Hadi bakalım, kolaysa…
Emekli Öğretmen telefonla aradı: "Bayramın kutlu olsun Köşe Yazarı" dedi. "Sana bir e-posta attım. Seni de yazmaktan kurtardım. Bu kıyağımı unutma!"
Al işte! Emekli Öğretmen''e yakışır bir emrivaki… Tam, "Yayınlamayacağım, ben yazımı kendim yazarım." diyeceğim. Çoktan hiçbir işime karışmayan iç sesim fısıldadı: "Bu kadar yıllık hukukunuz var. Önemli olmasa bu emrivakiyi yapmazdı. Hem itiraf et, daha yazacağın konuyu bile belirlememiştin." dedi. Sessizce onayladım. Hemen e-postalarıma baktım.
***
Her bayram…
Eski öğrencilerim arayınca, yeni yeni haberler verince çok mutlu oluyorum. Bir ara aldığım haberler ağırlıklı olarak nişan, düğün gibi mutluluk haberleriydi. Öğretmen, öğrencilerini evladı gibi görünce daha sonra gelen "bebek" haberlerini "torun" haberleri olarak görüyor tabii. İşte bu haberler geldi art arda onlarca, yüzlerce…
Başka haberler de aldık ne yazık ki… Bu bayram sonrası yazmak istemeyeceğim, her biri bizden bir parçayı götüren haberler…
Böyle geçti yıllar. Çok şükür bu bayram aldığımız haberler çok güzeldi. Hele bir tanesi vardı. Günümü güzelleştirdi. Bir öğrencimin oğlu, Liselere Giriş Sınavı''nda (LGS) Türkiye birincisi olmuş. Yağmur Tunalı üstadımın "Bayramlar bayram olsun." dileği gerçekleşmişti işte.
Bahsettiğim öğrencim, övünmek gibi olmasın hem çok başarılı hem de "insan"dır. Türkiye''nin en önemli üniversitelerinden birinden bilgisayar mühendisi olarak mezun olan bu öğrencim, sadece bilgi ve yeteneğiyle girdiği ve uzun yıllar emek verdiği devlet kurumundan "liyakat" artık sadece sözde kaldığı için ayrıldı. Kolaylıkla tahmin edilebileceği gibi özel sektör havada kaptı. Çok güzel işler yapıyor.
Öğrencim, bir müjde daha verdi. Artık yurt dışından da iş almaya başlamışlar ve kadrolarını genişletme zorunluluğu ortaya çıkmış. Birçok platformda duyuru yapılmış. Sonrasında konuşmamız şöyle devam etti:
"Hoca''m, nitelikli mühendis bulamıyoruz."
"Nasıl yani, biz bas bas bağırıyoruz, işsizlik denizinde boğuluyoruz diye! Yoksa işsiz kimseyi bırakmadık diyenler doğru mu söylüyor?"
"Anlatayım Hoca''m! Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ gibi devlet okullarından mezun olanlarla; Koç, Sabancı, Bilkent gibi özel okullardan mezun olan burslu öğrencilerin tamamına yakını, diğerlerinden de yapılan sınavları başaranlar yurt dışına gidiyor. Adamlar işi çözdü. Yetiştirilmesi yüz binlerce Euro''ya mal olacak bir mühendisi, sadece dil ve mühendislik seviyelerini ölçerek bedavaya ülkelerinin ekonomisine kazandırıyor. Mesela İngiltere gibi sıkı vize kuralları uygulayan bir ülke bile, tüm prosedürleri iki üç ayda sonlandırıyor. Hollanda''da çok özel yazılımlar yapan firmalar var. O firmalarda birkaç arkadaşım var. Biriyle konuştuk geçen gün. Dedi ki ''Bir ekip var. 15 kişinin 14''ü Türk."
Geride kalanlar mı? Çok sayıda bilgisayar ve yazılım mühendisliği bölümü var ve bu bölümler her yıl binlerce mezun veriyor. Kalifiye gençlerin neredeyse tamamı ülkede kalmayı hiç düşünmüyor. Biz, bir şekilde burada kalmış olanları cımbızla ayıklamaya çalışıyoruz. Bulabildiklerimizi ise tabiri caizse "pamuklara sarıyoruz" ki kaptırmayalım. Şimdiye kadar onlarca iş görüşmesi yaptım. Bazılarının halini görünce ülkem adına oturup ağlayasım geliyor. Yabancı dil yok, alan bilgisi yok."
Bunları duyunca donup kaldım Köşe Yazarı, verecek bir cevap, söyleyecek bir söz bulamadım. Hadi bakalım, kolaysa sen ver.
İstersen birileri gibi çıkıp "Sel oldu gelmedi, bunun yapacağı iş bu." çığlıkları at. "Bir gelseydi, giyerdi çizmeleri; her yeri pir ü pak ederdi. Bak, bakanlar nasıl geldi." diye Türkiye''yi kurtaracak muhteşem yorumlar da yapabilirsin. Bu arada birisi çıkar da "Sayın Cumhurbaşkanı''mız da 15 Temmuz''da Marmaris''te tatildeydi. Haberi hâlâ görevdeki MİT Başkanı''ndan değil de eniştesinden öğrenmişti." diyen olursa onu da dinleme.
İstersen de geçenlerde doktorları yazmıştın, bu defa da mühendisleri yaz.
Ve onların yerine "KARİYER SAHİBİ OLANLARI AVRUPALILAR TARAFINDAN KAPILMIŞ, SESSİZ BİR BİÇİMDE YURDUMUZU İŞGAL EDEN SURİYELİLERİ, AFGANLARI DÜŞÜN! Sonra da bugün Hatay''da yaşananların yarın Türkiye''nin pek çok yerinde adım adım yaşanacağını unutma.
Ve şu haberi sindirebiliyorsan sindir:
"2022''de Belçika''da nüfus artış oranında ilk sırayı okumuş göçmenler aldı."
Türkiye''de de Suriyeliler…
Türkiye bu sığınmacılarla niteliksiz sığınmacı sayısında dünya rekoru kırdı.
Bir gidenlerin kalitesine bak, bir de gelenlerin…
Asıl BEKA sorununun bu olduğunu unutma, unutturma.