Dolar kurunu felç edecek gelişme! Döviz sahiplerini ayağa kaldıracak karar açıklandı

Dolar kurunu felç edecek gelişme! Döviz sahiplerini ayağa kaldıracak karar açıklandı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dolar alımını sınırlamak için aldığı birçok yasağın ardından, döviz talebi yaratabilecek yeni adımlardan uzak durması için bankaların üzerinde Demokles'in kılıcını sallandırmaya devam ederken, dolar sahiplerini yakından ilgilendiren yeni bir karar hayata geçirildi.

Gökmen Örkmez / Günboyu

Türk lirasının değerini korumakla görevli Merkez Bankası, uzun süredir TL''yi korumak bir yana, aldığı kararlar ile TL''nin dolar başta olmak üzere yabancı para birimleri karşısında hızla değer kaybetmesinde bir katalizör görevi görmeye devam ediyor. Ekonomistler tarafından ''AKP''nin piyasalara müdahaledeki maşası'' olmakla suçlanan TCMB, başlattığı ''seçim ekonomisi'' ile birlikte yaz ayları boyunca piyasalara arka kapı müdahalelerinde bulunurken, yeni yıl itibariyle döviz alım işlemlerine yönelik çok sayıda sınırlayıcı önlem ile gündeme gelmekte.

14 Mayıs seçimlerinden önce, 2021 yılının son günlerinde yaşanan kur krizinin tekrar etmesinden korkan Merkez Bankası, ekonomi yönetiminde ''günü kurtarma'' politikasında vites yükseltirken, 21 Aralık 2021 tarihinde AKP''nin ani kur artışını baskılamak için uygulamaya başladığı Kur Korumalı Mevduat (KKM), geleceğe yönelik çok ciddi uyarılar göstermeye devam ediyor.

DOLARDA YENİ KUR KRİZİ KAPIDA!

26 Ocak tarihinde Döviz Dönüşümlü KKM hesaplarına yönelik prim uygulamasına son verildiğini bankalara aktaran TCMB, bu kararın beklenen etkiyi yaratmaması üzerine önce döviz sonra ise TL mevduatlı KKM hesaplarına yönelik belirlenen üst faiz sınırını tamamen kaldırdı. Bankaları, KKM hesabı bulunan müşterilerine istediği oranda faiz ödemesi yapma konusunda serbest bırakarak Kur Korumalı Mevduat''a yönelik ilgiyi artırmayı hedefleyen Merkez Bankası, bu hedefinde kısmen başarılı oldu. Faiz üst sınırının kaldırılmasının akabinde, KKM''de duyurulan 3 ay, 6 ay ve 12 ay olan vade seçeneklerine de son veren TCMB, teşvik uygulamalarının karşılığını hesaplara büyük bir para akışı yaşanmasıyla aldı. Mevduat havuzunda biriken toplam para Nisan ayının son haftasına girilirken 2 trilyon liraya dayandı.

AKP, sürdürülebilirliği olmayan bu uygulamayı ''liralaşma'' olarak kamuoyuna sunup, tarihi bir buluşmuşçasına lanse etmesine karşın, ekonomistler esasen Türkiye''de 1980''li yıllarda aynı sistemin farklı adlar uygulandığını ve söz konusu ekonomik sistemin ''dolarlaşma'' olduğunu iddia etmeye devam ediyor. Türkiye''de doların fiziki dolaşım merkezi haline gelen Kapalıçarşı, tarihinde ilk kez gösterge kurun 1 lira üzerinden al-sat işlemlerine şahit olurken, ülkede ''ikili kur'' yaşandığını iddia eden uzmanlar, söz konusu tablonun dövizde karaborsa öncesi yaşanan son viraj olduğunun altını çizdi.

