Türkiye'de artan hayat pahalılığı, önlenemez enflasyon ve düşük maaş sarmalından kurtulamayan milyonlarca vatandaş, içine girdiği darboğazdan çıkış için bir yol aramaya devam ediyor.
Buna karşın ekonomistler, Türkiye'de ekonomik istikrar ve sorunların çözülmesi için en iyi ihtimalle birkaç yılın gerekli olduğunu söylerken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), yıllardır ısrarla sürdürdüğü hatalı para politikaları, Türkiye'yi çok daha büyük bir kriz girdabına sürüklemek üzere.
Dünya genelindeki merkez bankalarının tamamı, pandemi nedeniyle ortaya çıkan küresel krize karşı faiz artırımına başvururken, bu ülkelerin enflasyonundan çok daha yüksek bir enflasyon ile mücadele etme görevi üstlenen TCMB, ekonomistlerin ısrarlı uyarılarına rağmen peşi sıra faiz indirimlerine devam etti. 21 Aralık 2021'de, yaşanan kur krizinin önlenemez bir hal alması üzerine dövizdeki ani artışı frenlemek için hayata geçirilen Kur Korumalı Mevduat sistemi (KKM), kısa vadede işe yaramış gibi görünse de, Türk ekonomisine çok daha uzun vadeli ve yapısal bir sorun çıkarmış durumda.
GEÇMİŞTEN DERS ALINMADI
Türkiye'de 1960 ve 1970'li yıllarda uygulanan DÇM (Dövize Çevrilebilir Mevduat) sistemiyle paralel özellikler taşıyan KKM, her ne kadar AKP yönetimi tarafından "Liralaşma" olarak kamuoyuna sunulsa da, hesaplardaki mevduatın tamamen dolara endeksli olması, söz konusu uygulamanın iktisatçılar tarafından 'dolarizasyon' olarak değerlendirilmesine neden olurken, KKM havuzundaki toplam varlıklar da hacim olarak dolar varlıklarına dahil edilerek hesaplandı.
Türkiye, onlarca yıl DÇM'nin getirdiği ekonomik tahribatı giderebilmeye çalışmış, o dönem DÇM'nin son faizini ödeyen Turgut Özal, kendinsen sonra göreve gelecek yöneticilere bir daha asla böyle bir yola başvurmamaları gerektiğini nasihat etmişti.
22 YIL SONRA DOLARA ENDEKSLİ MEVDUATTA REKOR KIRILDI
Yapılan tüm uyarılara karşın, 2022 yılının yaz aylarında 'seçim ekonomisi' için start veren iktidar, cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar olası bir kur krizi yaşanmasını engellemek için her türlü döviz talebi yaratabilecek işleme sınırlama getirirken, gelecekte yaşanacakları düşünmeden KKM hesaplarına yönelik ilgiyi artıracak teşviklere başvurdu.
Verilen teşviklerin ardından KKM'ye oluk oluk para akarken, seçim sonrası süreçte yaşanan kur yükselişiyle birlikte Kur Korumalı Mevduat havuzunda biriken para tüm zamanların rekorunu kırarak 3 trilyon 407 milyar 948 milyon liraya ulaştı. Bu rakam, Türkiye'de serbest kur rejimine son verilen 2001 yılından bu yana görülmüş en büyük dolar varlığı olarak kayıtlara geçerken, uzmanlar söz konusu miktarın büyüklüğü nedeniyle tasfiye sürecinde yaşanacak zorluklara karşı uyarılarda bulunmaya devam ediyor.
KKM VATANDAŞIN CEBİNDEN 3 AYDA 450 MİLYAR LİRA ALDI GÖTÜRDÜ
Söz konusu rakam, tüm zamanların rekoru olmasının yanı sıra, KKM'deki büyüme artışı seçimlerin son bulmasına rağmen tüm hızıyla devam ediyor. 28 Mayıs seçimlerinin ardından hızla yükselen dolar/TL paritesi, KKM'de parası bulunan vatandaşlara ödenecek faiz tutarlarını da 450 milyar lira yükseltmiş oldu.
Maliyetin bu denli yukarı çıkması, ekonomistler tarafından söz konusu uygulamanın bir an önce sonlandırılması gerektiğine dikkat çekilmesine neden olurken, AKP'nin yeni ekonomi yönetiminin de KKM ile başı derde girmiş durumda. 20 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayımlanan kararlar ile KKM'de tasfiye sürecini örtülü olarak başlatan Merkez Bankası, havuzda biriken para nedeniyle ortaya çıkacak muhtemel sorunlar karşısında süreci oldukça yavaş işletiyor.
Açıklanan yeni kabinede Hazine ve Maliye Bakanlığına getirilen Mehmet Şimşek, görevi teslim alırken yaptığı konuşmada, eski ekonomi yönetimini "Akıl dışı politikalar" ile itham etmiş ve yeni dönemde, iktisat biliminin geleneksel yaklaşımlarına dönüleceğinin sinyallerini vermişti.
KKM DEVAM EDECEK AMA NEREYE KADAR?
Bu doğrultuda yapılan bir diğer atama ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Başkanlığına Hafize Gaye Erkan'ın getirilmesi oldu. Tüm bu gelişmeler uluslararası piyasalarda olumlu karşılanmış olmasına karşın, Türk ekonomisinin KKM hesaplarını nasıl tasfiye edeceği bilinmezliğini korumaya devam ediyor.
Resmi Gazete'de yayımlanan ve döviz dönüşümlü KKM hesaplarına uygulanan TL payına göre indirimli kıymet tesis uygulamasına yasaklayan kararın uygulama talimatını 28 Ağustos itibarıyla bankalara gönderen Merkez Bankası, bu hamle sonrası gelecek haftalarda KKM'ye olan ilginin azalmasını arzuluyor.
Havuzda biriken mevduatın 100 milyar doları aşmış olması, hızlı ve tepeden inme bir tasfiye sürecini imkansız hale getirirken, KKM'deki birikimin hızla döviz tevdiat hesaplarına kaymasının yeni bir kur krizine neden olmasından korkulmakta.
Kulislerde paylaşılan bilgilere göre, ilk aşamada yaz aylarında alınacak karar ile KKM'ye yeni katılımcıların alınması durdurulacak. Halihazırda uygulamada parası bulunanlar ise, vadeleri tamamlanıncaya kadar mevduatlarından kaynaklı elde ettikleri kazanımları eksiksiz şekilde almaya devam edecek.
Sürecin kontrollü bir şekilde yürütülmesi halinde, yaz aylarında ülkeye girecek turizm gelirleri kaynaklı döviz nedeniyle yeni bir kur krizi yaşanmadan KKM'nin tasfiye sürecinin tamamlanması hedefleniyor.
İlgili Haberler