Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ercan Çalışkan

Ercan Çalışkan

İÇ SESİM

Sustuk kaldık

İstanbul''da üç eski dost buluştuk. Biri İzmit''ten gelmişti, diğeri uzun süredir görüşmediğimiz bir dosttu. Hatay''da depremi yaşayan ve "Çok şükür kurtulmuş." dediklerimizdendi. Bir araya gelme nedenimiz de oydu.

Son görüşmemiz, 2015 Mayıs''ında Hatay''da olmuş ve birlikte Hatay''ın meşhur Yusuf Usta''sının künefesini yemiştik. Tatlıya doymuş, o tatla ayrılmıştık medeniyetler şehrinden.

Dostlarımı beklerken sosyal medyada gezindim bir süre.

Sayın Cumhurbaşkanı''mızın kendisiyle konuşan bir depremzedeye, "Olanlar hep oldu. Bunlar kader planının içinde olan şeyler." dediği videoyu izledim.

Oysa aynı Cumhurbaşkanı''mız yıllar önce "Yeraltında fay kırıklarından önce bağışlayın söylemek zorundayım, kırılan ar damarlarıdır. Malzemeden çalmanın arkasında ahlak hırsızlığı, demokrasiden çalmak, hukuk kapkaççılığı, siyaset yankesiciliği ve kamu yönetimi kalpazanlığı yatmaktadır. Bu olay, kamu otoritesinin devlet imkânlarını nasıl kullandığını bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Olay kader diye geçiştirilemez." de demişti.(1)

Bunları ve oralara yardıma giden yeğenlerimin anlattıklarını düşünürken dostlarım geldi.

Coşkuyla kucaklaştık, eskinin tadını da konuştuk ama ne kadar uzaklaşsak da sohbet dönüp dolaşıp bugüne yani acıya, gözyaşına, ölüme ve kayıplara geliyordu. Bir yandan dostumuzun ve ailesinin bu felaketi kayıpsız atlattığına sevindik, bir yandan da depremde yitirilen akrabalara, arkadaşlara, annelere, babalara, hâlâ ulaşılamayanlara kan ağladı yüreğimiz. O anlattı, biz dinledik. En iyisi ben çekileyim de ondan dinleyelim Hatay''daki 04.47''yi:

"Anlatılmaz bir gürültü ve sarsıntıyla uyandık. Zifiri karanlıktı her yer. Eşim de ben de panik halindeydik, kızımız da öyle ama sonuçta iyiydik çok şükür. Yandaki apartmanlardan birinde oturan oğlumuz, eşi ve torunumuz aklımıza geldi önce. Onları merak ediyorduk. Ne yazık ki telefonlar çalışmıyordu. Üzerimizde ne varsa öylece fırladık evden. Merdivenlerde buluştuk komşularımızla. Hepimiz panik halindeydik. Neler olduğunu apartman kapısına ulaşınca anlamaya başladık çünkü oradan çıkamadık. Kapı açılmıyordu. Garaja indik hep birlikte. Kapısını kırarak çıktık dışarıya. Arabalarımızı zar zor çıkarabildik. Aynı yerde oğlumuz, gelinimiz ve torunumuzla buluştuk. Şükrettik bu buluşmaya. Ben, eşim ve kızım bir arabada, oğlum, eşi ve torunum bir arabada pijamalarımızla üç gün kaldık. İyi ki araçlarımızda yakıtımız vardı.

Hatay''ı bilenler bilir. Evimiz kentin en işlek caddelerinden 75. Yıl Bulvarı''nda. ÜÇ GÜN BOYUNCA YOLDAN GEÇEN DE OLMADI, NE İHTİYACINIZ VAR DİYE SORAN DA… Allah''tan caddedeki marketten temin edebildiğimiz bisküvi, su, sütle hayatımızı idame ettirebiliyorduk. Ancak dördüncü gün resmî giyimli bir astsubay geçti caddeden.

Çok şükür bizim apartman sağlamdı. Hiçbir şey olmadı ama komşularımızdan, akrabalarımızdan çok kayıplarımız var. Bunları zor da olsa belki unuturum fakat yan taraftaki çöken apartmandan gelen genç bir anneyle yavrusunun "Bizi kurtarın!" çığlıklarını, bu enkazın önünde kızları ve torunları için çırpınan anne babayı unutmam mümkün değil.

Devlet bizim başımızın tacı, onun için ne özverilerde bulunduğumuzu en iyi siz bilirsiniz ama…"

Sustuk kaldık.

Depremden birkaç gün sonra oraya gönüllü giden yeğenimle, bir hafta sonra TIR''la yardım götüren diğer yeğenimin anlattıkları içimi acıtmıştı ama bu anlatılanlar bir yangın tutuşturdu içimde.

Aklıma önce Sayın Cumhurbaşkanı''nın yukarıdaki iki açıklaması ve depremden 15 gün sonra Osmaniye''deki "Be…" diye sıraladığı sıfatlar geldi. (2)

Konuşamadım…

https://t24.com.tr/haber/depremzedeye-kader-plani-diyen-erdogan-2003-teki-bingol-depremi-icin-kader-diye-gecistirilemez-demisti,1090749

https://www.haber7.com/siyaset/haber/3303913-cumhurbaskani-erdogan-be-ahlaksiz-bu-yenilir-yutulur-bir-sey-degil

Yazarın Diğer Yazıları