14 Mayıs''ta yapılacak sandıktan hangi parti zaferle ayrılırsa ayrılsın, ekonomide ortaya çıkacak tahribatın zorluğu bununla sınırlı olmayacak. KKM''de biriken 100 milyar dolarlık para, er ya da geç uygulamaya son verilmesiyle birlikte Döviz Tevdiat Hesaplarına dönmesi halinde, 2021 yılının son çeyreğinde yaşanan döviz krizinin çok daha beterinin Türkiye''yi beklediğini iddia eden ekonomist Alaattin Aktaş, AKP''nin günü kurtarmak için hayata geçirdiği KKM''nin Türk ekonomisinin başındaki en büyük tehdit haline gelişini açıkladı.

Ekonomi yazarı Aktaş, Bu “liralaşma” değil, “dolarlaşma!” başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:

Sen tut yıllar yılı reel kayba uğrasa da TL tutmayı tercih edenleri dövize giderler kaygısıyla KKM''ye davet et, onları dövizin getirisine alıştır, şu anki duruma göre normalde TL''de duracak olan 650 milyarı dövize endeksli hale getir, sonra da bunun adına "liralaşma" de! Tam aksine bu uygulama "liralaşma" değil, "dolarlaşma"dır...

"BİTTİĞİ GÜN EKONOMİNİN İDAM FERMANI VERİLECEK"

Başımızda büyük bir bela var. Dünyanın kıskandığı buluş olarak lanse edilen kur korumalı mevduat. Bu hesabı açtıranlara bütçeden ve Merkez Bankası’ndan aktarılan kaynak bir yana asıl felaket uygulama bittiğinde yaşanacak. Bunu defalarca yazdık.

Kur korumalı mevduat, döviz artmasın diye başvurulan bir uygulama ve atılan başka adımlarla birlikte bu uygulamaya “liralaşma” adı uygun görüldü. İyi de bu uygulama aslında tam tersi... Bu uygulama görünürde TL tutmayı teşvik ediyor gibiyse de geçmişte TL cinsi tasarruf edenleri de dövizin getirisine alıştırdı. “Liralaşma” oldu aslında “dolarlaşma”...

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu da bankanın bloğunda yer alan yazısında liralaşmanın öneminden ve alınan mesafeden söz ediyor. İyi güzel de, şu soruya bir türlü yanıt bulamıyoruz:

“Bu uygulama bittiğinde ne olacak?”

"2021 KUR ŞOKUNU MUMLA ARARIZ"

BDDK verilerine göre kur korumalı mevduat hesabının toplamı Nisan sonu itibarıyla 1 trilyon 900 milyar lira.

Bazı ayrıntıların artık verilmediğini, verilerin karartıldığını hatırlatalım.

KKM hesabının vadesini bilmiyoruz; ama tahmin zor değil, özellikle gerçek kişiler ağırlıkla üç ay vadeyi tercih ediyor.

Bu hesapların ne kadarının doğrudan TL cinsinden açtırıldığını, ne kadarının DTH dönüşümü yoluyla oluşturulduğunu başlangıçta biliyorduk, daha sonra bu veri açıklanmaz oldu.

Ama tahminler toplam hesapta TL ve döviz cinsi tutarın kabaca yarı yarıya olduğu yönünde.

Bütçeden kur farkı olarak mart-temmuz döneminde 60.6 milyar ödendi, vazgeçilen 10.2 milyar lira da vergi var; böylece KKM’nin bütçeye yükü beş ayda 70.8 milyar lira oldu. (Dünya 16 Ağustos 2022)

Ama bu yük, uygulama bittiğinde ortaya çıkacak yıkımın yanında hafif kalır.

O yıkım, uygulama sona erdiğinde hesaptaki paranın nereye gideceğiyle ortaya çıkacak.

2 TRİLYON LİRAYA YAKIN PARA DÖVİZE GİDERSE, DÖVİZ NEREYE GİDER?

2 Eylül’deki hesap tutarının 1.9 trilyon lira olduğunu belirttim. Varsayalım uygulama bittiğinde, artık ne zaman bitirilirse, tutar yine bu düzeyde.

