Müşteriler borcunu ödemekte güçlük çekiyor, yoksulluğun geldiği nokta hem vatandaşa hem esnafa akla karayı seçtiriyor. Şişli’de bir bakkal durumu şöyle özetliyor, “İnsanlar 2 liralık pirinç, 1 liralık mercimek alıyor. 2 liralık peynir, 1 liralık zeytin alan da var. Öğünlük alışveriş yapıyor artık insanlar, günlük bile değil.”
İstanbul, Kuştepe’de bir mahalle bakkalı, “Vatandaş ekmek alacak parayı zor buluyor. Alışverişin normali aylık ya da haftalık olanıdır. Para yok kimsede. Zeytinyağını bardakta istiyor, 2 liralık istiyor ben öyle satmıyorum ama istiyorlar. Mesela deterjan alacak ama yarım şişe istiyor. Ben de gördüğünüz yarım litrelik pet şişelere doldurup satıyorum. Normal deterjanın fiyatı 7-8 lira ama insanlar alamıyor, ben de yarım litrelik şişeleri 2 liradan veriyorum çünkü bunu alabiliyor. Yarım margarin, bir yumurta alıp gidiyor. Bunları da veresiye yazdırıyor. İnsanlara reva mı bu” dedi.
Sözcü’den Fahrettin Öztürk’ün haberine göre son zamanlarda veresiye yazdıranların sayısının arttığını söyleyen mahalle esnafı Erdem Kuş, “Parası olmayan veresiye alıyor. Önceden veresiye isteyen bu kadar çok değildi. Biz de mahalle esnafı olduğumuz için, mahalleliyi tanıdığımız için veresiye vermek zorunda kalıyoruz. Belki 1 ay sonra belki 5 ay sonra ödüyorlar. Çünkü paraları yok” dedi.
"VERESİYE DEFTERİ KABARIK"
Mahalle bakkalı Sevgi Yıldırım, veresiye defterinin kabarık olduğunu belirterek şunları söyledi;
Pandemi gireli zaten biz küçük esnaf bitti. İnsanların durumu da malum. Yardıma gelince yardım da yapılmıyor. İnsanlar 2 liralık pirinç, 1 liralık mercimek alıyor. 2 liralık peynir, 1 liralık zeytin alan da var.
Öğünlük alışveriş yapıyor artık insanlar, günlük bile değil. Bütçeleri bunu kaldırıyor. Biz de veriyoruz, vermezsek aç kalacak. Pandemiden çoğu yer kapalı. İnsanlar çalışamıyor. İşsiz kaldı herkes.
Ondan dolayı da insanların bütçesi azaldı, 1 liralık 2 liralık şeker alıyor. Bir bardak yağ alıyorlar, ben artık yağ satmıyorum. Bunları bile veresiye yazdıran var. Veresiye defteri hiç olmadığı kadar kabarık.
İnsanlar borçlarını bir ayda, bazen bir yılda bile ödemeyen oluyor ama bu da keyfiyetten değil parası yok ki insanların ne yapsınlar.
"BEBEK BEZİ TANEYLE ALINIYOR"
Bir başka mahalle bakkalı olan Erol D. ise şu ifadeleri kullandı;
1 liralık yağ ver, 2 liralık salça ver diye insanlar geliyor ama ben satmıyorum artık. Bebek bezi alacak ama parası yok, taneyle alıyor insanlar. Bu durumda olan yaşlılarımıza yardım etmeye çalışıyorum ama bir yere kadar kişisel yardım.
Devlet nerede. İnsanların bu pozisyona düşmesini araştırmak lazım. Neden düştüler, nasıl düşüyorlar. Düşmemeleri için onları tutmak için ne yapılabilir. Üst mercii büyükler bunları düşünsün. Hesap verilen bir mahşer günü var.
4 liralık margarin alamıyor 2 lirası var, yarımını alıyor bu insanlar. Neden? Üst düzey, yaptıkları ile alt düzeyi bitiriyor. Büyük balık küçük balığı yer hesabına döndü.
Küçük balığın günahı ne? Onun da yaşama hakkı var. Hz. Ömer sırtında pirinç taşımış, çuvalla un taşımış halifeyken. E şimdi ne oldu.
"YARDIMLAR BİZE GELMEDİ"
Eşinin oto yıkama dükkanı olduğunu ancak iş olmadığı için kapalı olduğunu söyleyen bir kadın, “Eşimin müşterisi yok. Arabası olanlar, ’20 lirayla arabayı yıkatacağıma eve ekmek, sebze alırım’ diyor. Haklılar da. Zaten ekonomik krizden arabaya benzin alacak parası kalmadı insanların. Şimdi geldim 2 yumurta bir ekmek aldım. Daha fazlasını alamıyorum. Eşimin dükkanı kapalı ama ‘verdik’ dedikleri hiç bir yardım, destek bize gelmedi, görmedik” ifadelerini kullandı.
CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin'den sert açıklama: Parsel parsel satıyorlar
İzmir depreminde yıkılan Rıza Bey Apartmanı'nın yerine ne yapılacağı belli oldu
İYİ Partili Taylan Yıldız'dan "İnternetsiz Köy Kalmasın" projesi