Eksiği var, fazlası yokmuş meğerse…
Ali Bayrak dostum şu sıralar Avustralya’da… Kızının hasreti onu oralara kadar sürükledi. Birkaç gün önce bir not gönderdi bana. Şöyle yazıyordu:
Burada oldukça çok gözlem yapma fırsatı buldum. Gezi notlarımı Facebook sayfamda yayımlayacağım. En önemli gözlemim: “Avustralya’da insanlar yaşıyor, ülkemizde ise yaşamaya çalışıyor.”
Ben de sordum. Seni bu sonuca götüren nedir? İşte cevabı… En yukarıdan en aşağıya kadar hepimize çıkarılacak dersler var.
Sevgili Dostum,
Nereden başlasam bilmem? En iyisi geldiğimiz günden başlayayım:
Kızım ve damadım eşimle beni havaalanından aldılar. Evlerine gitmek için yola çıktık. Yol boyunca iki tarafımız yemyeşil bitki örtüsüyle kaplıydı ve bedava, pırıl pırıl asfalt kaplı otoban tertemizdi. İlk dikkatimi çeken yol boyunca araçların tüm kurallara uyarak gitmesiydi.
Yeşillikler içinde bir evin önünde, park için özel ayrılmış bir yeri olan bir eve geldik.”İşte evimiz!” dediler. Avustralya günlerimiz böyle başladı.
Sabah bizimkiler işe gidince evin etrafında bir gezintiye çıktık. Sık sık yol boyunca yürüyenlere, koşanlara, bisikletle gidenlere rastladık. Herkes kendi yolunda yürüyordu. Kimse kimsenin önünü kesmiyordu yani. Karşıdan gelen ve bizim gibi yürüyenler bize selam veriyordu, yüzleri gülüyordu. Oysa onları tanımıyorduk bile. Sonraki günlerde gördük ki tan ağarınca başlıyordu bu yürümeler, koşmalar, köpeklerini dolaştırmalar…
Kaldırım kenarlarında pek çok çeşmeye rastladık. Büyükler için, küçükler için ve hayvanlar için su içme yerleri vardı. Musluk diyemiyorum. Bir butona basıyorsunuz, su havaya doğru çıkıyor, bir “U” çizerek aşağı iniyordu. Böylece suyu içerken ağzınız bir yere dokunmadan, kimsenin dokunmadığı suyu kana kana içebiliyordunuz. Yurt dışına gidenler hep “Yere bal dök, yala!” derlerdi de abartılı bulurdum. Tam da öyleydi her yer.
Markete uğradık. Bilirsin yabancı dil sorunu büyük bende. Kâh vücut dili kâh çat pat kelimelerle alışverişimizi yaptık. Her şey makinelerle… “No English!” sihirli cümlesiyle yardım istediğimiz görevliler öyle içten yardımcı oldular ki bize anlatamam. Hiçbirinden veya aynı yerde işlem yapmak isteyenlerden bir tek homurtu, uyarı gelmedi. Akşam çocuklar geldiğinde deneyimimizi anlattık. Laf lafı açtı. Sıra geldi pahalılığa. “O ne? Burada öyle bir şey yok.” dediler ve eklediler: “Tabii fiyatları TL’ye çevirip hesap yapmazsanız!”
Sonra alım güçleriyle hesaplamalar yaptılar. Asgari ücretlinin bir saatlik ücretiyle ne alabileceğine örnek olarak kaç kutu kola alabileceğini hesapladılar. Bir de Türkiye’dekini hesap ettik birlikte. 330 ml Kutu Coca Cola fiyatı en ucuz satıldığı yerde 12,50 TL. Asgari ücretli bir çalışanın, bir saatlik ücreti olan yaklaşık 23,5 TL ile iki kutu kola alabilmesi için 1,38 TL, yani yaklaşık 1,5 TL ilave etmesi gerekiyor. Avustralya’nın asgari ücreti saatte 21.38 dolar (1) ile fiyat 2.08 dolar olan koladan on kutu alabiliyorsunuz paranız da artıyor.(2)
Bu karşılaştırmayı istediğiniz şeyle yapabilirsiniz. İnternet elinizin altında… Burada söylemeye çalıştığım şu: İnsanlar geçimlerini kolayca sağlıyor, ne isterlerse de alabiliyor. Bizim garip asgari ücretlimiz ise doluya koysa olmuyor, boşa koysa dolmuyor.
Geldikten birkaç gün sonra vapurla bir nehir turu yaptık. İnişlerde binişlerde ne kadar muntazam bir sıra var anlatamam. Önce inenler, sonra binenler… Bir zerre karmaşaya rastlamıyorsunuz.
Bu vapur turundan döndüğümüzde baktık, kapıda bir kargo… Çocuklar sipariş vermiş. Kargoyu dağıtanlar, zile basar, sonra paketi bırakıp giderlermiş. Ne çalınırmış ne de kaybolurmuş paketler. Bu arada evlerde öyle birkaç kilitli çelik kapılar falan yok. Tek anahtarlı sıradan kapılar. Çoğu da camlı zaten… Haa bir de başıboş kedi köpek falan da yok ama evcil hayvan çok. Kaldırımlar köpeklerini gezdirenlerle dolu fakat yolda izde bir tek köpek pisliği yok.
İşte böyle kardeşim. Bir ara sen “ONLARDA ÖYLE DE BİZDE NİYE BÖYLE” başlıklı bir yazı yayımlamıştın. O yazıyı okuduğumda “Seni tanımasam amma da abartmışsın diyeceğim.” cümlesi aklımdan geçmişti. Oysa şimdi şöyle düşünüyorum: Anlattıklarının eksiği var, fazlası yokmuş meğerse… Burada yaşayarak öğrendim.
İşte dostumun yazdıkları. Bana sadece “nokta” koymak kaldı.
https://www.eurostaryurtdisiegitim.net/avustralya-asgari-ucret/
https://tr.globalproductprices.com/Australia/coca_cola_price/