Bu hesabın yarısı, yani 650 milyarı zaten dövizden geldi. Yıllardır döviz tasarruf etmekte olan bu kişi ve kuruluşlar, uygulama bitip ellerine bu para geçtiğinde çok doğaldır ki döviz alacak.

Öte yandan yıllar yılı TL tasarruf etmekteyken kur korumalı hesaba geçenler de dövizin tadını aldı. Bu hesap sahipleri parayı yatırırken bankanın verdiği faize hiç bakmıyor artık. Dikkatler tümüyle dövizin getirisinde, çünkü faiz kaç olursa olsun döviz artışı kadar getiri elde ediliyor. Adeta masum masum TL''de duranlar, dövize itilmiş oldu. Şimdi normalde TL tasarruf ederken KKM’ye geçip dövizin bu cazip getirisine alışanlar ellerine geçecek 650 milyarla enflasyonun çok altında getirisi olan TL mevduata mı döner, yoksa dövize mi yönelir? Yanıtı belli olan bir soru değil mi...

Dolayısıyla kur korumalı mevduat uygulaması bugün bitse ve tutar 1.9 trilyon lira olsa bile Türkiye bir anda bu kadar döviz talebiyle yüz yüze gelecek demektir.

1,9 trilyon lira kaç milyar dolar döviz eder, hesaplayın artık!

BUNUN NERESİ LİRALAŞMA?

Zarar ettiği halde TL’de duran vatandaşı “Dövize gitmesin” diye KKM’ye davet et, adeta “Paranı dövize bağla” diye teşvik et, yaklaşık 650 milyar lirayı dövize endeksli hale getir, yani döviz hesabını bir anlamda bu kadar, bugünkü kurla 36 milyar dolar büyüt, sonra da buna “liralaşma” de!

Dövizden geçerek KKM hesabı açtıranların dövize dönmesi bile sıkıntı yaratacak. Bir anlamda taksit taksit toplanan döviz, bir anda talebe dönüştüğünde piyasayı alt üst edecek.

Ya TL’den dövize dönecekler...

Yani 1.9 trilyon lira “Döviz isterim” dediğinde ne olacak? İyi "liralaşamadığımız mı” ortaya çıkacak?

Yoksa vatandaşı “liralaşmaya” ikna edemediğimiz mi?

Bunları düşünmeden bloglarda yazılar yazacağız, “Bir liralaştık, bir liralaştık ki sormayın” diye!

BANKALARIN KEYFİ YERİNDE! YÜK VERGİ MÜKELLEFİ VATANDAŞA YÜKLENDİ

Kur korumalı mevduat uygulamasında bankaların uygulayacağı faize, nedendir bilinmez, en başta tavan getirildi.

Bankalar KKM’ye, en fazla “politika faizi+3 puan” faiz uygulayabiliyor. KKM başladığında politika faizi yüzde 14’tü, dolayısıyla en yüksek faiz yüzde 17 olabiliyordu. Daha sonra politika faizi yüzde 13’e düşürülünce tavan faiz de yüzde 16’ya inmiş oldu.

Ancak çoğu banka ne daha önce yüzde 17 faiz uyguladı, ne şimdi yüzde 16 faiz uyguluyor. Çünkü bu oranlar tavan ve bankalar faizi daha düşük tutabiliyor.

Vatandaş da kur korumalı mevduat hesabı açtırırken ya da hesabını yenilerken bankanın faizine neredeyse hiç bakmıyor. Çünkü kur artışı faizin altında kalmıyor ki bu oran önem taşısın. Kur artışı hep daha fazla ve faizle kur artışı arasındaki fark nasıl olsa Hazine tarafından ödeniyor.

Olan Hazine’ye, dolayısıyla KKM hesabı açtırmayanlara oluyor.

İlgili Haberler