Başlığa bakanlar için peşinen ifade edeyim. Bu yazı antisemitist bir yazı değildir. Herhangi bir din ve onun müntesiplerini de hedefe oturtmaz. Zira “Yahudileşme” tabiri bir Kur’an terimi olup, Yahudilik gibi isim veyahut, Yahudiler gibi adlaşmış sıfat olarak kullanıldığında bir din ve onun müntesipleri akla gelirken fiil olarak ele alındığında “Yahudileşme” bir sosyolojinin “Yahudileşme temayülü” ise bir psikolojiye denk gelir.

Yukarıdaki bu tanımı yaparken faydalandığımız kaynak Mustafa İslamoğlu’nun “Yahudileşme Temayülü” isimli kitabıdır. Kur’an’da 700 civarında ayetle anlatılan İsrailoğulları’nın tarihsel durumuna farklı bir okuma yöntemi teklif eden İslamoğlu’nun kitabı yaz okumaları listemdeydi. Kitapta, konu ile alakalı ayetlerin siyak ve sibakını atlamadan ortaya konulan profil, Kur’an’ı bu metodoloji ile okuyanlarda şu düşünceyi uyandırıyor:

Bu kadar çok yapılan İsrailoğulları vurgusu, bir ümmetin geleceği ön noktaya göre erken uyarı niteliğini taşıyor. Said Hatipoğlu’nun Kureyş’in Halifesi kitabı üzerine bu kitabı okuduğunuzda, mesele siyer tarafı ile de tavazzuh ediyor. Elçi’nin vefatı üzerine çıkan menfaat ve siyasi odaklı çekişmelere kılıf uydurma adına dine yüklenen uydurulmuş hükümlerle ortaya çıkan mezhepler, nereye şirin görüneceğini şaşırmış ulema ve şimdiki toplumsal manzara karşısındaki akademyamızın hâli, Kur’an’ın “Yahudileşmeyin” mesajının ne kadar yerinde olduğunu göstermekle birlikte 700 ayetin de yersiz olmadığını gösteriyor.

Kitap üzerine daha çok şeyler ve derinlemesine bir kritik yazısı kaleme almak mümkündür. Ancak Kur’an meali okuyan ve Allah’ın dilinin Arapça olmadığını müdrik zihinler için Mustafa İslamoğlu’nun “Yahudileşme Temayülü” kitabı özellikle İsrailoğulları ile ilgili ayetlere ışık tutma ve zihinlerde Kur’an’ın bugüne dair uyarılarını anlama adına ciddi bir devrim yaratacak cinste bir kitaptır.