Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ercan Çalışkan

Ercan Çalışkan

İÇ SESİM

Çığlık atmaya devam!

Sabah sabah Emekli Öğretmen aradı. “Hayırdır?” dedim telefonu açar açmaz. “Yine iç sesim mi aradı? Aradıysa bile bu defa boşuna aramış. Ne bilgisayar başındayım ne de yazma hazırlıkları yapıyorum. Hep beni mi gıcık edecek? Bir de seni gıcık etsin.” diye çemkirdim resmen. “Yoo! Geçen hafta sesi olmayanlara ses olup çığlıkları duyurduğun için teşekkür etmek istedim.” cevabını alınca da yerin dibine geçtim tabii. Kem küm edip “Görevim, ne demek?” gibi kelimeleri sıraladım. Neyse beni daha fazla ezmedi. “Bir e-posta daha gönderdim. Lütfen, ‘ÇIĞLIKLARI DUYUR’maya devam et!” dedi ve telefonu kapadı. Hemen bilgisayarın başına geçip e-postamı açtım. İşte o çığlıklar…

Geçen hafta sana gönderdiğim iletide 5625 TL dul maaşı alan bir öğrencimden ve 13000 TL alan bir meslektaşımdan söz etmiştim. Sen “BU ÇIĞLIKLARI DUYUR!” başlığıyla bunlara köşende yer verdin ya, onlar adına çok sevindim ama tüm emekliler adına bir kez daha kahroldum. Sanki içeriği yeni görmüş gibi defalarca okudum. Tam başka bir yazıya geçeceğim. Bu defa da benim iç sesim kafasını uzattı: “Sen kendi hâline de baksana!”

Bu iç sesin müdahalesi çok gıcık bir şeymiş meğerse! Seni o zaman anladım. “Ne varmış hâlimde? Benim eşim de emekli öğretmen, hem çok şükür ben özel sektörde çalıştım, kardeş gibi olduğumuz ortaklarımızla çok güzel işler yaptık. 2011 yılında da baktık memleketin durumu kötüye gidiyor. Emekliye ayrılıp çekildik köşelerimize… O dönemdeki yatırımlarımızın da katkısıyla gül gibi geçinip gidiyoruz çok şükür!” diye bastım fırçayı. “Tabii, tabii!” dedi iç sesim. “Daha geçen gün eşinle konuşuyordun. ‘İlk defa aylık bütçeyi dengelemekte güçlük çekmeye başladık. Dikkat edelim.’ diye. Neyse ben onu söylemiyorum. Söylediğim şu:

Sayın Cumhurbaşkanı’mız 20 Haziran 2018’de 'Bu kardeşinize yetkiyi verin!' demişti ya! İşte o tarihte sen kaç TL emekli maaşı alıyordun; eşin kaç TL emekli maaşı alıyordu? Bir de şimdi aldığınız en son maaşlara bak, ondan sonra konuşalım seninle.” dedi ve gitti.

Vardır bir bildiği dedim ve araştırmaya başladım. Eşiminkini internet bankacılığından buldum. Uygulamadan benim maaş aldığım banka verilerini üç yıl geriye kadar görebiliyorsunuz. Ben de bankadaki müşteri temsilcimi aradım. Anında cevabı bulup mesaj olarak gönderdi. Ben, SSK emeklisi olarak 1. Derece devlet memuru emeklisi olan eşimden 538 TL 63 kuruş fazla alıyormuşum. “Tabii ya!” dedim kendi kendime. “Emekliliğimizde rahat edelim diye tam on sekiz yıl emekliliğe yönelik sosyal güvenlik primini, asgari ücretlilerin ödediği primin tam yedi katı olarak ödedik. Sağ olsun devletimiz bu fedakârlığımızı görmüş.”

Bu defa bankacılık uygulamalarından bu temmuzdaki maaşlarımıza baktım. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bir yanlışlık var mı diye bir daha baktım. Eşimin maaşı benimkinden tam 1464 TL 32 kuruş fazlaydı. “Nasıl yani?” diye isyan ettim. Sonra “Nasılı falan yok, işte gerçek bu! Verdik yetkiyi, gördük…” diye durumu kabullenmeye çalışıyordum ki iç sesim bir daha konuştu: “O zaman en düşük SSK emekli maaşı ile günümüz SSK emekli maaşlarının senin maaşınla karşılaştırmasını yap bakalım ama sakın günümüz devlet memurlarının en düşüğüyle karşılaştırma, canın çok sıkılır. Söylemedi deme!”

Hemen yaptım. 2018’de yedi kat fazla prim ödediğim SSK emeklisinin yaklaşık 2,5 katı maaş alıyormuşum. Ya şimdi! İki katı bile değil! Bir kez daha içim yandı. Bu içimin yanması işin ekonomik yönüne değil. Göz göre göre yapılan haksızlığa! Pardon, göz göre göre değil, tam da kapalı kapılar ardında yapılan bir haksızlık! Şeffaflık nostaljik bir kavram oldu artık. Kim bilir kaç milyon SSK emeklisini mağdur etmiş bir gelişme bu.

Gerçi “2018’de yetkiyi verdikten sonra sadece SSK emeklileri mi mağdur oldu?” derseniz cevabı bulmak çok kolay. Bu dönemden sonra ister döviz isterse herhangi bir emtia, istediğinizi araştırın. Her şey koşmuş gitmiş. Mesela dolar Merkez Bankası kuruyla 30 Temmuz 2018’de sadece 4 TL 89 kuruşken 2023, 31 Temmuz’unda 26 TL 98 kuruş. Yani 27 TL’den iki kuruş eksik. Neredeyse 5,5 katı değer kazanmış.

Peki, basit bir soruya ne dersiniz: BU BEŞ YILDA HANGİNİZİN MAAŞI YA DA GELİRİ BEŞ KAT ARTTI?

Sayın Cumhurbaşkanı’mız, 2018’den sonra tam dört defa (2020, 2021, 2022, 2023) “ŞAHLANIŞ” demiş ama o günden bu yana sadece fiyatlar şahlanmış.(1)

Şimdi gelelim %100 katıldığım tespitlere: Beş defa değiştirilen maliye bakanlarının sonuncusu görev değişimi sırasında “Rasyonel(akla uygun) bir zemine dönme dışında seçenek kalmamıştır.” dedi mi dedi. İlk basın toplantısında Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'a, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Faiz sebep, enflasyon sonuç" sözü soruldu. "Bu tezi nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna yanıt vermek istemeyen Erkan, "Merkez Bankası Başkanı olarak benden hiçbir zaman siyasi yorum duyamayacaksınız." dedi mi dedi.

Eee biz daha ne diyelim? Çığlık atmaya devam!

  1. https://www.instagram.com/reel/CuskEYCOEcF/?igshid=NjFiZTE0ZDQ0ZQ%3D%3D

Yazarın Diğer Yazıları