Çin'de yaşanan emlak sektörü krizi ve dünya ekonomisinde kriz beklentisinin günden güne artması sonucu çok sayıda yatırımcı, varlıklarını yeniden altına kaydırmaya hazırlanıyor. ABD'de gün içerisinde paylaşılan enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesi, xauusd paritesinde dikkate değer bir düşüş yaşanmasına neden oldu.
Her dönemin ''güvenli limanı'' olarak tanımlanan altın, Türkiye'de de vatandaşların değişmez tercihi. Özellikle Türk lirasında son yıllarda yaşanan dalgalanma, para biriminin ani değer kaybedişi ve ülke içerisindeki enflasyonun zirveyi görmesi sonucunda birikimlerin büyük bir bölümü döviz ve emtia türünden muhafaza edilirken, en fazla rehabet gören yatırım aracı altın olmaya devam ediyor.
Türkiye'de ekonomi yönetimi ve dolar kuru üzerine yaptığı yorumlarla dikkatleri üzerine çeken Selçuk Geçer, bu kez altın konusunda kritik açıklamalarda bulunurken, mevcut fiyatların artışlara rağmen hala ''çok ucuz'' olduğunu iddia etti. Geçer, 19-20 Eylül tarihinde yapılacak toplantılar öncesinde yatırım araçları arasında en cazip fırsatların emtia tarafında olduğunu belirtirken, kış aylarında ödemeler dengesi sorunu ve KKM'nin tasfiyesi aşamasında yaşanması muhtemel bir ''kur krizi'' öncesinde altın tarafında pozisyon almanın mantıklı olacağına dikkat çekti.
ALTIN KASIRGASI EKİM'DE BAŞLAYACAK
Gelecek aylarda yaşanacak olaylara yönelik detaylar paylaşan Geçer, şu ifadeleri kullandı:
"Altının yükselişi için temel olarak 2 faktör bulunuyor. Bunlardan birincisi ABD Merkez Bankası (FED) tarafından faizlerin yükseltilmeyeceğine yönelik net bir mesaj gelmesi. Son açıklanan ekonomik veriler ve enflasyon rakamlarından anlıyoruz ki, piyasalara bu mesaj şu an için verilmiş durumda.
Yaz aylarının başlarında herkesin beklentisi Mayıs ve Haziran aylarında 25 baz puanlık bir artış yapılması, sonrasında ise gelecek verilere göre beklemeye geçilmesiydi ancak ABD'de ekonomi beklenenden daha yavaş soğutulmuş durumda. Özellikle işsizlik rakamları, henüz istenen seviyeye gelebilmiş değil. Bu yüzden şu anda görünen o ki, FED son olarak Eylül ayında bir faiz artırımı kararı alacak ve 2023 yılını kapatacaktır.
Ancak bu demek değildir ki, yılın geri kalan kısmında bir indirim kararı alınacak. Öncelikle 2023 sonuna kadar faizlerde bir indirim beklemek çok iyimserlik olur. Altının yükselmesi için de böyle bir şeye gerek yok. Faiz kararları ve sıkı para politikaları altında ezilerek beklediği yükselişi gerçekleştiremeyen ons, faizlerin sabit tutulmasıyla birlikte adım adım kendi rekorlarını tazeleyebilir.
Özellikle artık Ekim ayı ile birlikte Fed kanadından bir faiz artırımı gelmeyeceğine yönelik piyasalarda kesin bir kanaat oturmaya başladığında, altının jet motorları yeniden ateşlenecektir. Bu emareler de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. İşte bu gelişmelerden önce pozisyon almak, ve bence şu anda ''dip fiyat'' sınırında olan altına yön çevirmek mantıklı olacaktır.
ULUSLARARASI BİR KRİZ FİYATLARI TETİKLEYEBİLİR
Altın fiyatlarında ikinci etmen ise uluslararası piyasalarda yaşanması muhtemel bir kriz. Bunu elbette kestirmek zor ancak geçtiğimiz yıllarda covid pandemisi, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşlar gibi dünyayı etkileyecek bir hadisenin yaşanması, zaten yükselecek olan altını daha da ateşlendirecektir. Şu anda özellikle Çin tarafından gelen ekonomik verilerin günden güne kötüye gidişi, uluslararası piyasaları da olumsuz etkiliyor. Emlak sektöründe bir iflas furyası başlarsa, bunun ABD ve Avrupa'ya sıçramaları muhakkak olacaktır.
Bunu elbette muhtemel senaryoda hesaplamaya katmaya gerek yok. Zaten yaşanacak yükseliş için böyle bir krize de gerek yok. IMF ve Dünya Bankası başta olmak üzere tüm finans kuruluşları, gelecek 10 yıl için karamsar bir tablo ortaya koymakta. Hal böyleyken, ekonominin sıkıntı verdiği bir süreçte doğal olarak altın değerlenmeye devam edecektir.
ALIM FIRSATI DEVAM EDİYOR MU?
Geçtiğimiz hafta ons altının 1950 dolar sınırını aşmasının ardından yeniden büyük bir geri çekilme yaşandı ve görünen o ki yarın haftanın kapanış seansında altın bu seviyelerden veda edecek. Ancak böyle bir teknik düzenleme zaten bekleniyordu. "Altın için zirve fiyatı gördük" yorumlarına kesinlikle katılmıyorum, şu an hala oldukça ucuz bir parite mevcut. Ekim ayında bir yükselişten bahsediyoruz ancak Eylül toplantısı sonrası Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları dahi, piyasalar tarafından satın alınmazsa altında gelecek hafta itibariyle önemli bir yükseliş başlayabilir.
Gram altında ise bu durumlardan bağımsız, daima yukarı yönlü bir beklenti güncelliğini koruyor. Özellikle yeni Merkez Bankası'nın geçtiğimiz ay yapmış olduğu sürpriz faiz artırımına devam etmesi ve agresif mesajlar vermesi, piyasalar tarafından olumlu havanın sürdürülmesine ve dolar paritesini baskılamaya devam edecektir.
Dolar için hükümet tarafından yıl sonuna yönelik yapılan tahmin 30-31 TL aralığında bulunuyor. Yerel seçimlere kadar AKP iktidarının eski alışkanlıklarını tekrar etmesi ve Mehmet Şimşek'e "Nas var kardeşim" diyerek yol göstermemesi halinde, bir nebze daha istikrarlı bir ortamdan bahsedebiliriz.
Bu nedenle hem gram altın tarafında, hem de parite üzerinden ons alacaklar için fırsatın devam ettiğini söyleyebiliriz. Yılın geri kalanında da ons için 2000 doların aşılacağına yönelik beklentim güncelliğini koruyor.
İlgili Haberler