Bu müze dünyada tek

Bu müze dünyada tek

Samsun'da yer alan Ambarköy Açık Hava Müzesi, 22 buğday saklama ambarı, 4 ahşap ev, 2 sergen, 2 mısır serenderi ve 4 su kuyusu ile 300 yıllık Şeyhülislam Mehmet Efendi Ahşap Camisi gibi yapıları barındırıyor ve ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

Ladik ilçesinde 2010 yılında 14 bin metrekarelik bir alanda kurulan müze, 17., 18. ve 19. yüzyıllara ait ahşap ambarlarıyla dikkat çekiyor. Yangın ve yıkım tehlikesi altındaki bu ambarlar, halktan hibe yoluyla toplanarak müzede sergileniyor.

Ambarköy’de ayrıca, içinden geçen dere, göl, su değirmeni, seyir kulesi, ahşap çocuk oyun parkı, ahşap ve zincirli köprüler ve külliye ile doğal yaşam orijinal haliyle yansıtılıyor.

Köyde, geçmişte insanların günlük hayatlarında kullandıkları ve bugün sadece anılarda kalan tarihi eserler, aletler ve eşyalar da sergilenmekte. Ziyaret edenler, ortamın güzelliğinden ve tarihin yeniden canlandırılmasından duydukları memnuniyeti dile getiriyorlar.

Müzeler, tarih boyunca çeşitli işlevler üstlenmiş ve farklı amaçlarla kullanılmış. İşte müzelerin geçmişte sahip oldukları bazı roller:

Koleksiyoncu Kabineleri (Wunderkammer): 16. ve 17. yüzyıllarda Avrupa'da soylular ve zengin bireyler tarafından kullanılan bu özel odalar, nadir ve değerli eşyaların sergilendiği yerlerdi. Doğal tarih nesneleri, sanat eserleri ve antikalar gibi çeşitli koleksiyonlar burada sergilenirdi.

Sarayı ve Tapınak Hazineleri: Antik dönemlerde ve Orta Çağ'da müzeler genellikle kraliyet saraylarında veya tapınaklarda bulunurdu. Krallar, kraliçeler ve din adamları, sanat eserlerini, mücevherleri ve dini reliklerini burada saklar ve gösterirdi.

Kütüphaneler ve Akademiler: Rönesans döneminde, birçok kütüphane ve akademi, bilimsel ve sanatsal koleksiyonları barındırırdı. Bu mekanlar, bilgi alışverişi ve araştırma merkezleri olarak hizmet verirdi.

Özel Koleksiyonlar: Özellikle 18. yüzyılda, bilim insanları, sanatçılar ve zengin bireyler, özel koleksiyonlar oluşturur ve bunları evlerinde veya özel galerilerde sergilerdi. Bu koleksiyonlar, bilimsel çalışmalara ve toplumsal prestije katkıda bulunurdu.

Kiliseler ve Manastırlar: Orta Çağ boyunca, kiliseler ve manastırlar, dini eserleri ve kutsal kalıntıları sergileyen yerlerdi. Bu mekanlar, dini törenler ve hac ziyaretleri için önemli merkezlerdi.

Eğitim Kurumları: Bazı müzeler, üniversiteler ve diğer eğitim kurumlarıyla bağlantılı olarak kurulmuş ve eğitim amaçlı kullanılmış. Bu müzeler, öğrencilere ve akademisyenlere eğitim materyali ve araştırma fırsatları sunardı.