağı olan tartışmanın diğer tarafındaki Sayın Bakan''a değil ceza verilmesi, dava bile açılmadı.
Ne diyelim ki…
Kurt kuzuyu yemeye karar vermişse ne yapabilirsiniz?
Suç da bulunur, teamüllere aykırı bir biçimde hâkim de değiştirilir.
Unutmayalım: "ADALET BİR GÜN HEPİMİZE LAZIM OLUR!"
.................
(1)
(2)
(3)
(4) https://www.yenicaggazetesi.com.tr/bu-sozlere-ceza-yok-ama-hakarete-cevap-veren-imamogluna-var-608243h.htm
