Devri sabık uygulanmalı…
Sevgili dostlar Türkiye’de birçok söz vardır, durum güzellemesi yapan. Ama bunların arasında en iyisi bence “yapanın yaptığının yanına kâr kalmasıdır...”
Biraz açacak olursak, bu memleketin nüfusunun % 5’i, millî gelirin %50’sinin sahibi. Bu kadar adaletsiz gelir dağılımının bir sebebi olmalı. Ezcümle Zafer Havalimanı, 1 milyon yolcu garantisi verilmiş, geçen yolcu sayısı 5 bin. Bu yanılma değil, bu hata da değil bu bildiğin art niyet hatta kasten yanıltma. Bunun hesabını yapan insanlar, acaba kendi şirketlerinde de bu kadar büyük hataların altına imza atıp akşamları huzurla uyuyabiliyorlar mı…
Nerede bu insanlar ? Nerede bu hesaplamaları, bu öngörüyü yapan zatı muhteremler? Bugün bir zincir market veya restoran bir yerde mağaza açacağı hizmet vereceği zaman, günler haftalar hatta aylar öncesinden hazırlık ve fizibilite yapıyor. Önünden geçen kişi sayısı, ortalama gelir, sosyolojik durum vs.
Peki bir şirket %1’lik bir yatırım için bu kadar sorgularken, koskoca devlet nasıl böyle bir yanılgı içine düşer! Hadi bir hata yaptı, bunun yaptırımı ne oldu? Ceza aldılar mı, yargılandılar mı, bir yaptırımı oldu mu? Eminim her biri bir bölüm başkanı olarak ödüllendirilmişlerdir. Liyakatten uzak aidiyet duygusu ile yapılan tüm atamalar, bu ülkeye zarar olarak geri dönüyor.
Gelelim Kur Korumalı Mevduata. Bir kere bu sistem bir bankacılık ürünüdür, ekonomi politikası değil. En baştan beri karşı çıktığımız bu sistemin ekonomi üzerinde çok büyük bir baskı oluşturacağı ve her geçen gün bizi daha da içine çekeceğini biliyorduk. Bunu bilmemize ve uyarılarımıza rağmen, liralaştırma diye yola çıkıp, Türkiye’nin %80’ini dolarize ettiler. Mevcut durumda KKM’de tam 125 milyar dolar karşılığı TL bulunmakta. Dolar 1 lira artsa ekonomiye yükü 125 milyar lira oluyor… Bugüne kadar 550/600 milyar liralık bir yük milletin sırtına binerken , daha da ne kadar olacağını kestirmek zor değil. Bugüne dek KKM’ye gelişmemesi halinde bankalara ciddi karşılık ve yaptırım baskısı kuran BDDK şimdi mudilerin KKM’den normal Lira mevduatına dönmesi için baskı yapıyorlar. Yani Türkçe meali, “Biz serbest piyasa kurallarını, iktisat politikalarını değil, işimize gelen siyasi konjonktür üzerinden yönlendiriyoruz.”
Bu mudiler KKM’den çıkarsa sizce %58 hedeflenen (MB tarafından) enflasyon varken %25 faiz ile parasını bankaya getirir mi? Diyelim ki yarı parayı çekip dolara dönmek istedi, var mı piyasada bunun karşılığı? Bu rakamın dolar üzerinde yaratacağı baskıyı görmemek, en az KKM kadar büyük bir hata olur.
Bugün faiz kararı verilecek, beklenen 2.25-2.50 % yükselterek %20 politika faizine çıpalamak…
Peki bu piyasaya ne getirecek, hiç bir şey, ne götürecek, çok şey…
Siz bankaların ellerinde bulunan düşük faizli tahvilleri sebep gösterip, faizi gıdım gıdım artırırken, bir taraftan da bankaların ödeyeceği vergiyi %25 ten %30 a yükseltiyorsunuz. Tutarsız bu hamleler dünya piyasasında sizi güvensiz olarak addederken, ekonomi zemininizi daha da kaygan bir duruma getiriyor.
Bunun sorumlusu olan ve altına imza atan Bakan Nebati görevi devrederken “oh” dedi ve gitti. Bir yaptırım var mı, yok.
Sizce bu ülkenin vatandaşları ne zaman “oh” diyebilecek…
Bundan dolayıdır ki, devri sabık uygulanmalı ve ilgili kişiler, attıkları imzanın sorumluluğunu üstlenmelidir.